Sonbaharın Kederini Seslendiren Kadın

Berika Karadağ ve Nikbinler’in modern Anadolu ağıdı. Sosyal medyada bir anda yükselen melodiyle tanıştık: “Eylülzede”. Sonbaharın hüznünü, içimizde eriyen bir damla gibi dudaklarımızda bırakan bu parça; sahne adıyla Berika KA olarak tanıdığımız Berika Karadağ’ın vokaliyle hayat buldu.

1989 yılında Sinop’ta doğan Karadağ, grafik tasarım ve resim eğitiminin ardından müziğe yöneldi. 2024/25 döneminde yayınlanan “Melankolik Mahal” albümündeki “Eylülzede”, Karadeniz’in melankolisini Anadolu’nun ezgileriyle, saykodelik rock tınılarıyla buluşturdu. Proje ise Nikbinler müzik kolektifi çatısı altında yürütülüyor: Geleneklerle modernliği, halk ezgileriyle elektronik atmosferi birleştiren bir hat.

“Eylülzede”, kelime anlamı olarak “Eylül’ün mağduru” demek. Şarkının sözleri, 2014 yılında Serkan Selay tarafından kaleme alınmış; Uşak makamında bestelenmiş. Prodüksiyon sürecinde ise yapay zekâ teknolojilerinden destek alınmış ancak şarkının ruhu, Karadağ’ın yorumunda tamamen insana ait.

Şarkının öne çıkan yanı yalnızca melodisi değil; arkasındaki kültürel sentez. Karadeniz kökenli motifler, Anadolu rock referansları, halk ezgileri ve dijital zamanın prodüksiyon teknikleri… Karadağ ve Nikbinler bu sentezi “yeni bir melankoli dili” olarak sunuyor. Dinleyenler, “Eylül'ün yağmurunda ıslanmış köşe başlarında” gibi imgelerde kendilerini buldu.

Karadağ, sadece bir şarkıcı değil; aynı zamanda grafik tasarımcı, ressam ve disiplinlerarası bir yaratıcı. Müzik, onun için özgürleşmenin bir yolu. Ve “Eylülzede” bu yolda bir milat gibi: sanatında görsel olana, akustik olana ve teknolojik olana bir arada yer veren bir başlangıç.

Bu şarkı, yalnızca bir müzik eseri değil; bir duygu durumu, bir mevsim imgesi ve bir zaman kesiti oldu. Yapay zekâ destekli üretimi, geleneksel melodileri modern tınılarla birleştirmesi ve sosyal medyada yaratılan viral etkisiyle “Eylülzede”, sadece dinlenmekle kalmadı. Çok konuşuldu, tartışıldı, hissedildi.

Berika Karadağ ve Nikbinler’in bu çalışması, Türk müzik sahnesinde “geçmişle bugünü birleştiren bir köprü” olarak öne çıkıyor. Ve “Eylülzede”, bir melodi olmaktan öte, bir duygu hali mevcut zamanı kapsayan, köklerine saygı duyan ama aynı zamanda geleceğe seslenen bir ağıt.

Genç sanatçının yolculuğu daha yeni başlıyor. Ama şimdiden bir şeyi net görüyoruz: Bu ses, Anadolu’nun kaybolmaz melodisinin çağımızda yeniden keşfi.