Trafik konusu Eskişehir’in en çok tartışılan başlıklarından bir tanesi… Önümüzdeki yıl için “radikal adımlar” atılacağını söylemiştiniz. Bu adımlar tam olarak neleri kapsıyor?

Eskişehir'de 14 İlçede Zirai Dondan Etkilenen Çiftçilere Ödeme Yapıldı!
Eskişehir'de 14 İlçede Zirai Dondan Etkilenen Çiftçilere Ödeme Yapıldı!
İçeriği Görüntüle

Trafik, tüm şehirlerin problemi… Eskişehir’de bu konuda pek çok adım atmaya başladık. 12 kavşakta düzenleme planlıyoruz, 4’ü tamamlandı. Önümüzdeki dönemde devam edecek. Özellikle Espark çevresinde yaşanan sıkışıklık için palyatif çözümler uyguluyoruz, fakat 2026’da kalıcı çözümleri hayata geçireceğiz.

Park et, devam et modelini yaygınlaştıracağız

Eskişehir, merkeze sıkışmış bir kent. Bu da trafik yoğunluğunu artırıyor. Bu nedenle özellikle pik saatlerde toplu taşıma, bisiklet ve yaya erişimini öncelikli hale getirmemiz gerekiyor. Bu doğrultuda çeşitli projeler hazırlıyoruz. “Park Et, Devam Et” uygulaması üç noktada başladı. 2026’dan itibaren çok daha geniş ve kritik alanlarda yoğun biçimde yaygınlaşacak. Vatandaş aracını belirlenen alanlara bırakacak, ardından toplu taşıma, bisiklet veya yaya olarak şehir merkezine ulaşabilecek. Bu uygulamayı hem Tepebaşı hem Odunpazarı aksında yeni yerlerle güçlendireceğiz. Ayrıca iki büyük otopark projemiz de gündemde. Mevcut otoparklarımızı da “Park Et, Devam Et” sistemine entegre edeceğiz. Kurtuluş’taki otoparkımızla başladık.

Bazı yerlerde radikal adımlar atacağız

Bunun yanında ulaşım ana planımız çerçevesinde kavşak düzenlemeleri, alt ve üst geçit çalışmaları yapacağız. Ancak bu çalışmaları yaparken de bütüncül bir bakış açısıyla hareket etmek çok önemli. Çünkü bir kavşaktaki sıkışıklığı çözdüğünüzde, trafik başka bir kavşağa yığılabiliyor. Bu nedenle planlama sürecini bütüncül olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bazı noktalarda radikal çözümler gerekecek. Şehrin bazı noktaları için tek yön uygulamaları gündeme gelebilir. Özellikle şehir merkezinde, Yılmaz Büyükerşen Bulvarı ile İsmet İnönü arasında ciddi bir sıkışıklık oluyor. Bu alanlar için yoğun şekilde çalışıyoruz.

72 kilometrelik bisiklet yolu bu dönüşümün en radikal adımı olacak

Bu dönemde ezber bozan yeniliklerden biri bisiklet yolları oldu. İlk etapta vatandaşlarımızdan haklı olarak tepki gelse de bu beklenen bir durumdu. Giderek tepkiler azalıyor ve benimseniyor. Şuan da Eskişehir’de bisiklet satışları yüzde 10 oranında arttı. 72 kilometrelik yeni bisiklet yolu ağı da bu dönüşümün en radikal adımlarından biri olacak.

Atatürk Caddesi’ndeki trafik akışı şu anda olumlu görünüyor

Özellikle şehir merkezindeki duba uygulamasıyla ilgili kamuoyunda yoğun eleştiriler var. Bu konuda geri adım atmayı düşünüyor musunuz?

İzlemeye devam ediyoruz. Trafikte geri adım atma, iddialaşma ya da ‘benim yaptığım doğrudur’ gibi bir yaklaşım olamaz. Yapılan her düzenlemeyi, şehrin ihtiyaçlarına göre izlemek ve gerektiğinde güncellemek gerekiyor. Bu kapsamda pilot uygulamalarımız sürüyor. Atatürk Caddesi için de aynı durum geçerli. Arkadaşlarımız düzenli olarak takip yapıyor. Yapılan takibe göre trafiğin akışında olumlu bir tablo görülüyor. Atatürk Caddesi’ndeki mevcut düzenleme oldukça eski tarihli ve UKOME tarafından alınan bir karara dayanıyor. UKOME, gelen talepleri değerlendirecektir.

