Sevgili dostlar, malumunuz bir haftadır CHP Sivrihisar örgütü konuşuluyor. Geçtiğimiz haftalarda yapılan ve divan başkanlığını CHP Eskişehir il başkanı Talat Yalaz’ın yaptığı ilçe kongresi sonucu ilçe yönetimine tüzüğe aykırı bir şekilde iki belediye çalışanı girmişti. Aynı zamanda bu iki kişi il delegesi olarak yazılmış, il kongresinde oy kullanma hakkı elde etmişlerdi. Son tüzük kurultayında eklenen yeni kurallara göre nüfusu 20.000’den fazla olan yerlerde partili belediyeler, bunların bağlı kuruluşları ve iştiraklerinde çalışanlar kongrelerde aday olamazlar ve ilçe kongresi delegesi olarak seçilemezler. İl ve ilçe başkanı ve yönetim kurulu üyesi olamazlar. Gayet açık olan bu tüzüğe göre yapılanlar benim de dikkatimi çekmiş ve bir hukukçu olan Yalaz’ın böyle bir hata yapmasını anlamlandıramamıştım. Bu sebeple Sivrihisar’ın nüfusunu araştırdığımda Sivrihisar Kaymakamlığı’na göre 20.746, Sivrihisar Belediyesi’ne göre 20.746, TÜİK’e göre 20.258 olarak gördüm.
Dün bizimkilerin CHP Sivrihisar ilçe başkanı Faruk Ertaş ile yaptığı röportajı okuduğumda kaynaklarımda bir hata olduğunu düşünüp tekrar kontrol etme ihtiyacı hissettim. Çünkü kendisi açıklamasında nüfusun 19.830 olduğunu savunurken, bununla alakalı resmi yazıyı talep ettiklerini söylüyordu. TÜİK, Sivrihisar Kaymakamlığı ve Sivrihisar Belediyesi’nin internet sitelerinde yazan nüfusu reddederlerken kimden resmi yazı istedikleri aklımda soru işareti uyandırdı.
Öncelikle bu resmi yazıyı ilçe kongresinden önce istemeleri ve bunu ilçe kongresine resmi olarak geçirmeleri gerekiyordu. Kriz ortaya çıktıktan sonra yapılan açıklama açıkçası akıllarda soru işareti yaratırken ilçe kongresi divan başkanı Talat Yalaz’ın sessizliği de beni hayrete düşürdü. Adayı olduğu kongreye tüzüğe uygun olmayan delegelerle gidilmesi muhalefetin iştahını kabartmış olsa gerek. Tahminen önümüzdeki il kongresinde Sivrihisar delegeleri kongrede oy kullanmayacaklardır. Aksi takdirde hukuki olarak kongreyi iptale götürecek sonuç doğmuş olur. CHP Genel Merkezi ve İstanbul örgütü bu konuda hukuki savaşlar verirken ve canlı örnekler varken bu acemiliğin nasıl ve neden yapıldığını anlayamadım. İlçe yöneticisi ve il delegesi olarak yazılan kişiler çok güçlü ve baskıcı kişiler mi ki sevgili Talat bu riski göze aldı yoksa açıkça bir acemilik mi var işi çözemedim.
İşin ayrı bir dikkatimi çeken konusu ise bu konuyu ilk olarak muhalefetin “akıl hocası” olarak görülen ve Yalaz ile Kurt’a olan muhalefeti organize eden Vedat C. Alp tarafından kaleme alınması oldu. Bu hafta üç yazısında il yönetimini ve Talat Yalaz’ı uyaran yazılarıyla hem kamuoyunun fark etmesini hem de Yalaz’ın bir yanlıştan dönmesini sağlayacak hamle yapma şansını sağladı. Açıkçası bu durumu uyarmadan 20 Ekim’de açılacak olan bir dava ile kongrenin iptalini sağlayabilir ve muhalefete yeni bir şans tanıyabilirdi. Tahminimce ilçe kongresi sürecinde yaşanan ağır mağlubiyetin ardından Yalaz’a bir barışma sinyali vermek istedi Vedat C. Alp. Bence sevgili Talat bu barışma çağrısına yanıtsız kalmamalı, çünkü en yakınları bile onu bu konuda uyarmazken kendisine muhalefet eden bir kişi tarafından ön alma şansı tanındı. Milletvekilliğine koşar adım hazırlanırken ve istifasının ardından partiyi bırakacağı prensini ararken bu konuyu atlayan Yalaz, Alp sayesinde genel merkezden gelecek olan ciddi sıkıntıların önüne geçmiş oldu. Tarihe enteresan bir not olarak bunu düşmek gerekiyor. CHP gibi kaygan zeminli bir yapıda bu tarz taraf değişiklikleri sıkça görülebiliyor.
Yarın görüşmek üzere, sağlıklı günler diliyorum.