DÜNYADAKİ RESESYONA RAĞMEN İHRACATIMIZI ARTIRDIK
“2022 yılı madencilik ihracatımız yüzde 9.13’lük artışla 6.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.Aslında 2022 yılındaki ihracat beklentimiz 7.5 milyar dolar seviyesindeydi. Fakat ilk altı ayda ihracat rakamlarımız yüzde 25’lik bir artışla gayet güzel giderken ikinci yarıda Amerika ve Avrupa Birliğinde yaşanan resesyon, Çin’de süren koronavirüsün etkilerin devam etmesiyle bizim ihracatımız ikinci yarıdan itibaren biraz duraksadı. Maalesef son çeyrekte de düşüş kaydetti. Bu yüzden istediğimiz hedefe ulaşamamış olsak dahi yine de yüzde 9.13 artışla ihracatımız 6.5 milyar seviyesine ulaştı.
2023 yılında dünyanın ekonomik seyri bizim ihracatımızı belirleyecek. Dünyadaki resesyon etkileri bizim için sıkıntı yaratıyor olsa da sevindirici gelişmeler var. Gelinen son noktada, Çin’de pandemi etkilerinin yavaşlaması ve sıfır vaka politikalarından vazgeçmeleriyle beraber kapılar açıldı. Hatta pandemiden bu yana yapılamayan bir fuarımız vardı. İnşallah önümüzdeki haziran ayında yapılacak. Bu bizim için çok önem arz ediyor. Çünkü, Çin en önemli ihracat yaptığımız ülkelerden biri. Pandeminin etkisinin düşmesine rağmen geçtiğimiz yıl Çin’e ihracatımızda maalesef yaklaşık yüzde 15’lik bir düşüş yaşandı ve birinci pazarımıza ihracatımız 1 milyar 400 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. İkinci pazarımız ise ABD. Buraya yaptığımız ihracatla Çin’deki düşüsün kaybını bir nebze telafi ederek, 670 milyon dolar seviyelerinde gerçekleştirdik. Daha sonra üçüncü ihracat yaptığımız ülke Bulgaristan oraya da 385 milyon dolar gibi bir ihracatımız var. Bu sırayı da İtalya takip ediyor. İtalya’ya yüzde 57 gibi oranda ciddi bir artışla ihracat rakamımız 335 milyon dolara ulaştı. Burada altını çizmek istediğim önemli bir ülke Suudi Arabistan. Bu ülkeye 2021 yılında 3 milyon dolar ihracat yaparken, 2022 yılında 90 milyon dolar ihracata yaklaştık.

MADENCİLİK YÜZDE 100 YERLİ VE MİLLİ BİR SEKTÖR
Madencilik dediğimizde, yüzde 100 yerli ve milli olan bir sektörden bahsediyoruz. İthal girdisi hemen hemen yok denecek kadar az olan bir sektör madencilik. Avrupa Birliği ve Çin’e olan ihracatımızda pandemi nedeniyle duraksama olsa da biz İMİB olarak yeni dönemde yeni pazarlara açılıyoruz. Bunun ilk başlangıcı olarak bu ay Suudi Arabistan’a bir ticaret heyeti düzenleyeceğiz. Daha sonrasında Vietnam, mart ayında; Endonezya, Tayvan, Katar ve İsrail’e bir ticaret heyeti düzenleyeceğiz. Nisan ayında da ABD’de İMİB olarak mermer fuarına katılım sağlayacağız. Arkasından mayıs ayında Fransa’ya sektörel ticaret heyetimizi yollayacağız. Yılın ikinci yarısında da Güney Afrika, Kanada Endonezya, Meksika gibi gitmediğimiz ülkelere ihracat pazarını artırmak için sektörel ticaret heyetleri ve satın alma heyetleri düzenleyeceğiz.