UKOME kısa süreli ücretsiz park düzenlemesi yapacak

Parkomat uygulamasını caddelerden kaldırdınız. Bu karar trafiği rahatlatmak amacıyla mı alındı?

Bu konuda geçmişte açılan bazı davalar oldu. Mahkeme kararları sonucunda, mülkiyet sahiplerine belirli park alanlarının ayrılması gerektiği belirtildi. Ancak bu alanlar ayrıldığında, çok fazla park edecek alanda kalmıyor. Uygulamanın trafiği rahatlattığını ve kısa süreli parklanmalara çözüm sağladığını düşünerek devam ediyorduk. Fakat süreç içinde hem davalar hem de itirazlar nedeniyle bu uygulamayı kaldırdık. Bundan sonraki süreçte UKOME, söz konusu bölgeleri yeniden değerlendirecektir. Kısa süreli, ücretsiz parklanmalara imkan tanıyan yeni bir düzenleme yapacaktır.

Son on yılın en kurak dönemini yaşadık

Kuraklık artık yalnızca bölgesel değil, küresel bir kriz haline geldi. Eskişehir’de su yönetimiyle ilgili hangi önlemleri planlıyorsunuz? Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü yeni bir proje veya eylem planı var mı?

Birçok il ve ilçede su kesintileri başladı. Eskişehir olarak aldığımız önlemler sayesinde bu seneyi sağlıklı bir şekilde atlattık. Son on senenin en kurak dönemini yaşadık. Baraj doluluk oranı yüzde 28-29’lara kadar düştü. Artık su konusu bizim en öncelikli meselemiz olmalı. Kentimizin tek içme suyu kaynağı Porsuk Barajı. En büyük sorun ise bu içme suyunun tarımsal sulamada da kullanılmasıydı. Bu konuda geçtiğimiz haftalarda yeni bir mevzuat yayımlandı ve artık içme suyunun peyzaj veya tarımda kullanılması tamamen yasaklandı. Biz de bu doğrultuda ciddi denetimler yapacağız. Tarımsal sulama da, sulama kanalları ve DSİ’nin çözümleri üzerinden yürütülecek.

Porsuk bizim gözbebeğimiz, onu korumak zorundayız

Mutlaka kuru tarıma geçilmesi gerekiyor. Bu konuda eğitimler ve farkındalık çalışmaları yapıyoruz. Kırsaldaki sulamayı durdurmamız şart. Porsuk Havzası’nı koruma projemizi hayata geçirdik ve kapsamlı bir plan oluşturduk. Porsuk bizim gözbebeğimiz, onu korumaya yönelik her türlü çalışmanın içerisindeyiz. Topyekün ve bütün kurumlarla verilecek bir mücadeleden bahsediyorum. ESKİ Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi olarak kuru peyzaj uygulamalarını da başlatarak ciddi bir mücadele süreci başlattık.

Bu mücadelenin ulusal politikalarla desteklenmesi gerekiyor

Vatandaşlarımızı da bu sürece dahil olmaya davet ediyoruz. Özellikle çiftçilerimiz, çok su isteyen tarım ürünlerinden kaçınarak bu mücadeleye katkı verebilir. Bu konu artık yalnızca bugünün değil, geleceğin meselesi. Ulusal politikalarla desteklenmesi gerekiyor. Su, dünyanın, Türkiye’nin ve Eskişehir’in en önemli konusu... Sudan daha önemli bir konu yok, bu nedenle topyekun bir planlama ve ortak mücadele şart.

Çifteler’e zarar vermeden ilerlemek önceliğimiz

Geçmişte Çifteler’den Eskişehir’e su temini konusunda ESKİ ile DSİ arasında yapılan protokolde bir gelişme var mı?

Aldığımız bilgilere göre şu anda ihale planlaması sonuçlanmak üzere. Planlama ihalesiyle hangi dönemlerde su alınması gerektiğini belirlenirken, elbette Çifteler’e hiçbir zarar verilmemesi gerekiyor. Sonuçta Çifteler’in suyunu da biz temin ediyoruz. Bir bölgedeki kaynağı azaltarak başka bir yere aktarmak gibi bir durum söz konusu olamaz.

