Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 55 milyondan fazla demans hastası bulunduğunu ifade eden Bildirici, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2022 Türkiye Sağlık Araştırması Raporu’na göre, Türkiye’de 65 yaş üzerindeki bireylerde Alzheimer görülme sıklığının %5,5 olduğunu, bu da ülkedeki Alzheimer hasta sayısının 460 binden fazla olduğu anlamına geldiğini kaydetti.

Alzheimer hastalığının, sinir hücrelerinin kaybına ve beynin ilerleyici harabiyetine yol açtığını belirten Bildirici, hastalığın genellikle 5-10 yıllık bir süreçte yavaş seyreden bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Erken evrede teşhis konulan bir hastanın ortalama sağ kalım süresinin 10 yıl, ileri evrede ise 3 yıl olduğunu belirtti.

"Başkanım Eskişehir'e Çok Yakıştınız" "Başkanım Eskişehir'e Çok Yakıştınız"

Hastalığın kesin nedeninin bilinmediğini, ancak seyrini etkileyen birçok risk faktörünün tespit edildiğini belirten Bildirici, bu faktörler arasında 65 yaş ve üzeri olmak, sigara kullanımı, fazla alkol tüketimi, yetersiz ve dengesiz beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, sosyal izolasyon, düşük eğitim düzeyi, ailede Alzheimer öyküsü, yüksek tansiyon, diyabet ve aşırı kilo olduğunu ifade etti.

Alzheimer’ın en önemli belirtilerinin unutkanlık, öğrenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, yolunu kaybetme, kişileri tanıyamama, karar verme güçlüğü, davranışsal bozukluklar, huzursuzluk, saldırganlık, uyku bozukluğu, amaçsız dolaşma, halüsinasyonlar ve depresyon olduğunu dile getiren Bildirici, bu belirtilerin bilinmesinin ve erken tanı için zamanında hekime başvurmanın büyük önem taşıdığını belirtti.

Hastalığın tanısının klinik bulgulara dayanılarak konduğunu ifade eden Bildirici, henüz kesin bir tedavi bulunmamasına rağmen, mevcut tedavilerle semptomların hafifletilebileceğini ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılabileceğini söyledi. Alzheimer hastalığında davranış problemlerinin yönetiminde ilaç dışı yaklaşımların önemine dikkat çeken Bildirici, yapılandırılmış aktiviteler, çevresel müdahaleler, algısal güçlendirme ve gevşeme teknikleri, sosyal temas ve davranış terapisinin bu yaklaşımlar arasında yer aldığını belirtti.

Bildirici, Sağlık Bakanlığımızın hazırladığı “Türkiye Sağlıklı Yaşlanma Eylem Planı ve Uygulama Programı, 2021-2026” ile vatandaşların aktif ve sağlıklı yaşlanmalarına, yaşlılık döneminde sık karşılaşılan sağlık sorunlarının erken teşhisi ve tedavisine yönelik çok sektörlü ve kapsamlı faaliyetler yürütüldüğünü kaydetti.

Ayrıca, aile sağlığı merkezlerimizde uygulanan Hastalık Yönetim Platformu (HYP) ile hipertansiyon, diyabet ve obeziteye yönelik tarama ve izlemlerin, kardiyovasküler risk değerlendirmesiyle birlikte çok yönlü yaşlı değerlendirmesinin düzenli olarak yapıldığını ve böylelikle bireylerin fonksiyon kayıplarının ve engelli hale gelmelerinin önüne geçilmesinin hedeflendiğini belirtti.

Sağlıklı hayat merkezlerimizde de sigara bırakma poliklinikleri, diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı ve fizyoterapist desteğiyle birinci basamak tanı, tedavi ve rehabilitasyon sürecinde önemli bir destek sunmaya devam ettiğini söyledi. Kamu hastanelerinde kurulan “Sağlıklı Yaş Alma Merkezleri (YAŞAM)”nin ise yaşlı bireylerin sağlık hizmetlerine erişimlerini sağlayan önemli yapılar arasında olduğunu kaydetti.

Son olarak, sağlanan imkanlardan faydalanarak risk faktörleriyle zamanında ve etkili bir mücadele edilmesinin, Alzheimer hastalığından korunmada büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti.

Editör: Buğrahan Doğangil