Sevgili dostlar merhabalar. Açıkçası ben bu yazın sakin geçeceğini düşünmekteydim. Biliyorsunuz mevsimleri tersine yaşayan biri olarak yaz aylarını daha serin olan Eskişehir’de geçiriyorum. Malumunuz Eskişehir’de yazlar siyasi olarak oldukça sakin geçerdi. Fakat memleketin içinden geçtiği olağan üstü durum şehrimize de yansımış durumda. Bugünkü yazımın konusu Ak Parti Eskişehir teşkilatı üzerine.
Bildiğiniz üzere bundan yaklaşık 1,5 ay önce Ak Parti Eskişehir teşkilatına ve sevgili Gürhan’a bazı uyarılarım olmuştu. Bunu kısaca özetlemem gerekirse yönetimindeki “davaya bağlı” kişilerin eksikliği ve parti geleneğinden gelmeyen kişilerin çokluğundan bahsetmiştim. Daha yazım 2 ayı tamamlamadan çoğu öngörüm gerçekleşmiş oldu.
Şunu en baştan söylemeliyim, ben sevgili Gürhan’ın 24 yıllık Ak Parti tarihinin en iyi il başkanı olduğunu düşünüyorum. Kişi ya da oluşumların siyasi görüşüne bakmadan Ankara’da çözülecek işlerin tamamını tek başına çözen, tüm şikayetleri ileten ve gün sonunda 3 vekilin toplamından daha fazla çalışan ama yalnız bırakılan bir il başkanı profili çiziyor. Her yere ulaşan, her eli sıkan fakat günün sonunda kimseye yaranamayan bir durum içinde gözüküyor. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi yönetimini kurarken yaptığı net yanlışlardır. Bazı vekillerle iltisaklı yönetim kurulu üyelerinin Albayrak’a operasyona başladığını net bir şekilde görebilirsiniz. Teşkilat içerisinde bazı yoklamalar yaptığımda Albayrak’ın önümüzdeki ilk yerel seçimde Ayşe Ünlüce’nin karşısına çıkacak doğal aday olduğu konuşuluyor, hatta hak da veriliyor. Bildiğiniz üzere Ak Parti Eskişehir’de teşkilattan çalışarak ve hak ederek geleni sevmez, Ankara atamalarını ve transferlerini tercih eder.
Benim dikkatimi çeken son konu dün Ak Parti yönetim kurulu üyesi bir kişinin imtiyaz sahibi olduğu gazeteden Gürhan Albayrak’a manşetten attığı başlıktı. Gürhan Albayrak’a açık açık herkesi küstüren ve dışlayan bir başkan profili çizilirken, aynı akşam da sahibi olduğu tv kanalından bu saldırılara devam edildi. Bugüne kadar güler yüzlü ve herkesi kazanan kişiliğiyle dikkat çeken Albayrak’ın bu suçlamalara maruz kalması son dönemde yükselişinden rahatsız olan bazı kişilerin talimatıyla gerçekleştiği çok açıktı. Aynı zamanda İmamoğlu’nun tutuklandığı dönemde gerçekleşen sokak eylemlerinin başka bir yönetim kurulu üyesinin imtiyaz sahibi olduğu basın kuruluşu tarafından sürekli olarak canlı verilmesi beni çok şaşırtmıştı. Hatta bizim EHA da eylemleri canlı verirken sevgili Melih’i aramış ve sen de mi Ak Parti il yönetimine girdin diye kendisiyle şakalaşmıştım. Çünkü malumunuz o korku dolu dönemlerde CHP kökenli basın kuruluşları sokağa çıkmaktan imtina ederken bu yapılan oldukça enteresan bir durumdu benim için.
Kendi yönetim kurulu tarafından parti geleneğine uymayan davranışlarla zor duruma düşürülmeye çalışılan Albayrak’ın acil bir şekilde önlem alması gerektiğini düşünüyorum. Kendisinin son yazdığım yazıya sinirlendiğini ve benimle tanışmak istediğini duydum. Sevgili Gürhan, benim kimse için istediğim kötü bir durum yok. Ama seni iyi tanıyan ve iyi niyetini bilen biri olarak bu tarz ayak oyunlarına yenik düşmeni istemediğim için seni uyarmak istemiştim. Şehri için Ankara’da yaptığın kulisleri ve il başkanları toplantılarında korkmadan ilettiğin şikayetleri iyi bilen biriyim. Milletvekilleri tarafından yalnız bırakıldığını ve Ak Parti’nin TÜSİAD’ı olarak bilinen güçlü bir STK tarafından hedef olduğunu da gözlemleyebiliyorum. (Tam bu yazıyı yazarken o STK’nın güçlü bir isminin istifasını duymuş olmak da kaderin bir cilvesi olsa gerek.) Hedeflediğin siyasi pozisyonlara bu günlerde girdiğin sınava verdiğin cevaplarla ulaşacağını bilmeni isterim. Ama şunu da unutma, bulunduğun partide sınav kağıdını halk değil Ankara’daki güçlü kişiler okuyacak.
Sevgili Gürhan’a son tavsiyem ise Ak Parti’de belediye başkanlığı ya da milletvekilliği gibi pozisyonlara gelmek istiyorsa CHP’de siyaset yapmasıdır. Hem sevgili Talat’la olan tatlı rekabeti partiye dinamizm getirecek, hem de biz siyaset sevenler için güzel bir mücadele izlememize sebep olacaktır. Ak Parti Ankara’nın dikkatini çekmeyi başardığında da transferle gönül verdiği partide ayak oyunlarıyla uğraşmadan istediği pozisyona gelmiş olacaktır. Kendisinin de çok iyi bildiğini düşünerek şunu söylemek istiyorum. Ak Parti Eskişehir’de çalışarak hiçbir yere gelinemez. Bu dediklerime inanmıyorsan resmini astığın Osman Yüksel, Dündar Ünlü ve Murat Özcan’dan başlayarak bazı kişilerle dertleşmeni tavsiye ediyorum.