Sakaryabaşı’nda yaşanan sorun nedeniyle suyun doğrudan oradan alınacağı yönünde bir algı var. Oysa orası da bir havza ve alınacak su, o havza sistemi içinde planlanıyor. Oraya da zarar vermeden Eskişehir için mutlaka alternatif bir kaynak yaratmak zorundayız. Çünkü bir şehir için en kritik konulardan birisi de, su temininde tek bir kaynağa bağlı kalmaktır. Porsuk Barajı’nda doluluk oranının yüzde 29’lara kadar düştüğünü gördük. O nedenle tek bir kaynağa bağlı olmadan alternatif kaynaklarla ilerlememiz gerekiyor.

Eskişehir’in nasıl dönüşeceği konusunda belge hazırlıyoruz

Şehirdeki yapı stokunun yaklaşık yüzde 50’si hızlı tarama testinden geçirildi. Bu çalışmaların kentsel strateji belgesine dönüştürülerek Bakanlığa sunulduğu açıklanmıştı. Bakanlıktan gelecek yanıtın ardından nasıl bir yol haritası izlenecek?

Henüz bakanlığa gönderilen bir belge yok. Kentsel strateji belgesinin altlıklarını hazırladık. Eskişehir’in nasıl bir kentsel dönüşüm süreci yaşaması gerektiğine dair bir rapor hazırlanacak. Bu belge, onay amacıyla değil, bilgilendirme amacıyla bakanlığa gönderilecek. Acil dönüşmesi gereken yapı stokunu biliyoruz. Bu konuda Kent Konseyi’nin liderliğinde, sürecin tüm paydaşlarıyla bir araya gelinerek toplantılar yapıldı. Bir çalıştay düzenlenecek, ardından da rapor hazırlanıp bakanlığa sunulacak. Raporun nasıl şekilleneceğini zaman içerisinde göreceğiz.

Büyük dönüşüm alanlarıyla ilerlemek doğru bir yöntem değil

Kendi deneyimlerim ve gözlemlerim doğrultusunda şunu net olarak söyleyebilirim. Büyük dönüşüm alanlarıyla ilerlemek doğru bir yöntem değil. Geçmişte bunu denedik ancak ilerleyemedik. Bundan sonra ada bazlı çözümlerle ilerlemeliyiz. İmar planlarını ada bazında hazırlayıp, bu planlar tamamlandıktan sonra vatandaşlarımızla yatırımcıyı buluşturarak dönüşümü hızla başlatabiliriz. Ada bazlı çözümler, hukuki açıdan da süreci daha yönetilebilir hale getiriyor. Çünkü alansal yaptığınız bir planlama, tek bir davayla tamamen durabiliyor. Oysa ada bazında ilerlediğinizde, olası bir dava sadece o adayı etkiliyor, diğer bölgelerde çalışmalar devam edebiliyor.

“Yarısı Bizden” modeli Eskişehir’de de uygulanmalı

Ada bazlı imar planları yapalım ve şehir dönüşüme girsin. Bakanlık, İstanbul’da pilot olarak uyguladığı “Yarısı Bizden” modelini Eskişehir’de de hayata geçirirse, dönüşüm süreci ciddi biçimde hız kazanacaktır. Eskişehir riskli bölgeler arasında yer aldığı için bu destek çok önemli. Böyle bir uygulama gerçekleşirse, şehrin kısa sürede dönüşeceğine inanıyorum.

Ada bazlı model hem daha hızlı hem daha yönetilebilir

“Alansal bazda yapılırsa, dönüşüm daha hızlı olur” diyorlar. Eğer 1999 depreminden sonra bunu yapmış olsaydık, 27 yılda şehir zaten dönüşmüş olacaktı. Hep geç kalıyoruz. Yılmaz Hoca göreve geldiği andan itibaren bu işe çok emek verdi. 8 mahalleyi kapsayan dönüşüm planları çok emek verilmiş çalışmalardı. Ancak süreç bazı yanlış yönlendirme ve siyasi tartışmaların kurbanı olmuş. Artık vakit kaybetmeden ada bazlı imar planlarımızı hazırlamalıyız. Bakanlığında teşviki olursa, vatandaşlarımızla müteahhitleri bir araya getirerek bu dönüşümü sağlayabiliriz. Biz de bu konuda hem planları hazırlayacak hem de hukuki süreçleri yöneteceğiz.

