Demirkol, eğitim sisteminde öğrenci yararının esas alınması gerektiğini belirterek, “Meslek liselerine yönelik herhangi bir önyargımız yok. Aksine, mesleki eğitimin yeniden yapılandırılarak öğrencilerin yararına, daha kaliteli ve sağlıklı bir şekilde verilmesini destekliyoruz. Eğitimin liseler üzerinden yürütülmesi ve bu sürecin öğrencilerin gelişimine katkı sağlayacak nitelikte olması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda herhangi bir kaygımız veya sakıncamız bulunmuyor.” ifadelerini kullandı.

Çocuk işçiliğinin önünün açılması riskine karşıyız

Öğrencilerin okuldan çok iş gücüne yönlendirilmesine karşı olduklarını belirten Demirkol, bu durumu çocuk işçiliğine zemin hazırlayan bir yaklaşım olarak değerlendirdi. “Mesleki eğitim adı altında, öğrencilerin bir gün okulda dört gün ise iş gücünde yer almasıyla emeklerinin sömürülmesi, çocuk işçiliğinin önünün açılması riskine karşıyız. Bu uygulamalara karşı net bir tavrımız ve tepkimiz var.” diyerek eğitim sistemini eleştirdi.

Öğrenciler; usta, çırak değil, mühendislik gibi alanlara kazandırılmalı

Meslek liselerinin öğrencilerin gelecekteki tercihlerini daraltmaması gerektiğini ifade eden Demirkol, bu okulların yalnızca iş gücüne değil, yükseköğretime de hazırlık yapacak şekilde kurgulanması gerektiğini belirtti. Demirkol, “Meslek liselerinin, öğrencilerin ilerideki meslek seçimlerini kısıtlayacak şekilde yapılandırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Öğrenciler bu okullarda gerekli donanımı kazandıktan sonra yalnızca çırak, kalfa ya da usta olarak iş gücüne dahil edilecek bireyler olarak değil; mühendislik gibi alanlarda da kendilerini geliştirebilecek, yükseköğrenimde ilerleyebilecek bireyler olarak yetiştirilmelidir. Eğitim sistemi bu doğrultuda düzenlenmelidir.” şeklinde konuştu.

Sistem, patronların ihtiyaçlarına göre değil, gelişim temel alınarak yapılmalı

Sanayi ve iş dünyasının meslek liselerine olan ilgisinin pedagojik yaklaşımın önüne geçmemesi gerektiğini vurgulayan Demirkol, özel sektör yönlendirmeleriyle şekillenen bir sistemin öğrencilerin gelişimine zarar verdiğini ifade ederek, “Ayrıca, bu çocukların doğrudan iş gücü olarak sermaye kesimine örneğin; fabrikalara ya da torna tezgahlarına yönlendirilmesine karşıyız. Emeklerinin sömürülmesini kabul etmiyoruz. Mesleki eğitimler, devlet eliyle, çocukların yararını ve pedagojik gelişimlerini gözeterek, sağlıklı ve nitelikli bir şekilde yapılandırılmalıdır. Bu düzenlemeler, sadece sermayedarların, patronların ya da atölyelerin ihtiyaçları doğrultusunda değil, öğrencilerin eğitim hakkı ve gelişimi temel alınarak yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Meslek liseleri işlevsizleştirilmiş durumda

Demirkol, son yıllarda meslek liselerinin eğitim sisteminde geri plana itildiğini, bu okulların işlevsizleştirildiğini belirterek, “Meslek liseleri bir süredir adeta işlevsizleştirilmiş durumda. Bu okullar, özellikle ortaöğretim kademesinde akademik başarı açısından geri planda kalan öğrencilerin yönlendirildiği, onları kısa yoldan bir meslek sahibi yapmaya çalışan kurumlar gibi algılanmaya başlandı. Böylece meslek liselerinin asıl işlevi gölgede kaldı ve bu okullar eğitim sisteminde geri plana itildi.” dedi.

Devlet Demiryolları Meslek Lisesi ve Atatürk Endüstri Meslek Lisesi gibi okullar geri plana itildi

Eskişehir’in geçmişte mesleki eğitim açısından örnek bir kent olduğunu söyleyen Demirkol, Devlet Demiryolları Meslek Lisesi ve Atatürk Endüstri Meslek Lisesi gibi kurumların, çocuklara nitelikli meslek kazandırmada önemli rol oynadığını hatırlattı.

