Bu Ayak Oyunları Hep Bildiğimiz Şeyler!

Eskişehir dışındaki bir internet sitesinde Eskişehir’de CHP Analizi diye yansıtılan yazılar var. Geçtiğimiz gün gördüm. Türkiye’de veya Eskişehir’de seçimi sadece delegeler yapıyor gibi görmüş. Onun üzerinden birtakım hesaplar yapmış. Ama şunu unutmuş ki hani delege seçimleri olur, başkan seçilir, belediye başkanı kurultaya gitmesi engellenir. Bu ayak oyunları hep bildiğimiz şeyler. Çarşaf listede anahtarların üzerinde oyunlar oynanır. Bildiğimiz şeyler. Şimdi şöyle diyeyim. Mesela Odunpazarı bölgesinde delege sayısı bizden aşağı yukarı 80 adet daha fazla. O nüfusa göre ayarlanıyor. Orada zaten kendiliğinden bir ağırlık oluyor. Tahmin ediyorum 50-60 civarında da kırsal ilçelerde de delege var. O da dağılıyor diyelim. Yani Odunpazarı’ndaki o farklı sayıyı yakalamak çok zor. Onun üzerinden işte oyun oynuyorlar ve o oyunları burada bu arkadaşa yazdırmışlar.

Ben Belediyecilikle Mesulüm!

Bu oyunlar falan olmasa ben delege işlerine kesinlikle girmem. Çünkü benim işim değil o. Bu konuda milletvekilleri uğraşabilir, meclis üyeleri uğraşabilir ama hakikatten benim işim değil. Ben belediyeciyim. Ben belediyecilik yapmaktan mesulüm. Allah’a çok şükür bunu da iyi yapıyorum ama bazı yerlerde o rahatsızlık veriyor.

Şimdi Tepebaşı’nın siyasi yapısı ile Odunpazarı’nın siyasi yapıları çok farklı. Bizde neredeyse yüzde 65 sağdır. Ama öbür tarafta blok oylar vardır. Mesela 5-6 tane büyük mahalle, alevi yurttaşlarımızın yaşadığı mahalleler ayrıca köyleri oradaki adaya seçimi ayak attığında artık 40 bin mi? 50 bin mi? Daha mı az daha mı fazla bilemem. O blok oylar tak diye düşer. Bu Tepebaşı’nda yoktur. Tepebaşı’nda insanları tek tek gezeceksin.

Tepebaşı 1999’da Neredeydi, Şimdi Nerede?

Burada 20 senelik bir emeğim var. Arada bir 5 sene kaybettiğim dönem var. Onun dışında 20 senelik bir emeğim var. Burada biraz önce söylediğim bire bir çalışmalar beni burada çok önemli bir noktaya getirdi. Vatandaşla aramızda olan ilişkiler bana olan güvenleri bana karşı duygular çok farklı bir noktada oldu. Bu hakikatten vatandaş içinde benim için de vazgeçilmez oldu. Tepebaşı 1999’da neredeydi şimdi nerede. Yani kıyaslanamayacak kadar farklı bir noktaya geldi. İnsanların bu bölgede yaşamaktan mutlu oldukları gurur duydukları çok net. Çünkü sokağa çıktığımda insanlarla karşılaştığımda beni gördüklerinde gülümsemeye başlarla. Bu bana olan güvenden. Bir abi görevi gibi bir baba gibi hitap ediyorlar. Neticede burada benim de bölgemde iyi bir başkan olarak addetmeleri, sevmeleri, güvenmeleri benim için çok önemli bir gurur. İyi ki Tepebaşı’na aday olmuşum. Odunpazarlılar o konuda biraz kızıyorlar bana ama bizi bırakıp gittin diye. Ama burada yapılan işler hepimizin yüzünü güldürdü.

Sen Odunpazarı’nın İl Başkanısın!

İl Başkanlığı için kafamda bazı isimler var ama şimdi açıklamak gereksiz. Ben önce tarafsız bir il başkanı istiyorum. Diyelim ki bizim bölgeden biri çıktı, kazandı. Onun da tarafsız olmasını isterim. Hiçbir zaman da biz seni seçtik, bizim emrimiz altındasın şöylesin böylesin diyemem. O makama layık olması lazım. Gerçekten layık bir insan olması lazım. O koltuğa yaraşır biri olması lazım ki hem Tepebaşı’na hem Odunpazarı’na iyi görev yapsın.

Şimdi mevcut il başkanı mecbur kalmadıkça Tepebaşı’na gelmiyor.  Bugüne kadar Tepebaşı’nda bir etkinlik yapmadı. Yüzüne de söylüyorum. Sen Eskişehir il başkanı değilsin, sen Odunpazarı’nın il başkanısın. Çok net yani.

Böyle bir yapı olmaz. O zaman şu anda iktidarın yaptığı gibi bölerek insanları yönetmeye benziyor. O zaman onları biz neden ayıplıyoruz bu konuda. Sen de yapıyorsun bu ayrımı.

Eskişehir’i 400 Kişi Temsil Edemez!