Bitişik nizam yerine, ada bazlı ve nefes alan planlarla ilerliyoruz

Yerel seçimlerin ardından Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri olarak imar planlarıyla ilgili bir çalışma başlattınız. Bu çalışmaların son durumu nedir?

Çalışmalarımız etap etap devam ediyor. 2022 yılında yaptığımız 5 binlik revizyonun ardından, ilçelerimiz binlik planları etaplar halinde gönderiyor. Çok yakında tamamı bitmiş olacak. Revizyonların yaklaşık yüzde 70’ini tamamladık. İmar planlarında sorunlu mahallerimiz var. Yeşiltepe ve Erenköy gibi mahallelerde ilçe belediyelerimiz hızlıca çalışma yaptı ve bu planlar Büyükşehir’den geçti. Süreç, diğer bölgeler için de devam edecek. Vatandaşlarımız yerinde kat vererek dönüşüm istiyor. Ancak her yeni kat, beraberinde altyapı, yol, yeşil alan ve sosyal donatı ihtiyacını da getiriyor. Bu nedenle bitişik nizamda kat vererek dönüşüm yapmak çok anlamlı değil. İlçe belediyelerimiz bu konuda oldukça iyi çalışmalar yaptı. Daha çok dört katlı, ada bazlı, ayrık nizamda ve nefes alan yapılaşma modeliyle ilerlemeye çalıştılar.

Sadece kat vererek dönüşüm olmaz

Bundan sonraki süreçte, imar planlarında sorunlu olarak belirlenen mahalleler ada bazlı şekilde mi revize edilecek?

Kat verdiğinizde ne cadde genişliyor, ne de yeni yeşil alanlar oluşturabiliyorsunuz. Yine bitişik nizam bir yapı ortaya çıkıyor. Eğer bu şehirde gerçek bir dönüşüm yaşamak ve depreme karşı hazırlıklı olmak istiyorsak, ayrık nizamda çalışmalı ve ada bazlı çözümler üretmeliyiz.

Şehir merkezinde ada bazında planlama süreci başladı

Kenar mahallelerde kat artışı sorunu yaşanırken, kent merkezinde de 1999 öncesi yapılmış çok sayıda yüksek katlı eski bina bulunuyor. Kent merkezi için özel bir düzenleme planınız var mı?

Bu konuda arkadaşlarımız çalışmalara başladı. İlk olarak Yunusemre Caddesi’nden başlandı ve şu anda ada ada ilerleniyor. Bu doğrultuda imar planlarını hazırlayıp güncelleyeceğiz. Eskişehir’in çeper mahallelerinde kat yükseklikleri zaten düşük, dolayısıyla bu bölgelerde dönüşüm ihtiyacı sınırlı. Ancak şehir merkezindeki yapılar, afet riski açısından öncelikli durumda. Özellikle 1999 öncesinde inşa edilmiş, bitişik nizam ve 8 katlı binalar riskli yapılar arasında. Ada bazında imar planlarının ardından, Bakanlığın desteğiyle bu bölgelerde hızlı dönüşüm süreçlerini hayata geçirmeyi öngörüyoruz. En hızlı dönüşmesi gereken alanlar buralar ve çalışmalara başlamış bulunuyoruz.

Sultandere’de sosyal konutlar yatırım programına alındı

Seçim döneminde verdiğiniz sosyal konut sözüyle ilgili somut bir gelişme var mı?

İmar planı değişikliklerini tamamladık. Çalışmalar Sultandere bölgesinde yürütülüyor. TOKİ’nin “500 Bin Sosyal Konut” projesi kapsamında bizden arsa talebi oldu. Sultandere’de planladığımız sosyal konut projesine ait alanın bir kısmını bu kapsamda Bakanlığa bildirdik. “Belediyeler yer vermiyor” deniliyor ya, biz verdik. Bizim sosyal konut arsalarımız vardı. Tepebaşı ve Odunpazarı’nın sosyal konuta uygun arsaları yok. Biz de kalan alanda da kendi sosyal konut projelerimize hızlıca başlamayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemin yatırım programına koyduk.

