Yapılan işlerin ardında kocaman ve tertemiz kalplerle mutluluk…
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Montaj Atölyesinde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile röportaj gerçekleştirdik. Röportaj öncesinde şunu fark ettim:
Montaj Atölyesinde çalışan özel bireyler, Ataç’ı çok seviyor ve hatta Ataç’ı gördüklerinde gözler ışıldıyor. Keza Ataç’ın da “başardım” duygusu ile gözlerinin dolduğuna şahit oldum…
Orada sadece bir atölye değil, umutların filizlendiği, emekle birlikte kalplerin de güçlendiği bir yuva vardı. Gelin birlikte verimin had safhada olduğu EOSB Montaj Atölyesine bakalım…
-Kalplere dokunan her şeyin mutlaka bir hikayesi vardır… Montaj Atölyesinin hikayesi nedir?
“Sadece tarihi yerleri değil engellilerin istihdamı için yapılan yerleri de geziyorum”
2009’da tekrar seçildiğimde dosyalarımda birçok proje vardı, bunların içinde özellikle engellilerle ilgili olanlar benim için çok değerliydi. Onlar için sadece sosyal projeler değil, istihdama yönelik çalışmalar da yapmak istiyordum. Mesela montaj atölyesi fikri için uzun araştırmalar yaptım. Yurtdışına gittiğimde sadece tarihi yerleri ya da popüler merkezleri gezmekle yetinmedim; “Kent yöneticileri engellilere ne tür hizmetler yapıyor, nasıl yapıyor?” diye düşünerek hizmet verilen merkezleri ziyaret ettim, notlar aldım.
“Seninki bizden çok daha iyi!”
Almanya’dan 2. derecede bir yönetici gelmişti. İsmi Michael. Eskişehir’de yaptığım çalışmaları beraber gezdik. Gökkuşağı Kafe, Alzheimer Merkezi ve çocuklar için yaptığımız Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimizi görünce çok etkilendi. Sonra o beni Almanya’ya davet etti. Eşimle beraber gittiğim Almanya’nın Frankfurt kentinde 4 gün kaldık ve bu tesisleri o kadar güne rağmen gezerek bitiremedik. Hatta Michael bana şöyle dedi: “Bakma buralara, seninki bizden çok daha iyi!”
Onların Organize Sanayi Bölgesinde yaklaşık 500 engelli birey çalışıyordu. Bir kısmı montaj yapıyordu. O benim çok dikkatimi çekmişti. Kafamda bir takım şeyler oluştu.
“Dünya çapında böyle bir şey yok”
Tüm bu çalışmaların sonucunda 2014 yılında, bugün Melih Savaş Yaşam Köyü olarak bildiğimiz merkezde İbrahim Ethem Kesikbaş Montaj Atölyesini açtık. Melih Savaş benim arkadaşımdı. Korona hastalığından dolayı onu kaybettik ve merkeze onun ismini verdik. Melih ile daha önce araştırma yaptık. “Dünya çapında böyle bir ‘köy’ adı altında başka proje var mı?” diye. Yoktu… Sonrasında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesindeki arkadaşlarıma projeyi anlattık ve Eskişehir OSB’den destek istedik. Onlar da destek vermek istediler. Burada engelli bireyler hem eğitim alıyor hem sosyalleşiyor hem de kendilerini geliştirip fabrikalarda istihdam ediliyorlar. Benim için bu, gerçekten çok büyük ve gurur verici bir proje…
Türkiye’de tek!
-Dünya çapında bu tarz Yaşam Köyünün Eskişehir’de tek olması gerçekten etkileyici… Peki sadece Montaj Atölyesi adı altında değerlendirme yapalım. Türkiye’de başka montaj atölyesi bulunuyor mu?
Kesinlikle yok… Hatta Türkiye’de 350 civarında Organize Sanayi Bölgesi bulunuyor. Nadir Küpeli kardeşime dedim ki: “Gel bu sanayi bölgesinin yöneticilerini davet edelim. Bu sistemi görsünler, onlar da gitsinler kendi alanlarında kursunlar.”