Demirkol, “Eskişehir özelinde bakıldığında, mesleki eğitim açısından geçmişte oldukça güçlü bir altyapıya sahip önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, bir dönem Devlet Demiryolları Meslek Lisesi ve Atatürk Endüstri Meslek Lisesi gibi okullar; çocukları geleceğe hazırlayan, nitelikli meslek kazandıran bölümleriyle öne çıkıyordu. Ancak zamanla, meslek liselerine yönelik bakış açısının değişmesi ve bu alanda gerekli adımların atılmaması nedeniyle, bu okulların işlevi geri plana itilmiş durumda.” sözleriyle geçmişi değerlendirdi.

Günümüzde de Eskişehir’de potansiyel taşıyan meslek liseleri bulunduğuna dikkat çeken Demirkol, mevcut olanakların etkili kullanılmadığını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

“Bugün de hâlâ potansiyeli yüksek okullar mevcut. Örneğin Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesi'nin yıllardır tamamlanamayan bina sorunu bir sorun olarak duruyor. Öte yandan, Turgut Reis Endüstri Meslek Lisesi gibi bazı okullarda Türkiye genelindeki pek çok meslek lisesinde bulunmayan imkânlar var. Bu okulda, atmosferik motorlar, elektrikli araç motorları gibi alanlarda öğrencilere teknik inceleme yapma fırsatları sunuluyor.”

Meslek liseleri, özel sektöre ya da patronların açtığı özel meslek liselerine bırakılmamalı

Demirkol, Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki eğitimi sadece özel sektörün ihtiyaçlarına göre değil, eğitim bilimi ve pedagojik gelişim doğrultusunda yeniden yapılandırması gerektiğini belirtti.

Demirkol, “Ancak bu potansiyelin etkili bir şekilde değerlendirilmesi için Türkiye genelinde meslek liselerine yönelik algının değiştirilmesi gerekiyor. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı'nın ön alıcı rol üstlenmesi, mesleki eğitimle ilgili kalıcı ve radikal çözümler üretmesi şart. Meslek liseleri sadece organize sanayi bölgelerine, özel sektöre ya da patronların açtığı özel meslek liselerine bırakılmamalı. Bu okullar, öğrencilerin pedagojik gelişimlerini merkeze alan, eğitim bilimiyle uyumlu bir sistem içinde yeniden yapılandırılmalı. Bu sürece yalnızca bakanlık değil; eğitim sendikaları, veliler, öğrenciler ve üniversiteler de dahil edilmeli. Akademik çalışmalarla desteklenen, sağlıklı, kapsayıcı ve geleceğe dönük bir mesleki eğitim sistemi inşa edilmelidir.” dedi.

EBB'den Kesilen Ağaçlar İçin Açıklama: "Ekolojik Ömrünü Tamamlamış Ağaçlara Müdahale Edildi"
EBB'den Kesilen Ağaçlar İçin Açıklama: "Ekolojik Ömrünü Tamamlamış Ağaçlara Müdahale Edildi"
İçeriği Görüntüle

Yoksul, emekçi ailelerin çocukları özel okullardan yararlanabiliyor mu?

Özel meslek liseleri konusuna da değinen Demirkol, fırsat eşitsizliğine dikkat çekerek şu sözlere yer verdi:

“Özel okul konusu hangi açıdan ele alınırsa alınsın biz kamusal, parasız ve eşit eğitimin tüm emekçi çocuklarına ve halkın tüm kesimlerine eşit biçimde sunulması gerektiğini savunuyoruz. Örneğin, bugün “özel mesleki lise” adı altında faaliyet gösteren kurumlar var. Özellikle son LGS sonuçlarına baktığımızda, sosyo-ekonomik eşitsizliklerin derinleştiğini görüyoruz. Belirli puan barajlarını aşan öğrenciler bu liselere kayıt yaptırabiliyor; ancak bu başarı genellikle özel dersler, kurslar gibi ücretli desteklerle mümkün oluyor. Yani ekonomik olarak güçlü ailelerin çocukları bu imkânlara daha kolay erişebiliyor. Peki yoksul, emekçi ailelerin çocukları bu okullardan yararlanabiliyor mu? Ne yazık ki hayır.”

Eğitimin piyasalaştırılmasına değil, kamusallaştırılmasına ihtiyaç var

Demirkol son olarak, eğitimin piyasaya değil kamunun güvencesine emanet edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Eğitim, kamusal bir düzende; herkesin eşit şekilde erişebileceği, fırsat eşitliği sunan bir yapıda planlanmalı. Eğitimin piyasalaştırılmasına değil, kamusallaştırılmasına ihtiyaç var. Gerçek bir toplumsal eşitlik ancak bu şekilde sağlanabilir.” diye konuştu.