Küllüoba ekmeğinin tadına bakmak isteyenleri Eskişehir’e davet ediyoruz

Küllüoba ekmeği, Eskişehir’in kültürel değerlerinden biri olarak dikkat çekiyor ve yakın zamanda İstanbul’dan da ödülle döndünüz. Bu projeyi daha da büyütmek veya markalaştırmak için yeni planlarınız var mı?

Eskişehir dışına çıkmak gibi bir amacımız ve hedefimiz yok. Küllüoba ekmeğinin tadına bakmak isteyenleri Eskişehir’e davet ediyoruz. Küllüoba ekmeğinin üretimi sınırlı. O çağlarda kullanılan kavılca buğdayından horosan ununa kadar her şeyi birebir kullanmaya çalışıyoruz. Onların temini de kolay değil. Bir de taş değirmenlerde öğütüyoruz. Şuan için 800-900 adet üretim yapabiliyoruz. Türkiye’nin her yerine ulaştırabilmek için çalışmalarımız devam ediyor. Kavılca buğdayını temin ettik ve Eskişehir’in iki bölgesinde ekimini gerçekleştirdik. Bu ekmek ile hem tarihimizi anlatıyoruz hem de sağlıklı bir ekmek tüketmiş oluyoruz.

“Eskişehirliyim” demenin gururunu korumak istiyorum

Görev süreniz boyunca Eskişehir’e kalıcı bir iz bırakacak, “Ayşe Ünlüce’nin imza projesi” olarak anılacak özel bir çalışmanız olacak mı?

Bizim yapacağımız en güzel iş, gurur duyduğumuz kent kimliğini en üst seviyeye taşımak. “Eskişehirliyim” dediğinde o gururu yaşayabilmek. Yoksa binalar, köprüler, ikonik yapılar, özel tasarımlar yaparsınız. Bunları zaten yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ancak benim için atılacak en büyük imza, “bu şehirde herkesi bir araya getirdi, birlik ve beraberlik içerisinde bir yönetim anlayışı gösterdi, Eskişehirlilerin sesini, sözünü, çığlığını, üzüntüsünü, kederini ve sevincini dinledi, dinlemek konusunda da yüksek gayret gösterdi ve o dinlediklerinden oluşan tüm bilgiyle bu şehre hizmet etti” denmesi olabilir. Yoksa ben bina, cadde ya da yolla anılmak istemem. Elbette bunlar bizim görevimiz ve boynumuzum borcu.

Arkadaşlarıma güveniyorum, onlarla yola devam edeceğim

Kadro değişikliği yapmamakla eleştiriliyorsunuz. Hala Yılmaz Büyükerşen’in kadrosu ile devam ettiğiniz söyleniyor. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda bir değişiklik olacak mı?

Hayır, bir değişiklik yapılmayacak. Zaten ufak tefek dokunuşlar yaptım. Ben bu kurumun içinden geliyorum ve mevcut kadronun tamamı benim çalışma arkadaşlarım. Son yedi yıldır yapılan atamaların çoğunda Yılmaz Hoca ile birlikte karar verdik. Dolayısıyla bu kadro aslında bizim ortak kadromuz. İşe alımlarda da aynı hassasiyeti gösterdik. Bu nedenle herhangi bir değişiklik yapmayı düşünmüyorum. Ancak bu uzun bir yolculuk, önümüzde yaklaşık 3-3,5 yıl var. Elbette süreç içinde bazı yerlerde radikal kararlar almamız gerekebilir, gerektiğinde bu adımları atarız. Bunu geçmişte de yapıyorduk. Büyükşehir kadrosu çok sık değişir, durağan değildir. “Görme körlüğü” derler ya, bazen insan bulunduğu yerden çok göremiyor. Bakıyorum bazen ‘bu arkadaş şurada olsa daha çok başarılı olacak’ diyorum. Böyle değişiklikler yapıyoruz. Bu kadroyla çalışmaya devam edeceğim. Arkadaşlarımı seviyor ve güveniyorum. Onların içinden geldim. Geçmişte çalışma arkadaşıydık… Beraber bir yol yürüdük.