Geçtiğimiz günlerde dile getirmiştim.

Yılmaz Büyükerşen’in çevresindeki insanlar, belediyede söz sahibi bürokratlar eskisi gibi etkin ve sempatik değil.

Üstelik Yılmaz Hocanın etrafına çelik bir zırh örmüşler. Şehirle ilgili olan biteni, siyasi okumaları, hamleleri doğru bir şekilde aktarmadıklarını düşünüyorum.

Hatta bazı eleştiri ve eksiklerin manipüle edildiği, her şeyin güllik gülistanlık ve bol bol gerekçelerle önüne getirildiğine neredeyse eminim.

Emin olduğum bir başka husus ise eleştiri ve tavsiyelerin seçilerek, ne olduğu değil kim olduğuna bakılarak ve buna göre tasnif edilerek Büyükerşen’e sunulduğudur.

Böylece Hoca gibi beynelmilel bir ismin dostları ile bile arasına gölge düşürecek operasyonlar rahatlıkla yapılabilir. Yapılıyor diyemem ama yapılabilme şüphesini dorukta tutuyorum.

Sevgili dostlar hal böyle olunca Büyükşehir Belediyesinin eskisi gibi verimli yönetilmediği ve Eskişehir’de sürekli bazı sorunlarla gündeme geldiğini hep birlikte görüyoruz.

AK Parti cephesi son 1 yıldır hedefine Büyükşehir Belediyesini koymuş ve istediği gündemi oluşturma gücüne sahipken, iletişim kanadı kırık Büyükşehir Belediyesi sadece gerekçelerle kendini savunmaya kalkıyor.

AK Parti sözcüsü Hasan Burgaz bir liste yayınlamış.

Büyükşehir’in son 1 senede neler ile anıldığını tek tek yazarak kamuoyu ile paylaşmış.

-        Damacana skandalı

-        Söğötönü mevkiinde Kaçak Villa

-        Kayıp ve usulsüz egzoz muayenesi ile gündeme gelen belediye otobüsleri

-        Her yağmurda gündem olan altyapı sorunları

-        Hal Camii meselesi

-        Kapalı Pazar yıkımı ve otoparksız yapılacak iddiası

-        Şebeke suyuna üst üste yapılan zamlar

Ne yazık ki bunların bazılarında Büyükşehir eleştirilecek kadar önemli bir rol oynamasa dahi kamuoyunda insanlar karpuz gibi ikiye bölündü.

Çünkü bazı şeyler doğru anlatılamadı, doğru kanallar kullanılamadı. Kibirli bir tutum ve önemsenmeyen meseleler oldukça baş ağrıttı.

Eskişehir trafiğinde yaşanan ve insanların haftada 3 kez isyan ettiği sorun bile ciddiye alınmayan ve çözümsüz olarak dillendirilen bir meseleye dönüştü.

Yeniden yargılama sürecinde dahi Yılmaz Hocaya karşı oluşturulmak istenen baskı sanki çok önemsiz, çok yersiz gibi algılandığı için bunları dile getirmeyi bir borç biliyorum.

Çok üzgünüm ama rahmetli Tugay Aladağ, Mustafa Mansız, Allah uzun ömür versin sevgili Oruçhan Tansel, Neşet Arduç ve nice eski bürokratın özlendiği günler çoğalıyor. Bilginiz olsun.