İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan, TOKİ üzerinden yürütülen “İlk Evim, İlk Arsam” kampanyasına ve kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Ulucan, projelerin dar gelirli vatandaşların konut sorununu çözmek yerine rant odaklı bir anlayışla ilerlediğini belirterek, hükümeti hedef aldı.

3 bin 500 başvurudan 1200’ü vazgeçti

Ulucan, “İlk etapta 350–500 metrekare büyüklüğünde arsaların 200 bin, 250 bin, 300 bin TL bedelle satışa çıkarılacağı söylendi ve başvurular toplandı. Başlangıçta yaklaşık 3 bin 500 vatandaş başvuru yaptı; bunların 1850’si para yatırarak devam etti, ancak 1200 civarında vatandaş rayiç bedellerin yükselmesi nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı” dedi. Bu tablonun, hükümetin vatandaşa ev sağlamak yerine rant sistemini büyüttüğünün göstergesi olduğunu vurguladı.

Yol kenarındaki değerli arsalar ihaleye çıkarılmadı

Ulucan, Kocakır mevkisinde 3 bin 193 parselin oluşturulduğunu ancak rant değeri yüksek bölgelerin ihaleye çıkarılmadığını belirterek şunları söyledi:

Süt Fiyatı Üreticiyi Kurtarmıyor, Damızlık İnekler Kesime Gidiyor
Süt Fiyatı Üreticiyi Kurtarmıyor, Damızlık İnekler Kesime Gidiyor
İçeriği Görüntüle

“Yol kenarı gibi rant değeri yüksek bölgeler ihaleye çıkarılmadı. Bu yerlerin daha sonra çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulacağı anlaşılıyor. Böylece hizmet vaadiyle başlayan süreç, rant ile son bulmuş oldu. Vatandaşın, milletin hakkıyla adeta dalga geçildi.”

Dar gelirlinin ev sahibi olması imkânsızlaşıyor

Ulucan, mevcut ekonomik koşullar altında asgari ücretli, emekli ve bugüne kadar ev sahibi olamamış dar gelirli vatandaşların bu şartlarda ev sahibi olmasının giderek imkânsızlaştığını ifade etti.

Kentsel dönüşüm ve Küçük Sanayi eleştirisi

Deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm konusunda da hükümetin belirsiz bir politika izlediğini söyleyen Ulucan, “Yunus Emre Caddesi, Hasan Polatkan, Sivrihisar 1 ve Sivrihisar 2 caddeleri kentsel risk alanı ilan edildi. Ancak burada nasıl bir dönüşüm gerçekleştirileceği hâlâ belirsiz. Küçük Sanayi Bölgesi’nin şehrin merkezinde kalmış olması zaten önemli bir sorun. Gündoğdu ve Yeşiltepe’de imar planları değiştirildi ama hükümet ile yerel belediyeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle süreç tıkanmış durumda” dedi.

Ulucan, Küçük Sanayi dönüşümünün şehrin geleceği açısından kritik olduğuna dikkat çekerek, “Bu çalışmanın şehrin doğasını bilen, estetiğine uygun bir anlayışla yürütülmesi çok önemlidir. Konutlardan ziyade vatandaşın vakit geçirebileceği yaşam alanları, kültürel faaliyetler ve sosyal mekânlar ön planda olmalıdır. Şehir plancılarının sürece dahil edilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

Hamamyolu ucube bir projeye dönüştü

Ulucan, Hamamyolu’nda yaşanan değişiklikleri de örnek göstererek şöyle kaydetti:

“Hamamyolu Projesi’nde dışarıdan bir firmanın yürüttüğü çalışma nedeniyle bölge eski dokusunu kaybetti. İlk açıklanan projede anfi vardı, yeraltı suyunun çıkması gerekçesiyle değiştirildi ve ortaya şehrin dokusuna uymayan piramit biçimli yapılar çıktı. Bu, Eskişehir’in estetiğine aykırı bir sonuç oldu.”

Kazım Kurt’un projelerin İstanbul’dan gelen firmalara verilmesine dair itirazlarının haklı olduğunun altını çizen Ulucan, şöyle konuştu:

“Şehrin kimliğini bilmeyen firmaların yaptığı projeler, Hamamyolu örneğinde olduğu gibi ucube sonuçlar doğuruyor. Küçük Sanayi dönüşümü, Eskişehir’in çehresini değiştirecek en önemli projelerden biri olacak. Burada rant kaygısından uzak, şehrin ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşım izlenmelidir.”