Rap Müzik Sanatçısı

Trabzonlu olduğunuzu biliyoruz, Eskişehir’le yollarınız ne zaman kesişti?

1987 Trabzon doğumluyum. Yaklaşık 17 yaşıma kadar Trabzon’da yaşadım. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film Animasyon bölümünü kazandım ve Eskişehir’e yerleştim. Okulu bitirdikten sonra TRT Çocuk’ta çalışmaya başladım. Yaklaşık 5 yıl “Maysa ve Bulut” isminde bir televizyon projesinde yer aldım. Sonrasında rap müzik hayatımın her anında olduğu için yapmam gereken işin rap olduğuna karar verdim. Son 3 yıldır mesleğim olan çizgi film animasyon işini yapmıyorum. Sadece müzikle uğraşıyorum.

“Allame” ne anlama geliyor, ne zamandır bu ismi kullanıyorsunuz?

Rap yapmaya başladığım günden beri bu ismi kullanıyorum. İlk zamanlarda çok fazal sözlğk karıştırıyordum, kelime dağarcığım gelişsin diye. Sonra “allame” kelimesini gördüm. Kulağıma çok güzel geldi. Söyleyiş olarak hem yumuşak hem mistik bir tarafı var. Anlamı da çok hoşuma gitti. “Alim, ulema, bilir kişi” demek Arapça’da. Yaptığımız işle de örtüştüğünü fark edip bu ismi seçtim ve iyi ki de seçmişim.

Rap, hayatınıza nasıl girdi?

Rap ile çok küçük yaşlarda, dönemin en büyük rap grubu Cartel sayesinde tanıştım. Daha çocuk yaşta o müzik ve ritimler çok ilgimi çekti. Zamanla tutkunu oldum diyebilirim. O yaştan sonra başka bir müziğe ilgi duyamadım. Ben de söz yazmak istiyordum, dolayısıyla küçük yaşlarda teyplere kayıtlar yapmaya başladım ve hoşuma gitti, bırakamadım. Lise yıllarında söz yazmaya, kafiye yapmaya başladım. Üniversiteye gelince bu imkanlar daha da gelişti.

İlk yıllardan bu yana rap müziğin gelişimini nasıl buluyorsunuz?

Cartel  o zamanlar Almanya’da yaşadığı sıkıntılardan ve gurbetçilerin sıkıntılarından bahseden bir rap müzik grubuydu. Dolayısıyla Türkiye’de çok ilgi çekti. Ama sonraki yıllarda rap, Cartel ile beraber yavaş yavaş tirajını kaybetmeye başladı. Daha sonra dünyada müzik kültürünün değişmesiyle rap müzik yeniden öne çıktı. Rap müzik, Avrupa’da ve Amerika’da büyük paralar kazandıran bir endüstriye dönüşmüş durumda. Dolayısıyla son yıllarda Türkiye de bu durumdan etkilendi. Özellikle son 3 yılda çok şey değişti. Eskiden çıkamadığımız televizyon programlarında, yer alamadığımız kanallarda şu anda rapçilerle ilgili iyi veya kötü haberleri duyabiliyoruz.

Size göre ilk profesyonel çalışmanız hangisi?

Bana göre ilk profesyonel çalışmam çok uzun yıllar önce değil. “Bir Zombinin Anatomisi” isimli bir albümüm var. 5-6 yıl kadar önce yaptığım bir çalışma. O albümün çıktığı zamanlar rapi yeni yeni iyi yaptığım zamanlardı. Kendi miladımı 6 yıl öncesine dayandırabilirim. Çok uzun zamandır rap yapıyorum ama 6 yıldır fena olmadığımı düşünüyorum.

“Çıkış noktam” dediğiniz ya da hayatınızı değiştirdiğini düşündüğün bir parça var mı?

Açıkçası bütün kariyerimi bir şarkıya bağlayamam. Çünkü o dengeler gözle görülebilir, tespit edilebilir dengeler değil. “Fare Kapanı”nın beni bir noktaya taşıdığını söyleyebilirm. “Bir Dakika” var mesela benim için önemli şarkılardan. “Günah Telaşı” var aynı şekilde. Belki insanların çok dikkat etmediği ama çok sevdiğim “Takvim” diye bir şarkım var. Bu yüzden bir şarkı yok, çok denge var. Belki freestyle yaptığım zamanların kariyerime katkıları olmuştur. Haricinde çok spesifik bir şey yok.

