Dedikodu çarkları yeniden çevrildi şehirde.

Ünlüce’nin istifası kiminin ekmeğine yağ sürerken kimileri de olasılık sınırlarını genişleterek yeni senaryolardan paye almaya çalışıyor.

CHP’nin aday çıkartmasını seçim kazanmak için yeterli bir argüman olarak gören, mevcut gerçeklerden uzaklaşmış ve herkesin kendini oyun kurucu zannettiği bir sistemin handikaplarını hesap eden yok.

Yıllardır aynı hataları yaptığı için kaybeden AK Parti’yi eleştirenler bugün aynı topa ıstaka attıklarının farkında bile değil.

Tabanın genel başkanı dahi değişime zorladığı CHP’yi hala stratejik planlar ve algılarla aynı kapının önüne getirmeye çalışan akıl hocaları şehrin mevcut düzenine de ciddi bir çomak sokmak üzere…

Eskişehir’de siyaset niteliğini kaybetti.

Eline telefonu alan, yanına 2 kişi takan herkes şehrin hallice bir kasaba oluşundan istifade ederek oyun kurmaya çalışıyor.

Zannediyorlar ki 3,5 köşe yazana senaryolar üfürmek, 100 kişiye benzeri şeyleri konuşturmak ve 900 bin insanı etkilemek, baskılamak mümkün… Hadi oradan!

Sosyal medyanın verdiği dangalak yetkilerle işine gelmeyen her paylaşımı boklayan, kendini kaf dağının üstünde ve kayda değer zanneden, kendi rantını ve ideolojisini şehrin yarınlarından önde tutan ahmakları anlayabilirim. Onlar da kendi gerçekliğinden uzaklaşan hepi top 10 bin kişilik dar bir siyasi kadronun figüranları nihayetinde.

Gel gelelim siyaset bilimci, saha uzmanı, seçim antropoloğu gibi nişanları takacak yer bulamayan sözüm ona ileri gelenlerin aynı sarmala hapsolmalarına tahammül edemiyorum.

Eskişehirspor’un oy karşılığı yok teranesi ile aşağı mahallede söylediklerine yukarıda kendileri inananlar.

Hizmet değil zihniyet diyerek 900 bin insanın yol, su, çöp, ulaşım gibi sorunlar yerine senfoni, heykel, tiyatro odağına girdiklerini düşünenler.

Kendi sefalarının kendilerine reva olduğunu zannederek ayakları yerden kesilen ve seçmeni çantada keklik görenlerin muamelesi artık miladını doldurdu.

Yeni bir şey yapmaya hevesi olmayan, sırada bekleyen fırsatı bir kez daha alt etmeye çalışan sistem kendi yankı odasında kendi sonunu hazırlıyor.

İmparatorlukların vahim kaderini ve tarihi vesikalarını bu kadar görmezden gelen sözüm ona aydın ve entelektüel sermayenin hoyratlığı karşısında yeni bir cümle kurmak zor.

Taraf olmakla objektif olmak arasındaki o ince çizgiyi anlamayanların saldırganlığına şapka çıkartıyor ve şapkadan tavşan çıkartma hayali kuranlara son bir tavsiye vermek istiyorum.

Eskişehir’in nüfusu 10.000 değil 908.000 kişi!