Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın emeklilerin durumuna ilişkin sözlerini eleştirerek emeklilerin yaşadığı hak kayıplarını verilerle ortaya koydu. Dilbaz, “Emeklinin durumu Bakan’a göre çok iyi ama gerçek tablo farklı. Emeklinin maaşı eridi, geleceği tehlikede” ifadelerini kullandı.
2002’de 8,5 küçük altın alınıyordu, şimdi 2’ye düştü
Dilbaz, 2002 yılında en düşük emekli aylığıyla 8,5 küçük altın alınabilirken bugün ancak 2 küçük altın alınabildiğini belirtti. Bu durumun emeklinin alım gücünde yüzde 450 oranında bir kayba yol açtığını söyledi.
Bakan Işıkhan’ın “20 yıl prim ödeyip 30 yıl maaş alıyorsunuz, ölünce eşiniz ve çocuğunuz maaş almaya devam ediyor” sözlerine tepki gösteren Dilbaz, “Bu ifadeler emeklinin geleceği için kaygı verici. Sosyal güvenlik sistemini, SGK mevzuatını bilmeyen bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.
Bakan Bey bunları hatırlamalı
Dilbaz, sosyal güvenliğin tanımını hatırlatarak, “Sosyal güvenlik, devlet tarafından sağlanan ekonomik güvencedir. Çalışanların ve ailelerinin gelecekteki kayıplara karşı korunması için oluşturulmuş bir sistemdir. Emeklilik, sağlık, işsizlik, yoksulluk yardımları gibi hakları kapsar. Bakan Bey bunları hatırlamalı” diye konuştu.
2008 sonrası haklarımız yok edildi
2008’de çıkarılan 5510 sayılı yasa ile birçok hakkın ortadan kaldırıldığını vurgulayan Dilbaz, “25 yaşından sonra kız çocuğunuza bile maaş bırakamıyorsunuz. Bakan, emeklilerin maaşını Mısır’daki emeklilerle kıyaslıyor. Almanya, Fransa, İsviçre ile neden kıyaslamıyor? En düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katıydı, şimdi asgari ücretin altında. Ev, araba, tatil hayallerimizi elimizden aldılar” ifadelerini kullandı.
38 yaşında emeklilik söylemi çarpıtılıyor
Emeklilik yaşına dair tartışmalara ilgili de konuşan Dilbaz, “Bakan ‘38 yaşında emekli olunmaz’ diyor. Oysa o dönem çırak okullarından yetişen ve 25 yıl çalışıp primlerini ödeyenler kanun gereği emekli olabiliyordu. Bu durumu çarpıtarak herkesin 38 yaşında emekli olduğu algısı yaratıyorlar” dedi.
Yaş sınırının zamanla 65’e çıkarıldığını, prim gün sayısının da 9000’e kadar yükseltildiğini hatırlatan Dilbaz, “Maaş bağlama oranı %70’lerden %27’ye düştü. Prim ödeyen emekli, ödediğinin yalnızca dörtte birini maaş olarak alıyor. Bu hangi vicdana sığar?” sözleriyle tepki gösterdi.
Vergiler, EYT ve TES eleştirisi
Dilbaz, damga vergisinin kaldırılmasının emekli için hiçbir anlam ifade etmediğini, emeklilerin maaşlarının KDV ve ÖTV nedeniyle ciddi şekilde düştüğünü söyledi.
EYT düzenlemesini de eleştiren Dilbaz, “EYT siyaseten yapıldı. 3600 günle emekli olanlar var. Bunun yükü diğer emeklilerin sırtına yüklendi” şeklinde konuştu.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) uygulamasına da karşı çıkan Dilbaz, “Emekliyi bu sisteme zorlamak kabul edilemez. Ülke kaynaklarını yok edenler bunun sorumluluğunu emekliye yükleyemez” ifadelerini kullandı.
Emekli sadaka değil, hakkını istiyor
Emeklilere yönelik söylemlerin endişe yarattığını belirten Dilbaz, “Bakan ‘emekliler bankadan düzenli maaş alıyor’ diyor. Bu bizi korkutuyor. Maaşı düzenli ödemek devletin asli görevi. Emekliler sadaka değil, haklarının karşılığını istiyor. TÜİK kabusundan kurtarılmalıyız” dedi.
Aynı zamanda emeklilerin durumunun sürdürülemez hale geldiğini söyleyen Dilbaz, şöyle aktardı:
“Bugün 4 milyon emekli en düşük emekli maaşını alıyor. 9 milyon emekli ise asgari ücretin altında maaşla yaşam mücadelesi veriyor. Emekliler için yeni çalışma yapıyorsunuz diyorsunuz, aman yapmayın! Çünkü bugüne kadar yapılan her çalışma lehimize değil aleyhimize oldu.”