Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ve Eşi Semra Arslan…
Son günlerde bazı eleştirilerin gölgesinde kaldılar. Sebebi ise “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde İbrahim Arslan’ın vatandaşı selamlamak için çıktığı otobüsün üstüne eşi Semra Arslan ile birlikte çıkması.
Üzerine uzun uzun düşündüm. Bir vekilin vatandaşı selamlamaya eşiyle birlikte el ele gelmesi, o anın coşkusunu, inancını, hayat arkadaşı ile birlikte paylaşması usule aykırı mı diye değerlendirmek istedim.
Ve şahsen bunda herhangi bir beis, herhangi bir yanlış göremedim…
Hatta ve hatta bu girişimi çok sempatik, çok değerli bir mesaj olarak görebiliriz diye düşündüm.
Nitekim eril hakimiyet içinde kalan siyaset günümüz şartlarında vatandaşa samimiyetsiz, soğuk, resmi geliyor. Yaşamın akışına aykırı ve ezber bir sistem içinde giden siyaset yüzünden insanlar eskisi gibi politize olamıyor, gençler ise siyasetin dışında kalmayı yeğliyor.
O yüzden her konuda olduğu gibi siyasetinde siyah ve beyaz dışında renklere, duygulara hatta kadın üzerinden verilecek her türlü olumlu mesaja ihtiyacı var.
Siyasetçiler ve eşleri üstünden bir değerlendirme yaparken adil olmak lazım.
Siyaseti yapan kişinin makamı ve aldığı oy sayısına bakarsak zannımca hata yaparız.
Süleyman Demirel ile miting miting gezen Nazmiye Demirel veya Turgut Özal ile her anını paylaşan Semra Özal’ı hatırlayınca bir tebessüm oluşmuyor mu yüzünüzde?
Veya Bülent Ecevit ile Rahşan Ecevit çiftini anımsayınca sadakatin o hoş sedası ısıtmıyor mu içinizi?
Cumhurbaşkanı veya Başbakan eşi olunca desteklediğimiz davranışlar vekil eşi olunca taca mı çıkıyor?
Hadi o örnekleri geçelim, bugüne dönelim.
Ekrem İmamoğlu ile birlikte hemen her mitingi, seçim gezisini paylaşan, zaman zaman kürsüyü paylaşan Dilek İmamoğlu’nu görünce tebrik ve takdir etmiyor muyuz?
Çünkü erkek egemen siyasetin içinde ya da siyaseti yapan erkeğin yüreğinde, yanında, yöresinde olan ve bana göre en güvenilir çalışma arkadaşı olan kadın aktörler aynı zamanda aileye, sevdaya, güvene, siyasetçilerinde normal insanlar gibi bir öteki hayatları olduğuna dair önemli bir turnusol…
Elbette siyaseti yapanın eşi onunla meclis sandalyesinde birlikte oturmuyor, protokol koltuğunu yarım yarım paylaşmıyor, paylaşmazda.
Ancak kendi partisinin, kendi şehrinde olan bir etkinliğinde beraber selamlaması bana göre kadına verilen değer, önem ve şükran adına da değerlendirilebilecek bir mevzu.
Çünkü siyaset yapan erkek için en büyük sığınak, en önemli ve bedel ödeyen liman eşleri.
Kaldı ki İbrahim Arslan birkaç sene değil hayatını siyasete adamış, bu yüzden belki de eşi ve ailesi pek çok kez fedakarlık yapmış, bedel ödemiştir illaki. Tüm bunların teşekkürü olarak bir jest yapması bana anormal gelmiyor.
Arslan gibi duygusal, türküler söyleyen, eşi ve çocuklarına bağlı birisi için şaşırtıcı bir iş değil.
O yüzden kadını önceleyen, kadına değer veren, kadına pozitif ayrımcılık politikasını benimseyen CHP içinde, bu detay teşekkür edilmese bile rahatsız olunmaması gereken bir durum.
Hele ki CHP Kadın Kolları başta olmak üzere CHP’li kadınların bana kalırsa siyasi rekabeti bir kenara bırakıp bu konu özelinde Arslan’a destek olmaları, teşekkür etmeleri bile gerekirdi.
Son kez altını çizerek noktalayım…
44 yaşındayım. Türk siyasetinde yaşım yettiği kadar hatırladığım nice lider var. Ancak tebessümle hatırladığım siyasi anlar hep sevgi, mizah, aile içerenler…
Modern topluma örnek olarak el ele sahneye çıkan İmamoğlu Ailesi,
Köprüde araba içinde eşi Semra Özal ile şakalaşarak otomobil kullanan Turgut Özal,
Tarifeli uçakla el ele, diz dize seyahat eden Rahşan, Bülent Ecevit,
Kürsüde muhalefetin en sertini yaparken aynı sahnede eşi Ülkü belirince yüzünde güller açan Muharrem İnce… Bunlar gerçekten güzel örnekler.
Bir de farklı örnek verelim,
Türk toplumundaki ezberi bozan ve eşine soyadını vermek yerine onun soyadını alan Özer - Tansu Çiller çifti,
Sizi bilmem ama ben sanırım standart ve resmi alışkanlıkları kıran ve içinde aile olan tüm detayları daha hoş buluyorum.
Varsın olsun, ne çıkar ki?
Söyleyin ne kaybederiz biraz daha normal insan olmak dışında…