Bakın bu sürenin belki de daha uzun olduğunu bile kabul edebilirsiniz.

Önce meseleyi anlatayım, sonra süresine siz karar verin!

+++

Mesele sahibi olan taraf AK Parti!

Ve büyük bir sorunla karşı karşıyalar!

İlk kez bir genel seçimden mağlubiyetle çıktılar.

2. Tur’da daha da büyük fark yediler.

Yeni bir seçim daha olsa fark yine açılacak, o derece!

+++

AK Parti’nin son döneminde yaşananları eleştiriyoruz…

Ancak ortada duran başarısızlığı anlamak için daha da eskiye gitmek gerekiyor!

Tamam büyük bir liste yanlışı yapıldı.

Şehirle ilgileri olmayanlarla seçim çalışması yapıldı.

Ne kenti ne kent halkını tanıyanlar partinin seçim propagandasını üstlendi.

Gidilen yerlerde “Kim bunlar” denilen ortamlar oluştu.

Allah’tan ekip içinde tanıdık yüzler vardı da pek çok yerde durum anlık olarak kotarıldı!

Kısacası;

AK Parti, süreci profesyonel çalışmalarla, ekiplerle falan kurtaracağını sandı ama yanlışa yanlış kattılar.

Şehrin kendi dinamiklerini ne gördüler ne duydular ne de dinlediler!

+++

Neyse bunlar yeni mevzular…

Hepsini sıra sıra elbette konuşacağız.

Yazımızın başına, asıl konuya dönelim.

“Evet, her seçimin galibi neden bunca geriye düştü?”

Bu soruya yanıt arayalım.

Belki AK Parti Kurmayları, bu soruya her yönüyle cevap arayacaktır ama bunun için dediğim gibi biraz eskiye de gitmeleri gerekir.

Şöyle ki;

“Parti artık siyaset yapan bir kurum olmaktan çıkıp, kişilerin ego savaşı alanı haline getirildi”

Bürokrat atama savaşlarından tutun, bilet bulamayan vekilin TCDD personeline sardığı günler yaşandı.

Bir milletvekilinin tebdili kıyafet şehir turu attığına ilk kez tanık olduk mesela!

Ha keza Ankara’daki durumlar.

Şehri bıraktılar güç gösterisi için adeta köşe kapmaca oynadılar koridorlarda!

Diğer tarafta kentin pek çok noktası boş kaldı.

Zira teşkilatlar işi gücü bıraktı genel merkezde şikayet kuyruğuna girdi.

Her giden bir diğerini şikâyet etti.

Şikâyet edilen de kendisini şikâyet edeni şikâyete gitti.

Ortada bir kısır döngü oluştu.

“Partide herkes birbiri ile mücadele ederken saha bomboş kaldı.

E doğal olarak boş bırakılan yerler başkaları tarafından anında dolduruldu!

Ortaya rakibinden 10 puan fark yiyen bir AK Parti çıktı”

+++

Dediğim gibi…

“14 Mayıs ve sonrasındaki tablo sadece bugünün yanlışlarının eseri değil!”

Aradan geçen yıllarda partinin adeta başı boş biçimde bırakılmasının da sonucu oldu.

Tüm bu sancılı sürece, yukarıda sözünü ettiğimiz seçim süreci yanlışları da eklenince olanlar oldu.

Hem birincilik verildi…

Hem psikolojik üstünlük kaptırıldı.

Hem şehir siyasetindeki algı dağıldı.

Hem de eldeki bir vekil daha gitti.

+++

Peki tüm bu süreç sona erip, yepyeni bir AK Parti gelir mi?

İşte buna partiyi bugün yönetenler veyahut yönetmesi için gönderilenler karar verecek!

Neye karar verirler, ne yaparlar, nasıl bir yol izlerler bilemiyorum.

Tek bildiğim ağır yaralı bir AK Parti olduğu ve acilen tedavi edilmesi gerektiğidir.

Yoksa 10 ay sonraki seçimler de gelir geçer de “Ne olduğunu kimse anlamaz!”

Uyarmadan geçmeyelim.