Ancak…
Yıllardır farklı şehirlerden yöneticiler gelip atölyelerimizi yerinde inceliyorlar. Örneğin sadece son dönemde Muğla Ortaca Belediyesi’nden (Belediye Başkanı Evren Tezcan), Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Daire Başkanlığına bağlı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nden yöneticiler, kentimizi ziyaret ederek montaj atölyelerini inceledi. Onlardan da bir cevap yok… (Gülerek)
-Şöyle düşünüyorum… Burada sadece özel bireylere katkı sunulmuyor. Şehrin sanayi gücüne katkı da sağlanıyor. Farklı şehirlerden geri dönüş alamamak, şehrin bir kaybı gibi…
Tabi… Yıllardır bu ziyaretler sürüyor. Balıkesir’e yaptığım ziyarette ise Ahmet Akın Başkan da montaj atölyesinin bir örneğini şehirlerinde açmak istediklerini belirtti, kendisine detaylıca anlattık. İsteyen olursa gider, anahtar teslim atölyeyi kurarız. Bu projenin hevesi, büyütme arzusu hiç bitmiyor. Elimizden gelse tüm engelli vatandaşlarımızı bir çatı altında toplarım. O kadar seviyor, değer veriyorum.
“Dünya’nın her yerini gezdim böyle bir şey görmedim”
Hatta İş Bankası Kültür Yayınları için bir yer arıyordu. Biz de onlara yardımcı olduk. Büyük bir yer tuttuk ve bir kısmını onlara verdik. Bir kısmına da “Gökkuşağı” adlı kafeyi açtık. Açılışını yaparken de İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince gelmişti. Yerle alakalı da şunu söyledi: “Ben Dünya’nın her yerini gezdim böyle bir şey görmedim. Böyle bir iş birliğine girdiğimiz için çok mutluyum, tarif edemem!”
Hatta şöyle ki; satış konusunda Kültür Yayınları şubesi bu birleşme sayesinde, Türkiye’de sıralamaya giriyor. Ancak şöyle kötü bir olayla karşılaştık…
İŞKUR, down sendromlu bazı çocukların çalışmalarını kötü algılamış. “Çocuklar istismar ediliyor” düşüncesi hakimmiş. İŞKUR’a şikayet olmuş.
-Nasıl yani? Bu korkutucu bir itham…
Kesinlikle öyle… Müfettiş gelmiş, bizim haberimiz olmadan bizi takip etmişler. Sonra bakıyorlar ki öyle bir şey yok. Sonra genel müdür beni Ankara’ya davet etti. Benden özür diledi. “Biz çocukları korumak amaçlı böyle bir şey yaptık. Kusura bakmayın. Bundan sonra da beraber çalışalım.” dedi.
“4 çocuğumuz KPSS kazanarak devlet memuru oldu”
Sonrasında down sendromlu bireyler anlaşmamız neticesinde aldıkları eğitim sonrasında bazı alanlarda istedikleri yerde sigortalı ve maaşlı olarak çalışma imkanı buldu. Hatta 4 çocuğumuz KPSS kazandı. 4’ü şimdi devlet memuru. Bu olay olduğunda çok şaşırdım ve duygulandım. Müthiş bir şey…
-Gözlerinizin dolduğuna şahit oluyorum… İçtenlikle yaptınız çalışmalar sizlere kucak dolusu sarılmalarla geri dönüyor olmalı.
Kesinlikle öyle… Ben şunu çok iyi biliyorum: Bu gençlerimiz fırsat verildiğinde neler başarabildiklerini herkese gösteriyor. Aileler mutlu, gençler mutlu, bizler de onların başarısına ortak oluyoruz. EOSB Montaj Atölyesi, sadece bir üretim merkezi değil; umut, sevgi ve azmin merkezidir…
-Umut, sevgi ve azmin merkezinde kaç özel birey üretime katkı sağlıyor?
İbrahim Ethem Kesikbaş Montaj Atölyesi’nde 25, EOSB Montaj Atölyesi’nde 33 olmak üzere toplamda 58 engelli birey şu anda çalışıyor.
Atölyelerin açıldığı tarihlerden bu yana ise; (2014 yılından itibaren) İbrahim Ethem Kesikbaş Montaj Atölyesi’nden 113 birey, (2019 yılından itibaren) EOSB Montaj Atölyesi’nden 89 birey olmak üzere; toplamda bugüne kadar 202 engelli birey faydalandı.
“20 milyon parça monte edildi”
Şimdi vereceğim rakamlar, bizim için gerçekten çok değerli! Her iki atölyede toplamda bugüne kadar 20 milyon 763 bin parça monte edildi. Bu parçaların 7 milyon 678 bin 446’sı İbrahim Ethem Kesikbaş Engelliler Montaj Atölyesi’nde, 13 milyon 84 bin 554’ü ise EOSB Engelliler Montaj Atölyesi’nde monte edildi.
