Eskişehir, son beş yılda özel müzelerdeki ziyaretçi sayısıyla Türkiye’nin zirvesine yerleşti. 2020’de 253 bin kişi olan özel müze ziyaretçi sayısı, 2024’te 1 milyon 445 bine ulaştı. Yani 5 yılda ziyaretçi sayısı yaklaşık 6 kat arttı.
Her yıl yaşanan artış da dikkat çekici. 2021’de bir önceki yıla göre %61, 2022’de ise %138’lik rekor bir artış görüldü. 2023 ve 2024 yıllarında da artış hız kesmeden devam etti. Bugün, Eskişehir’in nüfusuna oranla en çok müze ziyaretçisini ağırlayan şehir olduğunu söylemek abartı değil.
Dönem |
Özel Müze Ziyaretçi Sayısı |
2020 |
253.783 |
2021 |
409.762 |
2022 |
977.853 |
2023 |
1.218.916 |
2024 |
1.445.585 |
Ekonomik Katkının Eksikliği
Ziyaretçi sayısındaki artış ilk bakışta sevindirici görünüyor. Ancak bu artışın kentin ekonomisine aynı ölçüde yansımadığını görmek gerek. Bugün Eskişehir’e gelen turistlerin büyük bir kısmı, hızlı bir müze turu yapıp fotoğraf çekiyor ve şehri terk ediyor. Kısacası, ziyaretçiler Eskişehir’in kültürel değerlerine dokunuyor ama ekonomik çarklara katkıda bulunmadan gidiyor. Bu durum, yerel esnafın dükkânına uğramayan, restoranlarda yemek yemeyen, hediyelik eşya almayan, konaklamaya dahi kalmayan bir turist profili yaratıyor.
Esnafın Beklentisi Karşılanmıyor
Turist sayısındaki patlamaya rağmen esnafın kasasında aynı hareketlilik gözlenmiyor. Zira kentin merkezindeki küçük işletmeler, lokantalar, kafeler ve çarşılar müze ziyaretçilerinden hak ettikleri payı alamıyor. Turizmin kente katkısı sadece sayı ile değil, harcama gücüyle ölçülmeli. Aksi halde yüz binlerce turistin uğraması, rakamlardan öteye geçemiyor.
Çözüm: Müze Kapısından Sokağa
Eskişehir’in turizm politikası, ziyaretçileri müze kapısında bırakmamalı. Şehir, turistleri sokaklarına, çarşılarına, Porsuk kenarındaki kafelere, Hamamyolu’ndaki alışveriş noktalarına yönlendirmeli. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir kazanç da sağlar. Çünkü turist, şehri deneyimledikçe, yerel halkla etkileşime girdikçe, harcama yapmaya da başlar.
Turizmde Yeni Döneme Geçilmeli
Sonuç olarak Eskişehir, yalnızca kültürel mirasıyla değil, turizmden elde edeceği ekonomik katkıyla da öne çıkmalı. Müze ziyaretlerini kısa bir gezi değil, kentin ekonomisine nefes aldıran bir sürece dönüştürmek gerekiyor. Artık hedef, “ziyaret eden turist” değil, “harcayan turist” olmalı.