Geçmişe dönüp baktığınızda “Bu parçayı ben mi yaptım?” dediğiniz işleriniz de oldu mu?

Çok var. Müzik kariyerimi ben 2011’de başlatırım ama öncesinde yaptığım 6-7 albüm daha var, bence çöp albümler. Ben dinlediğimde utanıyorum bazen, çocukmuşum o yıllarda diyebilirim. Bu yüzden beğenmiyorum. Şimdi yazdıklarım bence eski şarkılarıma göre çok daha iyi. Hem metafor, söz yazımı, anlatımı açısından hem de şekil ve ses olarak şarkıya hükmediş biçimi olarak çok daha iyi. Dinleyicime göre o müzikler de çok güzel tabii, benim böyle düşünyor olmama kızıyorlar.

Çizgi Film Animasyon bölümünü bitirmenin ve bir süre de olsa bu mesleği yapmanın müzik kariyerinize etkileri neler oldu?

Eğitimim gereği görsel sanatlarla ilgili çeşitli dersler aldık. Bu yüzden yaptığımız iş sadece işitsel değil aynı zamanda görsel bir iş olduğu için bir şekilde benim yaptığım müziği olumlu yönde etkiledi. Animasyon kliplerim olsun, kliplerdeki çeşitli görsel efektler olsun, ya da kliplerin sinematografik anlamda gücü olsun beni çok iyi noktalara getirdi. İlerleyen yıllarda, yaptığım animasyonları da bir şekilde müziğime dahil edebilirim.

Rap müziğin diğer müzik türlerinden farkı nedir?

Rap müzik çıkış prensibi olarak sisteme karşı bir duruşu, bir fikri olan müzik türü. Hip-hop kültürünün kollarından biri. Dolayısıyla bizim bu işi yapmaya başladığımız dönemlerde gerekli teknoloji ve materyaller etrafımızda çok fazla yoktu ve her şeyi kendimiz yapmak durumundaydık. Örneğin bir şarkı yapmak istiyorsanız onun bir alt yapısı olmak zorunda. Buna bizim camiada “beat” diyoruz. O beat’i yapabilmek için bir program öğrenmeniz gerekiyor. Dolayısıyla MC olarak o programı bir şekilde edinip müziğinizi de yapıyorsunuz. Kayıtlarınızı kendiniz alıyorsunuz, ucuz yollu bir kayıt portalı oluşturup müziğinizi icra etmeye başlıyorsunuz. Buna klip de çekmek gerekiyor, haliyle o işi de siz yapıyorsunuz. Çünkü endüstri haline gelmedi rap, rapçiler para kazanamıyor.
Dolayısıyla rap müziği diğer müzik türlerinden ayıran en önemli özellik müziğin her anında rapçinin bir şekilde parmağının bulunması.

Rap müziğin Türkiye’de de bir endüstri haline gelmeye başladığını söyleyebilir miyiz?

Amerika ve Avrupa’da zaten bir endüstri halinde. Yani bir para kaynağı olarak bakılıyor. Dolayısıyla şarkıların konuları da daha çok eğlenceye, gündelik hayata yönelik. Bizde bu durum son yıllarda gelişmeye başladı. Bu, bir noktada gerçekçiliğimizi kaybettiriyor. Belki de söz kalitemizden bir şekilde çalıyor olabilir.

Son yıllara Türkiye’de rap müziğe olan ilginin artışını neye bağlıyorsunuz?

İlgi biraz popüler kültürle ilgili. Tam olarak karşısında durduğunuz, hatalı olarak gördüğünüz popüler kültürün birr şekilde içine giriyorsunuz ve o girdaba bir şekilde kapılıyorsunuz. Gerek televizyonla gerek internetle dünya müziğini yakından takip eden gençler, aynı şeyleri Türk müzik endüstrisinden de bekliyorlar. Rap müzik daha fazla ilgi görmeye başlıyor ve bu da hem plak şirketlerinin hem televizyon kanallarının bu duruma kayıtsız kalmamasını sağlıyor.

