Biliyorsunuz Eskişehir’in en büyük sorunlarındandır;

“Kent merkezine sıkışmışlık”

Barınma sorunundan trafiğe kadar sorunlar büyümeye devam ediyor bu yüzden!

Oysa Eskişehir, yüzölçümü olarak ülkenin büyük kentlerindendir.

Buna rağmen nüfusun tamamına yakını merkezde yaşıyor.

Kırsal dediğimiz alanlar ise maalesef her geçen gün daha da boşalıyor.

Bazı köyler var ki, resmen kaderine terk edilmiş!

Veyahut köy ahalisi gitmiş, yerine göç vasıtasıyla farklı kentlerin insanları gelip yerleşmiş.

Yani köyden kente göç, hiç olmadığı kadar güçlü biçimde yaşanıyor, dahası demografig yapı da bozuluyor Eskişehir’de…

Maalesef bir mahalle kadar kalan ilçelerimiz var artık.

Ki bazı ilçeler, şehir merkezinin en küçük semtinden bile daha küçük halde.

İşin daha da kötüsünü söyleyeyim mi?

“Maalesef ki bu duruma karşı kimse bir şey yapmıyor.

Şehri yönetenler, olan biteni öylece izliyor!”

+++

Oysa bu meselenin ne denli ciddi olduğunu anlattığımız onlarca yazımız var.

'Özellikle tarım topraklarının terk edilmesi;

Veyahut yabancılara satılması gibi her geçen gün ağırlaşan tablo karşısında bir şey yapılmalı' dedik durduk!

Neler yapılması gerektiği de aslında ortada!

Ama yapacak birileri lazım!

Bu konuda sorumluluk hissedecek…

Taşrayı yeniden ayağa kaldıracak yöneticiler gerek!

+++

Tüm bunları neden hatırlattık?

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın hafta sonu Seyitgazi ziyareti vardı.

Şehrin ne denli kültürel, doğal ve tarihi zenginliklerle dolu olduğunu gösteren bir gezi oldu.

Başkan Kesikbaş, tüm gezi notlarını sosyal medya hesabından paylaştı.

Ardından Seyitgazi incelemelerine dair bir de açıklama yaptı.

İşte o açıklama, kırsalın makus talihinin nasıl yenileceğini ince ince anlatan cümlelerle dolu.

Ne diyor Başkan Kesikbaş?

Üretim potansiyelini artıracak işlerden söz ediyor.

Kırsalda tarım dışı faaliyetlere hızla geçilmesi gerektiğini anlatıyor!

Ekonomik çeşitliliğin hemen artırılması için çalışılması gerektiğinin altını çiziyor!

Peki ne demek istiyor Başkan Kesikbaş?

İlçelerde üretilen yöresel ürünlerin markalaştırılarak ulusal ya da uluslararası pazarlara açılabileceğini…

Aynı şekilde bitkisel ve hayvansal ürünlerin daha çok katma değere dönüşebileceği projeleri...

Tüm bunlar için gerekli enerji kaynaklarının yenilenebilir enerjiden olması gerektiğini…

Hatta tarımdan kalan atıkların bile ekonomiye dönüştürülebileceğini anlatıyor.

Kuşkusuz turizm değerlerinin kullanıldığında ne denli ekonomik kaynaklar oluşturabileceğini, hatta sosyal hayatın aynı oranda gelişeceğini sözlerine ilave ediyor…

+++

Tüm bunlar kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?

Çünkü her biri bir vizyon süzgecinden geçmiş sözler…

Hayata geçirildiklerinde bölgenin iklimini baştan aşağı değiştirecek cümleler…

Öyle ya;

Bir insan toprağını neden terk eder ki?

Tamamen hayat şartları ile ilgili.

Eğer bir insan bulunduğu yerde sosyal ve ekonomik anlamda mutlu değilse farklı yerlere göç eder.

Tıpkı Eskişehir’de yaşanan köyden kente göçler gibi.

O halde bunu tersine çevirmek için Başkan Kesikbaş’a kulak vermeli!

Söyledikleri ciddi ciddi masaya konulup adımlar atılmalı.

Yoksa iş işten geçmek üzere.

Ki yakında Eskişehir’in ne bir ilçesi ne bir köyü kalacak.

Ne toprağı eken üreticisi ne de milletin efendisi köylü kalacak!