“Neredesin Süpermen?” Filmini izleyen herkesin kalbinde ince bir sızı bırakan, Irak’ta savaşın ve yıkımın ortasında geçen ama evrensel bir çığlığı taşıyan bir film. Savaşın çocuklara ne yaptığını, ama en çok da çocukların hayal gücüne nasıl tutunduğunu anlatan sade ama derin bir hikâye. İki küçük kardeşin, harabeye dönmüş bir ülkede bir “kahraman” arayışını izlerken, insan ister istemez kendini sorguluyor: Acaba biz de hâlâ bir kurtarıcı bekliyor muyuz?

Türkiye 2025 yazında, sıcaklarla, orman yangınlarıyla birlikte ağır bir yorgunluk taşıyor. Ekonomik krizle ezilen halk, adalete olan inancını yitirmiş bir toplum, sürekli bölünen, kutuplaşan, kederi sıradanlaştırmış bir ülke. Ve her geçen gün “artık hiçbir şey şaşırtmıyor” diyen insanların arasında hâlâ birileri gökyüzüne bakıyor: “Neredesin Süpermen?” diyor.

Bu ülkenin gençleri artık gelecek hayali kurmak yerine vize kuyruklarında bekliyor. Üniversite mezunu olup işsiz kalanlar, güvencesiz işlerde çalışanlar, geçim sıkıntısıyla intihar edenler… Kadınlar, her sabah bir başka ismin son haber olmasıyla uyanıyor. Çocuklar okula aç gidiyor, bazıları ise hiç dönemiyor. Ve yine bazıları, tıpkı filmdeki gibi savaşsız ama şiddetli bir yoksunluğun ortasında “bir kahraman” çağırıyor.

Ama biz ne yapıyoruz? O kahramanı hâlâ dışarıdan mı bekliyoruz?

Belki bu yüzden filmdeki çocukların inadı, bizi sarsmalı. Onların Süpermen’e duyduğu ihtiyaç, bizim de hâlâ bir çıkış yolu aradığımızın aynası. Türkiye’nin her köşesinde, her mahallesinde, her evde bir şey kırık. Ama aynı zamanda hâlâ bir şey direniyor. Bir baba borç içinde ama sabah işe gidiyor. Bir genç mantıksız fiyatlı kitabı okuyarak hayata tutunuyor. Bir kadın susmuyor, derdini anlatıyor, ama kimse dinlemiyor. Bir öğretmen maaşını yetmese de öğrenciye destek olmaya çalışıyor. Belki de Süpermen hiç gelmeyecek ama onun yokluğunda biz, birbirimiz için Süpermen olmaya mecburuz.

Çünkü asıl sorulması gereken şu:
Neredesin sen?
Neredeyiz biz?

Süpermen’i gökyüzünde değil, omzumuza dokunan bir elde, karanlıkta ışık yakan bir sözde, terk edilmemiş bir mahallede bulacağız belki. Ama… İçimizdeki çocuk hâlâ bakıyor o göğe. Ve mırıldanıyor:
Neredesin Süpermen.
Neredesin İnsanlık.
Herkes herkesin tanıdığı birbirimize saygı olursa en büyük süperler biz oluruz.