LİTYUM MADENİ ESKİŞEHİR’DE İŞLENEREK TOGG’UN PİL BATARYASINDA KULLANILACAK

Yeşil enerjinin geleceğini stratejik madenler belirleyecek. Türkiye’mizde; güneş, elektrik, rüzgar, hidroelektrik santralleri gibi çevreci enerji kaynakları mevcut. Ülkemizin kurulu gücünün yüzde 55’ini bu çevreci kaynaklardan sağlıyoruz. Türkiye stratejik madenlerde önemli pay sahibi. Son dönemlerde Eskişehir ilimize bağlı Beylikova ilçemizde Nadir Toprak Elementleri bulundu. Onun haricinde dünya rezervlerinin yüzde 72’si olan bor minerali de Eskişehir’de bulunmakta. Bu ürünlerden daha önce hammadde, cevher olarak ihracatımızı yaparken artık bu ürünleri işliyoruz. Geleceğin madenciliğinde bu stratejik madenler önemli pay sahibi olacak. Bu madenlere örnek verecek olursak; lityum, kobalt,
nikel, bakır, alüminyum gibi madenler. Eskişehir’de bulunan ETİ Maden Kırka Bor İşletmesi’nde yılda600 ton lityum işleyerek elektrikli, yerli ve milli akıllı cihazımız Togg’un pil bataryasında kullanacağız. Bu yıllık kapasite Kayseri ilimizdeki ASPİLSAN’da işlenip; elektrikli araçlar, mobil cihazlar gibi tüm teknolojik cihazlarda kullanılacak. Gerçekten muazzam.

İZİN SÜREÇLERİNİN DAHA HIZLI OLMASI LAZIM
Madencilik sektörünün gayrisafi millî hasıladan aldığı pay yüzde 1.3 ve gelişmiş ülkelerde bu ortalam yüzde 7. Çin’de yüzde 14, Amerikada yüzde 7, Avustralya’da yüzde 9. Rusya’da son savaşta enerji kaynaklarının pahalanması dolayısıyla ekonomiye katkısı yüzde 20 oldu. Biz ne zaman bu 1.3 oranı yüzde 7 ye çıkarır, ihracatımızı 30 milyar dolar seviyelerine getirirsek o zaman hem cari açığımıza katkıda bulunuruz hem de sektör gerçekten kendini bulmuş olur. Bizim en büyük sıkıntımız farklı kurumlardan görüş alınması ve izin süreçlerinin çok uzaması. Bir başvuru yapıldıktan sonra en az 3
seneyi bulan izin süreçleri oluyor. Bu süreçlerin çok daha hızlı olması lazım.

MADENCİLİK SEKTÖRÜ ÜZERİNDE MAALESEF OLUMSUZ ALGI MEVCUT
Madencilik sektörü olarak bizim ilkemiz önce ‘insan, sonra çevre, sonra maden.’ Şimdi yanlış bilinen birtakım durumlar var. Örneğin, ormanlarımız yok ediliyor algısı. Türkiye yüz ölçümünün yüzde 30’unu ormanlarımız oluşturuyor. Bunun da yüzde 2.7’sinde madencilik faaliyeti yapılıyor. Madenler kurallar çerçevesinde bulundukları yerde çıkarılmak zorunda. Ormanlarımızın yüzde 60’ı, tarım alanlarımızın yüzde 70’i maden ruhsatlarıyla kapatıldı yalanları maalesef insanımızın aklını bulandırıyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Zaten en büyük sıkıntımız yaratılan bu olumsuz algı. Madenciler olarak el birliğiyle bütün kurumlara paydaşlara çağrıda bulunuyoruz. Türki’yenin bir TEMA’sı da madendir. Hepimiz çevreciyiz, hepimiz insanız. Bu konuda el birliğiyle ortak akıl çerçevesinde bir araya gelip bu sorunları çözmemiz gerekiyor.şeklinde konuştu

İNSAMIZIN REFAH SEVİYESİNİ DÜŞÜNÜYORSAK MADENLERİMİZİ ÇIKARMALIYIZ
Bakınız, Avrupa Birliği Projesi kapsamında Almanya’da kapanan kömür ocaklarının tekrar açılması
gündeme geldi. Çünkü enerjide sıkıntı yaşıyorlar. İtalya’da mevcut bir köyü yerinden taşıma projesi
var. İngiltere’de kapanmış olan kömür madenleri tekrar açılıyor. Burada insanımızın konforunu, refah
seviyesini düşünüyorsak madenlerimizi uygun şartlarda çıkarmamız gerekiyor. Bunlar tabi ki çevre
koşullarına ve insan sağlığına dikkat gözeterek çıkartılmalı.