Eski düzenin devam etmesi için ne lazım?

Eskilerin hala yönetimde olması gerek!

Öyle değil mi?

Eğer kafaları, vizyonları değiştiremiyorsanız;

Ya da yönetildiğiniz kişi vizyon sahibi, mürekkep yalamış, toplumu da kültürü de beşeri de biliyorsa tamam…

Lakin bu vasıflardan uzak…

Sadece siyaset kurumunun dirsek olduğu bir isimseniz, yöneticilik yapmanız toplumun büyük kısmının inandığı dine bile uygun olmaz!

Ki, dinde “İşi ehline verin” denilir!

Böyle bir felsefenin olduğu bir dine rağmen, bu görüş ne kadar hayata geçiriliyor takdir sizin!

+++

Neyse…

Yazımıza başlarken verdiğimiz tanımlamalardan yola çıkarak pek çok kişi gözünüzün önüne geldi değil mi?

Biliyorum, şehrin geçmişinde yönetici olarak görev yapmış ama sadece yapmış olmak için yapanlar geldi gözünüzün önüne…

Ankara’dan oradan buradan bulduğu destekte, torpille, tanıdıkla bu makamlara gelenler de yine geçti gözünüzün önünden.

Kendisini çok donanımlıymış gibi gösterip, seçildikten sonra ortadan tüyenler de geldi hayalinize.

Her gün vatandaşla poz verip, bir daha kente uğramayanlar da düştü aklınıza.

Makamda poz verip sıra işe gelince görünmeyeleri zaten hatırladınız.

Gazetecilere boy boy fotoğraf verip, demagojiden başka bir işe yaramayanlar da canlandı kafanızda…

Basını kavga aracı gibi kullanıp, rakipleriyle uğraşıp gündemde kalma çabasında olanları hemen hatırladınız.

Şehirde bir ton sorun varken, hepsine “Hangi sorun?” tavrıyla yaklaşanları tahayyül ettiniz.

Diğer tarafta ise…

Başta sözünü ettiğim vizyon sahibi ve gelecek kuşakların olası talepleri için bile kendisini yetiştirmiş o isimler…

“Onları da zaten hemen çıkardınız, ki hepi topu bir elin beş parmağı kadarlar!”

+++

Neyse…

Yönetici olmak, yönetmek, idare etmek zor bir iş.

Bugüne kadar da pek çok yönetici gördük tanıdık ettik.

Çoğunun bir taş üzerine yenisini koyamadığına tanıklık ettik.

O taşları dizmek isteyenlerin nasıl da engellendiğini, saf dışı bırakıldığını gördük.

Kendisini yetiştirmiş, şehre hizmet etmek için hazır olan isimlerin nasıl da bir bir devreden çıkarıldığına şahit olduk.

Ve en kötüsü nedir biliyor musunuz?

İşte bu yazıdaki asıl konumuz bu!

+++

Son günlerde şehirde birkaç ay sonra yapılacak olan seçimler için geçen isimlere bakıyorum…

Şehrim adına, toplum adına, hemşehrilerim adına, ailem adına, çocuğum adına herkes adına çok ama çok üzülüyorum…

Ortada ne bir yeni isim ne yeni yüzler ne donanımlı tek bir kişi var.

Varsa yoksa geçmişte bu şehirde görev yapmışların yeniden o makamlara erişme hırsı, egosu, kibri var!

Ne ortada şehir adına yeni bir söylem koyacak ne de şehre adım attıracak, ne de kente yeni hedef koyacak bir kişi var!

Ve maalesef ki varsa yok yine o eski, hiçbir işe yaramamış ve unutulmaya çoktan yüz tutmuşlar var.

Gel de üzülme, gel de kahrolma!