Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday ile Eskişehir’in depremselliğini konuştuk.

Eskişehir Haber Ajansı’na fay hatlarının geçtiği bölgelerden çok önemli açıklamalarda bulunan Can Hoca, özellikle şehri yönetenlerin olası deprem öncesi ellerini çabuk tutması gerektiğinin altının çizdi. Prof. Dr. Ayday, “Ey sorumlular, olası büyük bir depreme ortalama 4 yıl kaldı, hazırlıklı olun” diye konuştu.

1 Hocam herhangi bir sarsıntıdan sonra tüm şehrin gözü size döner. Yaşanan depremin durumuna dair sizden bilgi istenir. Eskişehir Haber Ajansı olarak biz farklı bir şey yapalım istedik. Depremden sonra değil de önce sizinle görüşüp, kentin depremselliğini halkımıza duyuralım dedik.

Öncelikle Eskişehir Haber Ajansı’na başarılar diliyorum. Sağlıklı güzel haberleriniz olsun. Elbette önce sağlık. Sonrasında sizin söylediklerinize gelirsek; dediğiniz gibi Eskişehir, büyük depremlerden nasibini alıyor. Marmara depremi sonrasında Eskişehir’de 3,4 bina yıkıldı, 30 civarında vatandaşımız hayatını kaybetti. Türkiye, jeolojik olarak zengin bir ülke fakat bunun götürüleri de oluyor. Çok sayıda aktif fayımız var.

2 Herkesin merak ettiği konu tam da burası. Eskişehir özelinde sormak istiyorum. Eskişehir, canlı faylar konusunda hangi konumda?

Eskişehir Fay Zonu dediğimiz bir fay hattımız var. Adını da Eskişehir’imizden alıyor. Maalesef bu fay aktif bir fay. Bunun aktif olduğunu anlatabilmek için büyük mücadeleler verdik. Bu fayın aktif olduğunu ispat ettik. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak yaptığımız çalışmalarla da Türkiye’de 24 ilden aktif fayın geçtiğini öğrendik. Maalesef bu iller arasında Eskişehir’imiz de var. Eskişehir’in içinden geçen bir aktif fay var, bir kere onu kabul edelim.

3 Hocam bu faylar nereden başlıyor, nereye doğru ilerliyor?

Bu fay, Kuzey Anadolu Fayının güney kolunu oluşturuyor.  Fay, İnegöl tarafından başlıyor. Oradan İnönü’ye geliyor. İnönü’deki yamaç paraşütçülerin kullandığı yükselti bu yüzden. Çünkü orası da bir fay. Oradan ESOGÜ tarafına geliyor, Asri mezarlıktan geçiyor, Sultandere’den Kaymaz’a doğru gidiyor. Bu dümdüz de bir şey değil, kırık kırık gidiyor. Segment segment dediğimiz şekilde olur. Bunun devamı sadece bir fay da değil. Bu fayları bu işin en önemli hocalarına da gösterdim, onlar da bu fayın olduğunu kabul ettiler. Yani diyeceğim Eskişehir, aktif fayların olduğu bir yer. Böyle olunca deprem riski yüksek bir il. Bunu kabul edip, bunu bileceğiz.

4 Deprem riski yüksek illerden birisiyiz diyorsunuz.

Evet, riskli bir şehirde yaşıyoruz ama şunu da vurgulamak isterim. Biz Eskişehir olarak bir Düzce gibi, bir Adapazarı gibi, bir Kocaeli gibi değiliz. Onlar birinci bölge. Biz onlardan sonra ikinci derece riskli illerden birisiyiz. Fakat bu demek değil ki, Eskişehir’in ikinci derece deprem bölgesinde olmamız sorun yaratmaz. Hayır, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu nemli zeminlerin bulunduğu yerler, birinci dereceden bile daha tehlikeli. Neredeyse sıfıra doğru yaklaşan yerler haline geliyor.

5 Herkesin merak ettiğinizi bu arada sorayım. Gözümüzle bile gördüğümüz bu fay ne büyüklükte bir deprem üretir?

Bu fay hattı uydu görüntülerinden de çok net görünüyor. Şimdi gelelim sorunuza; Şimdi deprem biliminde şu var. O bölgede, bugüne kadar ne kadar büyüklükte bir deprem olmuş? Eskişehir’de de deprem 1956’da olmuş. Ben 4 yaşındaydım, hissettim, yaşadım. O deprem 6,4 büyüklüğündeydi. Eskişehir’de bundan sonra 6,4 büyüklüğünde bir deprem olması muhtemel.

6 O halde Eskişehir depremine dair daha ciddi konuşmamız gerekiyor. Eskişehir’de yeniden bu denli bir deprem yaşayacak mıyız? Olacaksa bunun zamanı ne zaman olabilir? Tahmininiz ne yönde?

