Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde bulunan Küllüoba Höyüğü’nde yapılan kazılarda, 5 bin yıl öncesine ait mayalanmış ve pişirilmiş ekmek kalıntıları insanlık tarihine ışık tutmuştu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi (EBB) ve Halk Ekmek iş birliğiyle yeniden üretilerek halka, “Küllüoba Ekmeği” olarak sunulan bu buluntu, şimdi uluslararası bir destekle tüm dünyaya pazarlanmaya hazırlanıyor.

Maya sektöründe 170 yılı aşkın tecrübeye sahip Lesaffre, yaklaşık 30 yıldır süren kazı çalışmalarına resmi olarak destek vermeye başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde, Prof. Dr. Murat Türkteki başkanlığında yürütülen kazılar, Lesaffre’nin katkılarıyla sürdürülebilir hale gelirken; aynı zamanda ziyaretçilerin güvenliği ve konforu için yeni düzenlemeler de yapılıyor.

İnsanlığın ortak belleğini gün yüzüne çıkarıyoruz

Küllüoba Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Türkteki, Küllüoba’nın Anadolu’nun en eski şehirlerinden biri olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Küllüoba, günümüzden yaklaşık 5 bin 200 yıl öncesine tarihlenen planlı yerleşim özellikleriyle büyük önem taşıyor. Burada insanlar üretmiş, paylaşmış ve ekmeklerini bölüşmüşler. Dünyada nadir görülen buluntulardan biri olan ‘Küllüoba Ekmeği’, arkeoloji dünyasında çok kıymetli bir yere sahip. Lesaffre’nin bu projeye dahil olması bizim için çok anlamlı. Fermantasyon konusunda uzman bir kuruluşun, tarihin mayasını tutan bu topraklara destek vermesi sadece kazının sürdürülebilirliğine değil, kültürel miras bilincinin yaygınlaşmasına da katkı sağlayacak. Biz yalnızca arkeolojik katmanları değil, insanlığın ortak belleğini gün yüzüne çıkarıyoruz.”

Geçmiş ile gelecek arasında güzel bir köprü

Halk Ekmek Müdürü Serap Güler, projeyi hayata geçirmenin gurur verici olduğunu belirterek, “5 bin yıl öncesine ait ekmek analiz değerleri bize ulaştı. Birebir aynı ekmeği kısa bir Ar-Ge süreciyle yeniden yaptık. Bu proje geçmiş ile gelecek arasında çok güzel bir köprü kurdu. Bu vesileyle projeyi destekleyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’ye teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Sponsorluk değil, tarihe sahip çıkma

Lesaffre Türkiye Genel Müdürü Ünsal Yamaner ise katkılarının yalnızca bir sponsorluk olmadığını vurguladı ve şöyle kaydetti:

“Ekmek yapımı ve fermantasyon, insanlık tarihinin en eski kültürel miraslarından biridir. Küllüoba Höyüğü’ndeki bu eşsiz kalıntılar, insanlığın beslenme yolculuğuna dair yeni bilgiler sunuyor. Geçmişe duyduğumuz saygı, geleceğin inovasyonlarına ilham veriyor. 170 yıllık fermantasyon uzmanı bir şirketi, 5 bin yıllık bir ekmekle buluşturuyoruz. Bu iş birliğiyle kazılara hem akademik hem de kültürel katkı sunuyoruz. Bu, profesyonel hayatımın en gurur verici anlarından biri.”

Kurt’tan Albayrak’a Yanıt: Belediyecilik Bina Yapmakla Ölçülmez
Kurt’tan Albayrak’a Yanıt: Belediyecilik Bina Yapmakla Ölçülmez
İçeriği Görüntüle

Ziyaretçi alanları ve sürdürülebilir buğday çalışmaları

Lesaffre’nin desteği yalnızca finansal katkıyla sınırlı kalmıyor. Ziyaretçilere yönelik yürüyüş yolları, karşılama ve dinlenme alanları gibi altyapı yatırımları da gerçekleştiriliyor. Ayrıca, 5 bin yıl önce bölgede yetiştiği bilinen buğday çeşitlerinin korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması da şirketin hedefleri arasında. Bu kapsamda 5 bin yıl öncesinde bölgede tarımı yapılabilen ve Küllüoba Ekmeği’nin ana malzemesi olan buğday tohumları, Kars ilinden Eskişehir’e getirtilmesi planlanıyor. Kuru tarıma elverişli olan bu tohumlar sayesinde Küllüoba Ekmeği’nin Eskişehir’de ham maddesinin de yetiştirilip, seri üretime geçilmesi planlanıyor.

Küllüoba Ekmeği Eskişehir’den dünyaya

Küllüoba kazısı ile Lesaffre arasında imzalanan protokol sayesinde hem kazıların sürdürülebilirliği sağlanacak hem de 5 bin yıllık ekmek kültürü Türkiye’den dünyaya tanıtılacak. Lesaffre temsilcileri, bu tarihi ekmekle tanışmanın kendileri için büyük bir gurur olduğunu dile getirerek, markanın tarihsel mirasla bağını güçlendirecek projelere devam edeceklerini ifade ettiler.