CHP’de teşkilatlara gönderilen genelge var.

İllere gönderilen bu genelge, partideki seçim heyecanını daha da artırdı.

Kuşkusuz örgütlerde vekil aday olabilmek için görev almış isimler var.

Bu yüzden gözler il ve ilçe teşkilatlarının başında bulunan isimlere çevrildi.

Bunlardan birisi de Eskişehir.

+++

Dün Taşel’in istifa sürecine dair değerlendirmelerde bulunduk.

“İstenmeyen adam” ilan edilen Taşel’in bu noktada ne yapacağını merak ettiğimizi dile getirdik.

Bugünkü yazımızda ise, genelgenin kalan kısımlarına dair yorumlarımızı yapalım.

Çünkü, genelgenin içeriğine dair şehirde geçmişte yaşanmış bazı örnekler var.

+++

Örneğin;

Parti genel merkezi, belediye başkanlarının vekil aday olmasını istemiyor.

Evet, kesin bir hükümle bunun önünü kapatmış değil.

İstisnai durumlarda böyle bir tasarrufta bulunabilir!

Ancak etik anlamda bunun yaşanmasını istemiyorlar!

Bu noktada gözler ister istemez Yılmaz Büyükerşen’e çevriliyor.

Çünkü genelgede açık kapı olarak bırakılan hükme göre;

“Parti, belediye başkanı görevi bıraktığında meclis çoğunluğunun olup olmamasına bakacak.

Dahası, belediye başkanı vekil aday olduğunda partiye kazandıracağı güce bakılacak.

Her iki durum da Yılmaz Büyükerşen için uyuyor.

Zira vekil aday olmak isterse, genelgede anlatılmak istenen tüm şartlara uyuyor.

Bunun yanı sıra;

Yılmaz Hoca’nın daha önceki seçimlerde partinin kesin hükümlerine rağmen, aday yaptığı bir isim de vardı!

Parti “Vekiller kesinlikle belediye başkan adayı olamaz” diye kestirip atmasına rağmen;

Yılmaz Hoca’nın bu kararı delecek kadar bir güce sahip olduğunu da söylemeden geçmeyelim.

İşin aslı, Yılmaz Hoca’nın adaylığı ve hatta Ahmet Ataç’ın böyle bir yola girmek istemesinin kendileri adına bir engelleri bulunmuyor.

+++

Neyse…

24 Aralık tarihinde şehrin bir süredir gündeminde dolaşan bu söylenti son bulacak.

“Yılmaz Hoca vekil olur, vekillikle birlikte meclisin de başkanı olur” türünden dönüp dolaşan dedikodular neticelenecek.

Hoca, bu konudaki kesin kararını verecek.

Fakat öyle görünüyor ki, Yılmaz Hoca’nın bu yönde bir adımı olmayacak.

Başkanlık görevine devam edecek.

Ancak bu demek değil ki, parti siyasetinin içerisinde olmayacak!

Aksine, genel seçimlere gidecek partinin yeniden dizaynı içinde mutlaka yer alacak.

Çünkü parti genelgesi de tam da buna işaret ediyor.

Taşel’in istifası durumunda, teşkilatlar kendi içerisinde yeni bir yönetim oluşturamayacak.

Ancak yeni oluşumlar genel merkezin bilgisi ve rızası içinde olacak.

Bu da; “Ancak bizim atayacağımız isim örgütlerin başına geçecek” anlamını taşıyor.

+++

Meselenin Eskişehir özelinde ise işte Yılmaz Hoca tam da bu noktada devreye girecek.

Kendi ismini çizen yönetimin yerine mutlaka tüm kesimlere, partililere ve tabana eşit mesafede olacak bir yönetimin oluşmasında rol alacak.

Genel merkez de zaten yapacağı atamayı Yılmaz Hoca’yla irtibata geçerek verecektir.

Kısacası;

Bugüne kadar partiyi ele geçirmeye çalışanların artık dönemi bu genelge ile sona eriyor.

İllere gönderilen genelgenin Eskişehir ayağında artık denklemler değişiyor.

Yani bugüne kadar konuştuğumuz CHP’den çok farklı bir CHP’yi konuşmaya kısa süre sonra başlayacağız…

Bakalım neler olacak, neler yaşanacak?

Merakla bekliyoruz…