"31 Mart Yerel Seçimleri..." diye başlayan cümlelerden belki de çok sıkıldınız ancak; yerel seçimin sonuçları halen Eskişehir'in siyasi gündemini belirlemeye devam ediyor.

Bugüne kadar daha çok yarıştan galip çıkan tarafı analiz eden yazılar yazmaya çalıştım. Bugün ise seçimden bence ağır bir mağlubiyetle ayrılan Cumhur İttifakı cephesinin durumunu değerlendirmek istiyorum.

AKP ve MHP'den oluşan Cumhur İttifakı cephesinde ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de AKP'nin dümende olduğu bir yapı vardı Bu herkesin malumu... Elbette burada MHP etkisizdi demek istemiyorum. Aksine bence MHP Eskişehir özelinde etkin bir görüntü sergiledi süreç boyunca. Fakat sürecin son dönemine doğru MHP ile AKP'nin arasındaki bağların çok zayıfladığını da gördük. Bunun temel sebeplerini partililer daha iyi bilecektir ancak; seçim sürecinde edindiğim bilgiler ve gazeteci gözüyle olaylara bir bakış atarak AKP-MHP kopukluğunu sizlere yorumlamaya çalışacağım.

MHP cephesinden başlayayım...

Milliyetçi Hareket Partisi İl Teşkilatı ittifakta kendilerine 4 kırsal ilçe verilmesinden memnun bir görüntü veriyordu. Ancak biliyorum ki tabanda bu durumdan rahatsız olan seçmen ve partililer vardı. Özellikle MHP'nin güçlü olabileceği Tepebaşı'nın kendilerine verilmemesi MHP tabanında bir hayal kırıklığı yaratmadı desem yalan olur. Fakat bence burada MHP'nin izlediği politika doğruydu. Ben de olsam Tepebaşı yerine kazanabilecek adaylar ile 4 kırsal ilçede seçime girmeyi kabul ederdim. MHP'nin de benim de tercihim pek de doğru değilmiş bunu seçim sonucu olarak gördük. Ama ağır mağlubiyet faturasının tek etkeni de elbet bu değil. Bunlara da değineceğim tabii ki ancak bunlardan önce Tepebaşı'na devam edeyim...

Sivrihisar'da 2 dönem belediye başkanlığı yapan ve ismini siyasi arenada yükselten Hamid Yüzügüllü'nin Cumhur İttifakı Tepebaşı adayı olarak açıklanması siyasi bir hataydı. Bu tamamen Yüzügüllü'ye siyasi bir suikast bile demek abartılı olmaz. Bunu, Cumhur İttifakı cephesi elbette siyasi suikast olsun diye yapmadı ama inanlımaz hatalı bir karardı. Hamid Başkan'a tabiri caizse yazık oldu. Tepebaşı MHP Teşkilatı buna rağmen Yüzügüllü için çok çalıştı ancak; bekledikleri ilgiyi ve alakayı AKP cephesinden alamadılar. Özellikle Salih Soner Güncan gibi güçlü MHP'li isimler Yüzügüllü'nün yanından bir an bile ayrılmadı. Fakat kaybedilen seçim sonrasında Yüzügüllü'nün MHP'den "diğer destekçilerim" şeklinde teşekkür etmesi bağların ne kadar zayıfladığını bizlere çok net gösterdi. MHP kanadının kırgın olduğunu anlamak için sosyal medyada bir tur atmak bile yeterli.

Odunpazarı'nda ise Özkan Alp'in Milliyetçi Hareket Partisi ile koordineli pek bir çalışması olmadı. Yalnızca ittifakın getirisi ile yapılan bence göstermelik ortak çalışmalar dışında AKP-MHP o tarafta hiç sağlıklı bir iletişim kuramadı.

MHP 4 kırsal ilçede aday çıkarmasına rağmen hiç bir ilçede koltuğu alamadı. Hatta Çifteler'de elinde olan belediye başkanlığı koltuğunu da CHP'li Zehra Konakcı'ya kaptırdı. Üstelik Çifteler'de 3. bir yol olarak görülen DSP'li Melih Derici'nin CHP oylarını böleceği düşünülürken MHP'nin 3. parti olarak seçimi kaybetmesi önemli bir tablo karşımıza çıkarıyor. CHP'den istifa eden ve DSP'ye geçen, birçok kişi tarafından yarışta bile görünmeyen Derici'nin 2. sırada yer alması MHP'ye ciddi bir mesaj. Bunun yanında Çifteler'de genel seçimlerde olsun, AKP-MHP ittifakının güçlü dönemlerde olduğu zamanlarda olsun ittifakın 5.000 üzerinde oyu olmasına karşın son yerel seçimde Ayşe Ünlüce'nin 5.000 üzerinde oy alması da AKP-MHP arasındaki kopukluğu, küskünlüğü gözler önüne seriyor.

Seyitgazi'de çok iddialı olan Erhan Erden'in AKP'den MHP'ye geçerek aday olmasına rağmen kazanamaması burada da ittifak içi olsa da ithal adayın ne denli yalnız kaldığını gösteriyor diyebilirim. Yine, Alpu'da MHP'li Alparslan Kokulu'ya karşı ittifaka yakın eski AK Partili Rafet Demirtaş'ın BBP adayı olarak çıkması da MHP'ye AKP'nin aslında destek yerine net şekilde köstek olduğunu işaret ediyor. Mihalıççık ise durum farklı... Orada Haydar Çorum'un gücü karşısında Halil Sami Barış'ın seçimi kazanma ihtimali zaten düşüktü demek hiç yanlış olmaz.

Son olarak Büyükşehir cephesine gelirsek MHP İl Teşkilatı'nın seçim yarışının son dönemine kadar AK Parti adayı Nebi Hatipoğlu'nu ciddi şekilde desteklediğini görüyoruz. Hatta seçimin ilk dönemlerinde Nebi Hatipoğlu bir AKP adayı değil de MHP adayı gibi görüntüler veriyordu. MHP İl Başkanı İsmail Candemir ile hiç ayrılmayan Hatipoğlu, MHP bayrakları önünde bozkurt işareti yapmaktan imtina etmiyordu. Bunu Nebi Bey'in AKP'den çok milliyetçi kanattan gelen bir isim olması nedeniyle ben açıkçası yadırgamadım. MHP'ye milliyetçi bir ismin yakın olmaması zaten absürt olurdu. Ancak özellikle AK Parti İl Başkanı SÜleyman Reyhan'ın gidişi ve yerine Gürhan Albayrak'ın gelişi sonrasında Nebi Hatipoğlu MHP ile biraz uzaklaştı. AK Parti'nin adayı olduğunu daha çok ön plana çıkaran Hatipoğlu MHP'den bu dönemde de destek alsa da aradaki bağlar biraz gevşemiş görünüyordu. MHP'nin iç dinamiklerini ve yaşananları net şekilde bilmeden bir dedikoduya imza atmak istemem ancak; bence MHP seçim yarışının son döneminde kullandıldığını hissetmeye başladı. Bunun sonucunda da AK Parti ile aralar biraz daha açıldı.

Bir de seçim sonuçları Cumhur İttifakı için tam bir yıkım olunca iki cephe de suçu birbirinde aramaya başladı. Ben yakın gelecekte MHP'nin bu ittifak dışına çıkmasını ve Türkiye'de yeniden milliyetçi cenahın çatı partisi olmasını bekliyorum. Bu değişimin, dönüşümün başlayacağını en net gösteren şehirlerden biri de Eskişehir oldu diye düşünüyorum.

Herkese mutlu, şeker tadında bir bayram diliyorum. Ramazan Bayramımız kutlu olsun.