Eskişehir'de yaşayan 31 yaşındaki 4 çocuk annesi Ayfer Sekman 19 Şubat 2023 tarihinde 7 aylıkken sezaryenle bir erkek diğeri kız olmak üzere ikiz bebeği Eskişehir Şehir Hastanesi'nde dünyaya getirdi. Oldukça başarılı geçen doğum sonrası Süleyman ve Zeynep isimli bebekler kuvöze alındı. Henüz 17 günlükken Süleyman Sekman, kuvözden yere düştü. 17 günlük bebeğine yere düşmesiyle alakalı sorumlu ebe hemşire, "Bebek kendisi düşmüş" diyerek kendini savundu. Durumun haber verilmesi üzerine hastaneye gelen anne ve baba yetkililerden bilgi aldı. Daha sonra 47 gün daha kuvözde kalan ikizler eve getirildi.
Mesul ebeye soruşturma dahi yapılmadı
Fakat belli bir zaman sonra ikizler arasındaki farklılıklar ailenin dikkatini çekti. Zeynep oturmaya ve daha sonra yürümeye başlarken, Süleyman bebeğin bunları yapamadığı fark edildi. Nöroloji uzmanına götürülen ve muayene edilen Süleyman Sekman'a serebral palsi tanısı konuldu. Bunun üzerine yapılan tahkikatta Süleyman'ın kuvözden düşmesiyle hastalığının bir ilgi ve alakasının olmadığı tespit edildiği aileye bildirildi. Düşmenin hastalıkla ilgisi olmadığı gerekçe gösterilerek Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından mesul ebe hakkında soruşturma izni verilmediği ailenin avukatı Buğra Sarı tarafından belirtildi. Avukat Sarı tarafından karar, Bölge İdare Mahkemesi'ne taşınarak itiraz yapıldı. Süleyman bebek tutunarak ayağa kalkarken 2 yıldır fizik tedavi alıyor.
"Serebral palsi hastası tanısı koydu ve bizi fiziğe yönlendirdi"
Süleyman bebeğin annesi Ayfer Sekman konuyla ilgili, "19 Şubat 2023 yılında 31 haftalık sezeryan doğum yaptım. Çocuklar kuvöze alındı. Prematüre doğdukları için yeni doğan yoğun bakıma alındılar. Süleyman 18-19 günlükken hastaneden beni aradılar. Hastaneye gittiğimde doktor, çocuğun kuvözden düştüğünü söyledi. Orada şok oldum, üzerime kaynar sular dökülmüş oldu. İyi olduğunu söylediler, bütün filmlerini çekmişler. 'Bir sıkıntı yok. Sadece elmacık kemiğinde kırık var' dediler ama o da geçiciymiş. 'Bizi şikayet edebilirsin' dediler. Çocuk iyiyse, bir sıkıntısı yoksa niye şikayet edelim diye düşündük. İkisi de 47 gün kuvözde kaldı. Çıktıktan sonra evde zaten bakımını yaptık, kontrolleri oldu. Bir gün yine hastaneye gittiğimizde nöroloji doktoru Zeynep'in iyi olduğunu, ikizi Süleyman'a serebral palsi hastası tanısı koydu ve bizi fiziğe yönlendirdi. 2 senedir tedavisini görüyor. Fiziğe gitmeden önce bir eksikliği falan yoktu ya da ben fark etmedim. Zeynep oturmaya başladı, Süleyman oturmuyordu. Aslında o zaman fark ettim, 'geçer' dedim. Böyle bir hastalığın tanısının konacağına hiç inanmıyorduk. Zeynep ayağa kalkmaya başladı, yürüdü, Süleyman yürümedi. Süleyman sadece sırt üstü uzanıyordu, ne sağa ne de sola dönüyordu. Fizik doktorumuz Aleyna hocam sağ olsun, Süleyman'a çok iyi geldi. Şu anda oturabiliyor, emekleyebiliyor, koltuğa tutunup kalkabiliyor ama yürüyemiyor" dedi.