Bakın orada 3 dönem il başkanı seçildi. Halkın verdiği oylarla nerede kim ne aldı diye bakalım istersen. Şimdi son seçimde Odunpazarı’nda yüzde 48 oy aldılar. Büyükşehir yüzde 51 aldı. Çünkü o da Eskişehir’in genelini aldığı için. Biz almışız yüzde 57. Hani, nerede il başkanları ne oldu il başkanları?

Üç dönemdir de aynı şeyi söylüyorum. Tepebaşı’ndaki oylar 34 bin, 66 bin, 85 bin, 125 bin diye yükseliyor.  Böyle büyüyerek geldi. Türkiye’de yok böyle bir şey. O açıdan delege sistemine ben zaten şiddetle karşıyım. Neden karşıyım? Demokratik olmadığı için karşıyım.

Eskişehir’i 400 kişi temsil edemez. O açıdan bu hani partide seçimden sonraki, seçimi kaybetmemizden sonra değişim diye bazı arkadaşlar çıktı, doğrudur. Düşüncelerine saygı gösteriyorum. Ama değişim sadece Ahmet, Mehmet değişimiyle olmaz ki. Önce tüzüğünden başla. Tüzüğünde ne var ne yok hangisi demokratik hangisi değil bunlara bak. Mesela delege sisteminin tamamen iptal edilmesi lazım.

Sen Belediye Başkanlığını Doğru Yap, Zaten Kazanırsın!

Herkes delege avcılığı yaparak işi yürütmeye kalkmasın. Zaten işe yaramıyor. Sen belediye başkanı olarak böyle bir şeye sahip olduğunda zaten işe yaramıyor. Sen belediye başkanlığını doğru yap zaten kazanırsın. Hiçbir şeye gerek yok. Mesela Mansur Başkan Covid’de çok güzel işler yaptı ve herkesin gönlünde taht kurdu. Ekrem başkan da başarılı ama Ekrem Başkan siyaset de yapmak istiyor.  O yüzden ona daha farklı bir gözle bakıldı.

Seçimi kazandığında herkesin belediye başkanısın. Ama bazıları bana oy verene hizmet ederim falan bunlar saçma sapan şeyler. Şehir bir bütündür, aldığın oy bir bütündür. Sen orada sana oy vermeyene de hizmet edeceksin. Zaten tartışmalar ondan çıkıyor. Hani o seçmene ayırt edici gözle bakarsan hükümetin yaptığından farkın olmaz.

Eskişehir Halkı Gerektiğinde Cezasını Verir!

Şimdi şöyle bir şey. İttifak olup olamayacağına zaten yukarı kademedeki insanlar karar verecek, genel başkanlar verecek ya da yönetim kurulu karar verecek. Bizim burada ittifak olsun olmasın söylemlerimiz havada kalır. Kendi düşünceni söyleyebilirsin. Ama benimle veya Yılmaz Hoca ile birtakım şeyleri ortaya koyma çabası bence anlamsız bir şey. Dedikodudan ileriye gitmez. Çünkü Eskişehir’de artık siyasi tavırlar, siyasi ahlaklar, dürüstlükler çok netleşti. Eskişehir seçmeni bunlardan hoşlanmaz. Buna gerektiğinde cezasını verir. O açıdan bunlardan vazgeçilmesi lazım. Şimdi orada seçimi sadece Kemal Kılıçdaroğlu kaybetmedi, Meral Hanım da, Gelecek Partisi de Deva Partisi de Ekrem Başkan da Mahsur Başkan da kaybetti. Ama kalkıp bir adama yüklemenin anlamı yok. Kazanılsaydı eğer ne diyecekti bu arkadaşlar. Ooo siz bir tanesiniz. Bunu ancak siz başarırdınız.

2018’de Kemal Bey İstemeseydi!

Kaybetmek başarısızlıktır ama bunu da bir ölçüsü vardır. Sadece bir kişinin üzerine yüklenmez.

Mesela sol partililerle diyor Nebi Vekil. Sol partilerle ittifak yapmaktan zarar gördük.  Ya arkadaş 2018’de İYİ Parti’yi kim var etti. Meral Hanımı kim var etti. Kemal Bey istemeseydi olabilir miydi?

Hani bastıra bastıra yaptı. Çok isteyerek yaptı. Niye? Ülkenin merkez sağdan bir partiye ihtiyacı vardı hala var. Ama bunu görmezlikten gelmek olmaz. Siyasi ahlaka yakışmaz. Arkanızı dönmeniz olmaz. Şimdi Davutoğlu çıkıyor biz 15 milletvekilini alnımızın akıyla hak ederek aldık. Yok öyle bir şey! Muhakkak emeği var ama öyle sen 15 milletvekili çıkaracağını bilsen tek başına girerdin. Kimse kimseye zorla gel buraya demedi. O mutabakat metnini nasıl hazırladınız? İnsanlar birazcık ellerini vicdanlarına koyması lazım. Eleştirilebilir, hiç sıkıntı yok. Beni de Kemal Beyi de Yılmaz Hocayı da eleştirebilir ama bunu mantık çerçevesinde yapması lazım. Ben inanıyorum ittifak kurulacak. Şu andaki seçim ortamı onu gösteriyor. İttifak en azından CHP ile İYİ Parti’nin ittifakı işi çözecek yani.