DSCF0166Sevgili okur, geçtiğimiz gün dile getirdim. İlke olarak muzır neşriyattan kaçınırım mamafih gerekli hallerde bazı konuşulanları söylemekten, paylaşmaktan kaçınmam.

Kimi buna patavatsızlık der, kimi dobralık kimi ise fitne fesat…

Nitekim benim bile bu muzır neşriyatlar içinde sakıncalı bulduğum, çekindiğim, haysiyet cellâtlığı noktasında geri durduğum yerler vardır.

Bu yüzden bir yabancı olarak geldiğim Eskişehir’de kendimi yıllardır buraya ait hisseder, benimle aynı düşünceye vakıf insanlarla yaşamaktan gurur duyarım.

Fakat sevgili dostlar, son yıllarda benim toz kondurmadığım Eskişehir’e bir şeyler oldu.

Siyaset, ticaret birbirine karıştı.

Mevki, makam, hırs ve şehri dizayn etme çalışmaları şehrin genel kalitesine fire verdirecek eylemlere, söylemlere ve iftiralara dönüşmeye başladı.

Eskiden mi çekinirdik, eskiler mi çekinir di bilemedim ama son dönemlerde asla onaylamayacağım itibar suikastlarına tanık oluyorum.

Kendi yoldaşları tarafından yalnız bırakılan, garip bir şekilde kendisiyle aynı zümrede olmayan insanların desteklediği ve vicdana sığmayan mağduriyetler yaşayan isimler gözlüyorum.

Bu isimlerin sonuncusu ise AK Partili Murat Özcan…

Öyle hissediyorum ki birileri, özellikle kendi çevresinde, partisinde olan birileri bile, isteye Murat Özcan’ı sindirmek, susturmak, biraz geri çektirmek için önemli bir mesai veriyor.

Birkaç keredir Özcan hakkında dipsiz kuyuya atılan, pek olasılık vermediğimiz söylemler, iddialara tanık oluyoruz.

Sadece siyaset değil aynı zamanda yıllardır ticaret yapan birisine karşı bu tür iddiaların pek iç açıcı olmadığı ve cahilane bir çabanın ister istemez çok başka zararlara yol açacağını düşündüğüm için bu süreci esefle takip ediyorum.

Beni meyus düşüncelere sevk eden tek düşünce Özcan’a göre iftira olan bu iddialar değil pek tabii. Ben Özcan gibi partisinin şehirdeki birkaç önemli ve sevilen aktöründen birine karşı yapılan bu taarruzu kendi partisinde sessizce izleyenlere şaşırıyorum.

Uzaktan takip ettiğim için belki kaçırdığım gelişmeler olabilir. Ama hem sosyal medya hem de basına yansıyanlara bakınca Özcan’ın kendi partisinden çok yıllardır rekabet ettiği partilerin mensuplarınca savunulduğunu görüyorum.

AK Parti’de Zihni Başkan ve kurmaylarının yani il yönetiminin, hemen her konuda açıklama yapan partinin hukukçularından Pınar Turhanoğlu’nun, Metin Tezişçinin, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanlarının bu iddialara karşı mesajlarını göremedim.

Bizim veteran devrimciler bile Özcan düzgün çocuktur, ilkeli çocuktur bu işlere girmez, ayıp etmişler demelerine rağmen AK Partili isimlerin sessizliği öyle tahmin ediyorum ki nice kişinin dikkatini çekmiştir.

Yoksa Özcan’ın etkin muhalefet olarak partide basamak çıkan bir isim yani ileride yapılacak seçimlerde kendi önüne geçeceğini düşünenler mi var?

Yani kendi partisinde hazır Özcan ismi zedelenecek diye ellerini ovuşturanlar ve bir kişiyi daha eledik diye kendi ikbalini düşünenler mi var?

Ben parti ayırt etmeksizin son günlerde bu hoş olmayan siyasi ve ticari dedikoduların şehrin kültürüne ters olduğunu, kimsenin bir sonuç alamayacağı gibi kendine ve şehrin kalitesine zarar verdiğini defaat ile ifade etmek isterim.

Murat Özcan’ı tanımam, herhangi bir yerde 20 metre yakından görmüşlüğüm yoktur. Mensubu olduğu siyasi partinin izlediği politika rahatsız edicidir. Ama ben ve dostlarım yapılan bu iş karşılığında Özcan’ın zayıflamak değil itibar sahibi olduğunu düşünüyoruz.

Bu da bu tür işlere kalkışanlara aslında istediklerinin tam tersi bir tesir yaptıklarının kanıtı olarak bir cevap olsun.

Özetle kendinize ve başkalarına bunu yapmayın. Kesin kanıt olmadan konuşmayın. Var ise bir şüpheniz gelişi güzel yazmak yerine bir zahmet vatandaşlık görevi olarak savcılığa gidin.

Yoksa savcılığa farklı iddialarla bu kez savunma yapmak için gidersiniz.