"Süleyman 2 senedir yürümüyor"
Adli sürecin devam ettiğini söyleyen Ayfer Sekman şöyle konuştu:
"Şu anda avukatımız davaya bakıyor. Bu durumu reddetmişler, 'biz çocuğu düşürmedik, çocuk kendisi düşmüş' diye ifade vermişler. Yani çocuğun düştüğünü kabul etmiyorlar. Madem o kadar çok hareketliydi, şimdi niye hareketli değil? Ben buradan annelere sesleniyorum, prematüre çocuklarda zaten sıkıntı var. Zaten çocuklar hayata tutunmaya çalışıyor. Ben bu çocuğu önce Allah'a, sonra onlara emanet ettim ama daha perişan ettiler. Yürüyebilir diyorlar ama herhalde o düşmenin etkisiyle çocuk çok korkuyor, adım atmak istemiyor. Normalde bu durumda ağır engelli olanlar var. Süleyman'ınki hafif. Aslında hafif olanlar daha çabuk yürüyormuş ama Süleyman 2 senedir yürümüyor. Kardeşleri dışarı çıkıyor, oynuyor, o kucağımda öylece bakıyor. Şu an 2 buçuk yaşında. Çocuğum yürüseydi belki bu sorunları yaşamazdık. Bu en çok onların onlar yüzünden oldu, neden bu sorumluluğu kabul etmiyorlar? Biz hakkımızı helal etmiyoruz. Destek olmak isteyen varsa lütfen destek olsunlar. Ben tek başına 4 çocuğa bakan bir anneyim."
"Küçük Süleyman'ı yerde gördüğünü belirtmiş"
Konuyla alakalı Avukat Buğra Sarı, "Gerçekten üzücü bir olay. Küçük Süleyman 17 günlükken Eskişehir Şehir Hastanesi'nde kuvözde yatmaktayken gece kuvözden düşmüş, bununla ilgili ailesi gidip görmüş, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine naklini sağlamışlar. Olay sonunda gerçekleştirilen kurum içi tahkikatta tanık ifadeleri alınmış, şüpheli dinlenmiş, bilinç raporları alınmış ve küçük Süleyman'ın kuvözden kendi düştüğü, kuvözünün vidasının çıktığı, hatta Süleyman'ın vidayı çıkarttığı da söyleniyor.17 günlük çocuğun. Ondan sonra Süleyman'ın yere düşmesiyle alakalı bir tahkikat gerçekleştirilmiş. Daha sonrasında Süleyman'ın serebral palsi adında bir hastalığa yakalandığı ortaya çıkıyor. Bu hastalık ömür boyu devam edecek bir hastalık ve amiyane kötü bir tabirle Süleyman bebek ömür boyu sakat kaldı ve yürüyemiyor, sırt üstü yatıyor. İkiz bir doğum oldu. İkiz doğumunda bir ikizi var, bir kız kardeşi var. Kız kardeşi şu an ayakta koşuyor, oynuyor fakat Süleyman bebek yerde yatmak zorunda bu hastalık nedeniyle. Yapılan tahkikatta Süleyman'ın kuvözden düşmesiyle hastalığının bir ilgi ve alakasının olmadığı tespit edilmiş. Bu nedenle Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından mesul ebe hakkında soruşturma izni verilmedi. Biz bu soruşturma izni verilmemesi kararına bölge idare mahkemesine itirazımızı yaptık. Şu anda sonucu bekliyoruz. Durum için yapılan tahkikata ilişkin doküman elimizde. Hemşire kendisinin nöbette olduğunu o gün, Süleyman'ı yatırdığını kuvöze daha sonrasında başka bir yere gittiğini, aradan bir zaman sonra geldiğinde küçük Süleyman'ı yerde gördüğünü belirtmiş, durumu bildirmiş ilgililere. Hatta kuvöz bakımı için gelmişler ve vidanın düşmüş olduğunu fark etmişler. Bu konuyla alakalı olarak benim hiçbir sorumluluğum yok ve vicdanım rahat şeklinde bir beyanda bulunmuş. Fakat dediğimiz gibi küçücük 17 günlük bir bebeğin sağa sola bile dönemeyeceği izahtan var. O bebeğin oradan düşmesiyle ilgili olarak ebenin vicdanının rahat olmasını kabul etmiyoruz. Gerçekten tahkikatın sonucunda tahkikatı raporunu düzenleyen kişi ebenin sorumlu ve ihmalkâr olduğunu ve bu nedenle hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiğini mesleki sorumluluk kuruluna mütalaa etmişse de, mesleki sorumluluk kurulu bu konuyla alakalı hiçbir nüansa değinmeden soruşturma izni verilmemesi kararı verdi. Gerçekten de soruşturma izni verilmemesi kararını birkaç satırdan ibaret ve matbu bir karara benziyor. Bu gerçekten bizim vicdanımızı rahatsız etti, itirazda bulunduk. Gerekli incelemeyi bölge idare mahkemesinin yapacağına inanıyoruz" diye konuştu.