Yapım şirketleri rap’a nasıl bakıyor?

Tabii ki artık eskisi gibi değil. Eskiden biz talep ederdik, “Albüm yaptık, yayınlayalım.” diye. Yok parasına albüm yapmak istiyorduk, sesimizi duyurmak için. Artık gelişen teknoloji, özellikle dijital medya özgün müzik üreticilerine büyük bir alan sağladı. Bir şekilde Spotify ile şirketler arasında gözle görülmeyen ama hissedilen bir rekabet durumu söz konusu. Burada bireysel olarak müzik üreten biri, müziğini Spotify’a çok rahat bir şekilde koyabiliyor. Bu yüzden şirketler de rapçilere daha sıcak bakıyorlar, onlarla çalışmamız için. Artık durum tam tersine dönmeye başladı. Bu bir yandan mutluluk verici ama bir yandan da “poplaşma” anlamında bizi tedirgin ediyor.

Türkiye’nin en çok izlenen dizilerinden biri olan “Çukur”un “Kısır Döngü” adlı müziği size ait. Bu süreç nasıl gelişti?

Dizi ilk çıktığında yakın arkadaşım, aynı zamanda back vokalliğimi yapan Nova, “Çukur”  diye bir dizinin çıktığını ve izlemem gerektiğini söyledi. Daha sonra diziyi izlemeye başladım. Bir gün laf lafı açtı. “Şu diziye bir parça yapsak çok güzel olur.” diye kafamızdan geçiriyorduk. Aradan 2-3 gün geçti, çalıştığım şirketten telefon geldi, “Çukur şarkı arıyor.” diye. Bilgisayara başına geçtim, telefonu kapattım. Önce alt yapıyı yaptım, sözleri yazmam yarım saat bile sürmedi. Ve bir gün kadar kısa bir zaman diliminde ortaya çıktı şarkı. Hem sevdiğim dizide yayınlanması hem sevdiğim bir diziye şarkı yapıyor olmam çifte mutluluk verdi bana.

Sizin için yazmanın bir zamanı ya da mekanı var mı?

Diğer müzik türlerinde nasıl olduğu hakkında detaylı bir bilgim yok ama ben genelde gece yazmayı tercih ediyorum. Herkes uyuyor, şehir uyuyor, sen ayaktasın ve duygu durumunu aktarıyorsun. Olabildiğince içsel bir yolculuk yapman gerekiyor ortaya organik bir şarkı çıkması için. Dolayısıyla ben daha çok gece saatlerini tercih ediyorum.

 Alt yapıyı, yani beat’i nasıl üretiyorsunuz?

Örneğin programı açıyorsunuz, bir ritim üretmeye başlıyorsunuz. Biz genelde bir örnekleme üzerinden yola çıkıyoruz. Benim tercihim artık unutulmuş şarkılar oluyor genelde. 70’lerden, 80’lerden artık rağbet görmeyen bir şarkıyı alıp, bir kısmını sample yapıp, aranjesini belki melodisini bozup, yeni bir tavır ortaya koyuyorsunuz. Genelde beat üretimi de böyle oluyor.
Benim için müzik yapmanın bir zamanı yok. Şu an bile set-up’ım olsa oturup beat yapabilirim.

1. sayfa görseli

Öğrencilik hayatı, rap müzik, TRT Çocuk’taki kariyeriniz... Şimdiyse tüm Türkiye’nin tanıdığı, özellikle tüm rapçilerin bildiği bir isim oldunuz. Eskişehir’de yaşıyor olmak buna engel mi?

Eskişehir müzik üretmek için, yaşamak için, güzel insanlarla tanışmak ve sürdürülebilir dostluklar kurmak için ideal bir şehir. İstanbul’un kalabalığından çok uzak, Ankara’nın resmiyetinden çok uzak. Trabzon’un taşralığından çok uzak. Diğer şehirlere ulaşımı da çok kolay. Eskişehir’de yaşadığım için şanslı olduğumu düşünüyorum. Başka şehirlerde yaşamak gibi bir planım da yok şu an.

Başka müzik türlerini dinliyor musunuz?

