Odunpazarı ilçesinde lüle taşı sanatkârı ve Kültür Bakanlığı Devlet Sanatçısı Erol Güler, 45 yıldır bu özel taşı işleyerek geleneği devam ettiriyor. Güler, dedesinden aldığını bu zanaatı devam ettireceğini ifade etti. Güler, Eskişehir'in kuzeyinde bulunan köylerden çıkarılan lüle taşının tarihi önemine dikkat çekerek, bu madenin sadece hediyelik ürünlerle değil, araştırmalar yaparak değerinin artırılması gerektiğini de dile getirdi.


Cam sanatı alanında faaliyet gösteren Şeniz Akşit Erden ise Odunpazarı'nın zanaatkarlarından birisi. Cam sanatında yetişen ve bu alanda eğitim gören gençlerin bu sanatı ileriye götüreceğini, farklı ve daha güzel ürünler üreteceğini belirtti.

Çocuk Korosu'na Dinleyicilerden Tam Not Çocuk Korosu'na Dinleyicilerden Tam Not



“Lüle Taşı Dünyada Yalnızca Eskişehir’de Çıkıyor”


İş makinelerin bu bölgelerde çalışmasının kesinlikle yasak olduğunu ifade eden Erol Güler, “Eskişehir’de kuzeyinde bulunan 8-10 tane sıralı köylerin toprak arazisinden yerin 1 metreden başlayıp 120 metre derinliğine kadar el gücüyle kazılarak çıkarılmasına müsaade edilen bir madenimiz. Yumuşak bir dokuya sahiptir. Yer altından çıktığında işlendikten sonra dünya yüzüne çıktıktan sonra kurumaya başlayan, nemi arttıkça kurumaya başlayan yani çok sağlamlaşabilen bir maden türümüzdür. Tarihte çok amaçlı kullanılmış. Dünyanın en iyi tütün içme malzemesi olarak onay almış. Genelde biz pipo üzerine, görsel olarak böyle hediyelik, biblolar üzerine çalışmalarımız bu şekilde. 5 bin yıla dayanan bir tarih görünüyor lüle taşında, bu araştırmalarda da görülebilir. Eskişehir 'in alt bir ilçesi Çavlum Köyü antik mezarlarında yapılan kazıda küçük bir çocuk mezarından çıkan mühürle sabitlenmiştir. Dedelerimiz yapmış, dedelerimizin dedesi de bu mesleği yapmış ama ondan sonra ne olmuş? Babalarımıza aktarmışlar, babalarımız bize devam ettirdi. Biz geldik. Şimdi benim çocuklarım mesela aynı şekilde devam ediyorlar. Bu şekilde bir silsile usulü gidiyor.” dedi.