“Bana ilk maaşıyla hediye alan oldu”
Atölyelerimize elbette istihdam da çok önemli. Ellerini kullanamayan, tek başına bırakın sokaklarda gezmeyi, belki de öz bakımlarını bile gerçekleştiremeyen bireylerimiz; atölyelerimizde eğitimlerini tamamladıktan, sosyalleşmeyi öğrendikten sonra çalışma hayatına girmiş oluyor ve fabrikalarda işe başlıyorlar. Kendi paralarını kazanıp ailelerine de destek oluyorlar. Bana ilk maaşıyla hediye alan bir kardeşimiz bile oldu. Hatta işe bir başlıyorlar, öğlen yemeğini bile düşünmeden kendilerini işe kaptırıyorlar. Gördünüz… Milimetrik çalışıyorlar. Bu anlar, yaptığımız işin değerini bize bir kez daha hatırlatıyor.
Bugüne kadar istihdam edilen engelli bireylerimizin sayısı; İbrahim Ethem Kesikbaş Montaj Atölyesi’nde 18, EOSB Montaj Atölyesi’nde 45 olmak üzere toplamda 63 engelli birey istihdam edilmiş durumda.
Her iki montaj atölyesinde ayarlı ayak, buton yuvası, cam tutma aparatı, su tahliye borusu, köşe koruyucu, kablo tutucu, ocak sabitleme aparatı, ocak düğmeleri gibi parçalar birleştiriliyor. Bu üretim sürecinde görev alan özel bireyler; azimleri, disiplinleri ve işlerine gösterdikleri özenle hepimize ilham veriyor. Onların emeği, üretimin değerini yükseltirken toplumsal yaşama katılımlarına da güçlü bir örnek oluşturuyor.
Bunların yanı sıra Montaj Atölyemiz ödüle layık görüldü. Zaten Türkiye’de rakipleri de yok… (Gülerek)
-Son sözünüzde resmen özet geçtiniz… Peki toplumun, özel bireylere bakış açısı değişti mi?
“’Engelliler yapamaz’ dediler, Tepebaşı çatısı altında yaptılar”
Türk toplumu vicdanlı bir toplumdur. Ama engelli bireylere üzülmek, ailelerine üzülmek yetmiyor. Toplumun bakış açısı değişti mi bilmiyorum, ama bazı yöneticilerimizin düşüncelerinin değişmeye başladığını düşünüyorum. Çünkü “Engelliler yapamaz” dedikleri her şeyi; Tepebaşı Belediyesi çatısı altında hizmet alan engelli bireyler yaptı. Çalıştılar, para kazandılar. Ailelerinden bağımsız olarak kalabalığın içine, sosyal hayata karıştılar. Katıldığım düğünlerde, sokakta ya da esnaf ziyaretlerimde onlarla karşılaşıyorum. En önemlisi, kendilerine olan bakış açıları değişti. Üstelik gelişimlerinin de farkındalar. Bu gerçekten bir mucize. Ailelerin düşünceleri, yaşam standartları değişti. Belediyeye güveniyor, çocuklarını emanet ediyorlar. Hem çocuklarının gelişimine şahit oluyor hem de günlük rutin işleri için kendilerine zaman ayırabiliyorlar. Ama üzülerek söylemeliyim ki hâlâ değişmesi gereken milyonlarca kafa var.
Türkiye’nin yüzde 11’i 12’si engelli. Engelli bireyler 20 yaşına kadar eğitim vs. görüyorlar ancak 20’sinden sonra gidecek hiçbir yerleri yok. Bak işte… Burası Türkiye’de 20 yaşından sonra gidilebilecek tek örnek! Ve sürdürülebilir bir proje.
-Türkiye’de de “Sosyal Belediyecilik” kavramı adı altında bu tarz merkezlere kesinlikle ihtiyacımız var… Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
"Biz kocaman bir aileyiz!"
Bizim yaptığımız projeler başladığı günden bu yana kesiksiz devam ediyor. Örneğin ben 2001 yılında Belde Evlerini açmıştım. Türkiye’de o zaman böyle bir çalışma yoktu. 24 yıl oldu, binlerce insan geçti… Yapılan iş doğru olursa, topluma hitap ederse, insana değerse o proje devam eder.
Bizler; gençlerimizin üretmeye, öğrenmeye ve topluma katılmaya devam etmeleri için her adımı atmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz, birlikte büyüyen, birbirine destek olan ve başarıyı paylaşan kocaman bir aileyiz!