Mesleğim gereği resim yapıyorum sürekli. Genelde arka planda klasik müzik çalıyor. Ama oturup “Bugün de klasik müzik dinleyeyim.” demiyorum.

Klasik müzik dışında size hitap eden bir müzik türü yok yani?

Arabesk müzik dinlerim ve severim. Fairuz, Natacha Atlas gibi orta doğu müzisyenlerini de çok severim.

Başka türden bir müzikle düet yapmanız istense nasıl değerlendirirsiniz?

Müziğinde ne söylediği, ana temasının ne olduğu, bu müziği ne için yaptığı benim için çok önemli. Şekil, form, imaj daha sonra geliyor. Yaptığı işin çok pop olması haricinde niteliğine bakıyorum. Bir de düet yapacağım kişiyi tanımam gerekiyor. En azından oturup muhabbet etmiş olmam gerekiyor.

Peki, gelecek planlarınızda neler var?

“İki sene sonra şurada olacağım.” diye bir şey söyleyemem. Ben biraz daha spontane yaşayan bir insanım. O an neyi gerektiriyorsa, duygu durumum ne ise onu üretiyorum. Yakın gelecekle ilgili planlarım var, albüm gibi.

Jay-Z, Kanye West gibi ünlü isimlerin kendi müzik şirketleri var, siz in böyle bir düşünceniz hiç olmadı mı?

İlerleyen yıllarda böyle bir müzik şirketi açmayı çok istiyorum. Özgün, kaliteli ve iyi müzik üreten insanlarla ortaklaşa müzik yapmayı çok isterim. Hiyerarşi taraftarı bir insan değilim, bu yüzden ilerleyen zamanlarda mantığımızın uyuştuğu insanlarla çalışmak isterim.
 

Bu müzik  şirketi de Eskişehir’de mi olur?

Tabii ki Eskişehir’de olur. Butik bir şirket olur. Üretiriz ve isteyen gelir. Rekabet kaygım yok, herkes faydalansın isterim.

Yurt dışında çalışmalarınz olacak mı?
Şu an için yok. Daha önce teklif aldım ama değerlendiremedim, o zamanki dengeler uyuşmadığı için. Ama olursa çok güzel olur. Kariyer veya konser anlamında Almanya’ya gitmek istiyorum. Orada ortak bir çalışma yapabilirim. Ama bununla ilgili bir efor sarf etmiyorum.

Yakın zamanda bir evlilik planınız varmış, ne zaman evleniyorsunuz?

Çok yakın zamanda. Önümüzdeki aylarda dünya evine giriyorum.

Evlilik müzik hayatınızı nasıl etkiler?

Eşim iç mimar. Aynı okuldan mezun olduk. Aynı arkadaş ortamında tanıştığımız için, beni zaten rapçi kimliğimle tanıdığı için, rutinlerimi bildiği ve bunların içinde olduğu için negatif anlamda etkileyeceğini düşünmüyorum kesinlikle. Aksine destekleyeceğini düşünüyorum.

Kaç yıldır birliktesiniz?

Altı yıldır birlikteyiz.

Allame’nin bir günü nasıl geçiyor?

Klasik bir insan nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyorum ben de. Beat yaptığım için gece geç saatlerde uyuyorum. Bu beat’e şarkı yazsam da yazmasam da  istisnasız her gün beat yapıyorum. Bu benim 15 yıldır rutinim haline geldi artık. Yapmadığımda eksik hissediyorum. Gün içinde yapmam gereken işleri yapıyorum kısaca.  Haricinde zamanımın büyük bir bölümünü müziğe harcıyorum. Bilardo oynamayı çok seviyorum mesela, iyi de oynuyorum. Langırtta çok iddialıyım. Langırtta Eskişehir şampiyonluğum var birkaç kez. Kalan zamanlarımda resim ve illüstrasyon yapıyorum.

Konser takviminız nasıl, yakın zamanda nerelerde göreceğiz sizi?

Şu sıra durgunum çünkü bir albüm hazırlığındayım. Evden dışarı çıkamıyorum. Albümle uğraşıyorum. Bunun yanında müzikle ilgili sürpriz projelerim var.