Dönemin Rektörü Engin Ataç, bana bir görev verdi. Dedi ki; “Üniversite olarak Eskişehir’in depremselliğini biz araştıracağız. Üniversite olarak buna destek vereceğiz. Hakikaten o dönemde araştırmalara önemli bütçeler ayrıldı.  O dönemde bu çalışmalar başladı. Bu çalışmalar içinde şehrin deprem tarihini de ortaya çıkardık. Sadece Eskişehir değil, Eskişehir’i etkileyecek yakın çevredeki bölgeleri de araştırdık. Altımızda Gediz fayı var mesela. Kuzey Anadolu Fayı sadece 70 kilometre uzakta. Oralarda olacak depremlerden de etkileneceğiz. Yaklaşık 15 bin veri topladık o dönem. Tüm bunlardan bir istatistiksel analiz çıkardık. İşte o analize göre, Eskişehir’de bir daha deprem olma olasılığı bilimsel olarak 70 yıl ile 90 yıl arasında değişiyor. Bu 70 geçecek deprem olacak gibi değil, 70 yıl istatiksel bir durum.

7 Buna göre en son 1956’da bir deprem olduysa, 70 yıllık döngünün sona ermesine epey az bir zaman kaldı diyebilir miyiz?

Evet, 66 yıl geçmiş son büyük depremden bu tarafa. 4 yılımız kalmış. Bu, aslında sorumlulara bir ikaz. Sorumlu olanlara şöyle bir ikaz; “Ya dikkat edin ey sorumlular, 4 yılımız kaldı. Oturun ne yapacaksanız yapın.” Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bunu söylüyoruz. Oda olarak TBMM’ye Fay yasası ile ilgili önerge verdik. Fay yasası çıksın. Eskişehir’in de içinde olduğu 24 ilden fay geçiyor ve buralar ayrı önem arz ediyor. Diğer ülkelerde bu yasa var. Türkiye’de yasa yok, sorumlular da hiçbir şey yapmıyor. Onlara sizin aracılığınız ile ulaşıp, bu yasayı tekrar hatırlatalım.

8 Aslında tüm bunları Can Hoca değil de akıl söylüyor, bilim söylüyor. Eskişehir’de bir depremin geldiğini haber veriyor. Pekala, Eskişehir olarak biz bu depreme hazırlık yapabildik mi?

Hayır! Keşke evet diyebilseydim. 99 Depremi bir milat oldu. Ama ondan sonra gerekli uygulamaları yine yapmadık. Binlerce kişinin ölümünü hemen unuttuk. Sonraları depremler oldukça hatırladık. Bu doğal, çünkü ülke olarak bir deprem kuşağındayız. Eskişehir olarak geçmişte bir deprem çalıştayı yaptık. Ondan sonra hiçbir şey yapılmadı. Bizim yaptığımız haritaları şu an belediyeler kullanıyorlar. Bina yapımları olsun yeni imar alanları açmada olsun bunlar kullanılıyor. Ama bunu kanunlar söylüyor. 300 sondaj bir o kadar hendek açtık. Uydu görüntüleri de ilk kez kullanıldı bizim çalışmalarımızda. 99’dan sonra dört dörtlük depremsellik çalışması Eskişehir’de yapıldı. Ondan sonra İzmir’de yapıldı. Hatta Afet İşleri çalışmalarınızı nasıl yaptığımız konusunda bizden bilgi istedi. Gidip Ankara’da eğitim verdik. Güzel bir şeyler oldu ama onun devamında daha hızlı yapılması gerekenler vardı. Mesela bina envanteri. Tam olarak ortaya bir şey çıkmadı.

9 Son bir soru sormak istiyorum. Arada küçük küçük sarsıntılar yaşıyoruz. Bunların faydalı bir yanı var mı, ya da verdiği bir mesaj?

Şimdi bu sarsıntılar güzel olan sarsıntılar. Orada bir enerji boşalıyor. Ben sürekli bakıp kontrol ediyorum. Hani dedim ya, fay segment segment gidiyor diye. Bu sarsıntılar yavaşlatıyor tabii, enerji boşalıyor. Ben şundan korkuyorum; “Uzun süre deprem olmazsa, işte o zaman bir enerji yüklenmesi oluyor demektir. İşten ondan korkmamız lazım.  Hemen en sonda şunu söylemek istiyorum; Osmaneli’nden İstanbul’a giderken, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolunda uzun yıllardır hiç deprem olmuyor. Oradan sahiden korkuyorum. Bunu ilk defa açık açık söylüyorum. O fay Osmaneli, Pamukova, İznik’e kadar uzanıyor. İşte bu aradan korkmak gerekiyor.

10 Tedbir varsa korku da yok ama değil mi hocam?

Söylediğimiz gibi 4 yılımız var. Bunu çabuk ve iyi yönlü kullanmamız lazım. Sorumluların bu işleri hemen bugünden başlayıp bitirmesi lazım. Ne kadar çok hızlı hareket edip gerekli tedbirleri alabilirsek, o kadar iyi sonuçlar alırız.