Nagihan Sarımeşe, Eskişehir’de sergilediği ekolojik baskı ürünleriyle hem çevreye duyarlı vatandaşların hem de sanatçıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Tasarımlarında kullandığı çeşitli malzemeleri ve yaptığı işlemleri sırasıyla anlatan Sarımeşe aynı zamanda bu uğraşa nasıl başladığını aktardı. Üretimlerinin ev aksesuarı ve seramik üzerinde de insanların beğenisine sunulabileceğini sözlerine ekleyen sanatçı, “Bu teknikle karşımıza her seferinde farklı bir tasarım ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.

“Deri kullanmayı tasvip etmiyorum”
Ekolojik baskı tekniğinde doğal boya ve malzemelerden yararlandığını dile getiren Sarımeşe, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu çalışmada doğadan toplanan bitkiler, yapraklar ve mutfak atıkları kullanıyoruz. Kumaşın önceden hazırlanma aşamasına ise mordanlama diyoruz. Yardımcı kumaşımız ile yaprakların yüzeye temasını sağlıyoruz ve iki kumaş arasında kalan yapraklar, oklava ile sıkıştırılıp ısıl işlemden geçirilerek soğumaya bırakılıyor. Bandajlar açıldığında, yaprakların imzasını kumaşımızda görebiliyoruz. Her çalışma sonrası yeni bir sürprizle karşılaşmanın heyecanı inanılmaz. Ayrıca tasarımlarımda deri kullanmayı tasvip etmiyorum.”

“Bandajları açtığımızda sürprizle karşılaşıyoruz”
“Tasarımlarımda hayvan derisini kesinlikle tasvip etmiyorum” diyen sanatçı Sarımeşe, “Eskiden moda ve sürdürebilirliği bir arada düşünemiyorduk. Tekstil üretimlerinde, harcanan su ve kirlenen toprağı hiçbir zaman modayla uyuşturamıyorum. Fakat artık bu farkındalık çok daha arttı. Açıkçası ekoprint ile bir t-shirt üretiyoruz. Yani fabrikalar gibi seri üretimi hedeflemiyoruz ve bunu uzun süreler kullanabiliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu teknikle her seferinde farklı bir tasarım oluşuyor. Kesinlikle ve kesinlikle üretimi kontrol etme gibi bir şansımız yok ve bandajları açtığımızda güzel bir sürprizle karşılaşıyoruz” dedi.

“Amacımız ekolojiye ve sürdürülebilirliğe dikkat çekmektir”
Ekoprint baskıya nasıl başladığını anlatan genç girişimci, “Yaklaşık 32 yıldır Eskişehir’de yaşıyorum. Dedikleri gibi insanın doğduğu yer değil doyduğu yer memleketi oluyormuş. Bir arayış içerisinde olduğum bir dönemde, ekoprint sayesinde biraz yavaşlamanın ve hayattan daha keyif almanın yollarını keşfettim. İlk başladığımda sadece bir meraktı fakat sonrasında doğaya ve etrafıma katkı sağlayabildiğimi fark ettim. Ayrıca atalarımızdan gelen bir boyama tekniğinin de işin içinde olması ve bunun modernize edilip kostümlere aktarılabilmesi beni daha da heyecanlandırdı. Yani hem geçmişimizi hem de geleceğimizi harmanlayıp insanlara sunuyoruz. Amacımız, ekolojiye ve sürdürülebilirliğe dikkat çekebilmektir. Üzerimizdeki kostümler kimyasallarla boyanıyor ve derilerimiz dolaylı olarak bunları emiyor. Bu çağdaki hastalıkların temel kaynağının, derilerimizden geçerek yayıldığına inanıyorum” dedi.
Eskişehir’de sanat faaliyetlerin her zaman desteklendiğini dile getiren Sarımeşe, elinden geldiğince ekoprint sanatını geleceğe aktarmaya çalışacağını belirterek sözlerini tamamladı.