Daha önceki yazılarımızda Recep Taşel’e dair istifa sürecini değerlendirdik.

“Diren Recep Başkan” çerçevesinde yazdığımız yazılarda;

“Taşel’in görevde kalıp kalmayacağını” sorguladık.

O yazılarımızı okuyanlar hemen hatırlayacak;

“Seçimle göreve gelen bir il başkanının her türlü kararı bağımsız olarak verebileceğini dile getirdik”

Taşel’in alacağı her karara bu yüzden saygı duyulması gerektiğini dile getirdik!

Fakat;

Bu sürecin sağlıklı yürüyüp yürümemesi de önemliydi!

İsterseniz bu yazıda, “Görevimin başındayım” açıklamasına giden ama hayal kırıklığı yaratan o kısa zaman dilimini konuşalım.

+++

Biliyorsunuz, parti genel merkezi geçtiğimiz ayın başında teşkilatlara bir yazı yolladı.

O yazıda parti kurullarında görev yapan isimlerin 26 Aralık tarihine kadar istifa edebileceği;

İstifa edenlerin yerine atanacak olan isimleri de yine genel merkezin belirleyeceği ifade edilmişti.

Bu yazı karşısında Taşel’in istifasının ardından genel merkezin atayacağı bir ismin partiyi daha sağlıklı biçimde seçime götürebileceği konuşulmaya başlandı.

Bu şekilde düşünülmesinin sebebi, genel merkez yazısının ardından Taşel’in neredeyse her ortamda istifa edeceğini ima etmeye başlamasıyla birlikte ortaya çıktı.

Hatta son birkaç hafta Taşel, sözlerini imadan öte götürüp istifa edeceğini açıkça belirtmeye başlamasına kadar gitti.

O süreçte yayımlanan “Taşel istifa kararı aldı” haberleri karşısında bile sessiz kalmayı tercih etti!

Bu yüzden sıkıntılı biten kongre sonrasında bazı isimlerle gerilen ilişkilerdeki buzlar bile erimeye  başladı!

Bu durum ise, “Taşel’in istifa etmesi kesin” yorumlarını daha da artırdı.

Dahası, “Partide bu fikir iyice benimsendi ve parti psikolojisi tamamen buraya evrildi!”

Ve elbette ardından Taşel’in istifası beklenmeye başlandı.

+++

İşte ne olduysa son bir-iki gün içerisinde oldu.

Buzların eridiği isimlerle bir araya gelip istifa edeceğini açıkça deklare eden Taşel, son dakika istifa etmekten vazgeçti.

Bu vazgeçişin sebebi nedir bilmiyoruz!!

CHP'li Taşel, “Görevimin başındayım” mesajıyla vekillik rüyasını kenara koyduğunu söylerken, partinin başında kalmaya devam edeceğini açıkladı.

Ve bu açıklaması ile birlikte elbette her kesimin istifasını beklediği Taşel’e karşı bazı kesimlerin tıpkı kongre sonrası olduğu gibi kızgınlıkları daha da arttı.

Bu durum ise, “Tam da ortam yumuşuyor” denilen bir zamanda iplerin belki de eskisinden daha da gerilmesine yol açtı.

+++

Ortaya çıkan manzara şimdi şu;

“Tartışmalı bir genel kurul sonrası göreve gelen;

Görev süreci boyunca “Odunpazarı İl Başkanı” olarak anılan…

Bu yüzden kongre sürecinin toparlanması, partinin önünün açılması ve eski birlikteliğin sağlanması adına istifa edeceği beklenen Taşel, bir kez daha ters köşe bir hareketle gerginliği ikiye katladı!”

Bunun sonuçlarının ne olacağını az çok tahmin ediyoruz elbette!

En başta partinin en kritik seçim sürecine yine alışılagelmiş gerilimlerle gideceğini söyleyebiliriz.

Parti içi mücadelenin özellikle vekil listelerinin oluşturulması sürecinde çok daha yukarı tırmanacağını ifade edebiliriz.

Seçim öncesi son virajda bölük pörçük çalışan bir CHP portresinin ortaya çıkacağını tahmin edebiliriz.

Ki;

CHP bu duruma çokta alışık değil!

Evet, parti içi yarışlarla arada yaşanan kırgınlıklar, dargınlıklar olsa da seçim sathı mahallinde birlikte hareket etmeyi başaran bir CHP’yi her zaman gördük.

Fakat şimdi durumlar çok başka…

Bu kez kırgınlıklar kızgınlığa dönmüş hatta çok daha ileri gitmiş vaziyette!

Bu durum nasıl toparlanır, seçim barışı nasıl sağlanır bilinmez!

Şu bir gerçek ki, CHP’yi zor zamanlar ve ilginç gelişmeler bekliyor.

Bakalım neler olacak, neler yaşanacak?