Çeşitlendirme ve küreselleşme geleceğin anahtarlarıdır. - Fujio Mitarai

Dünyaca ünlü teknoloji, kamera ve fotoğraf makinesi üreticisi Canon’un CEO’su Fujio Mitarai küreselleşmenin önemini yukarıdaki sözüyle bizlere yansıtmaya çalışıyor. Küreselleşme kavramı özellikle 2000’li yılların başında üzerinde daha fazla konuşulan bir konu halini aldı. Birçok televizyon kanalında, gazetede ve internet sitesinde küreselleşme ile ilgili daha fazla yayına rastlamaya başladık.  Peki, tüm dünya ülkelerinin ve birçok şirketin üzerinde durduğu küreselleşme kavramı nedir? Bu yazımda küreselleşme kavramına ve küreselleşmenin temel noktalarına değinmeye çalışacağım. İlk çağlardan itibaren dünyanın birçok aşamadan geçmesi olumlu ve olumsuz bir konuyu da beraberinde getirdi. Günümüz dünyasına baktığımızda, teknoloji ve sanayi ile ilgili önemli gelişmelerin yaşanması, iletişim sektörünün hızlı gelişmesi, hammadde konusunun ülkeler ve şirketler açısından daha fazla önem kazanması, küreselleşme kavramını ekonomiden siyasete, kültürel kavramlardan günlük hayatımıza kadar birçok yerde üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu yaptı.

Esasında detaylı düşünülecek ve incelenecek olursa, küreselleşme ile çok eski yüzyıllarda tanıştığımızı görürüz. Fakat küreselleşme kavramının kullanımına ilk olarak 1833 yılında İngiliz İktisatçı W.Foter’ın dünyadaki kaynakların kullanımı ve dağılımı konulu makalesinde ve daha sonra 1959 yılında yayınlanan bir yazı da rastlıyoruz. Küreselleşmenin üzerinde düşünülen bir konu haline gelmesi ve etkinleşmesi ise 1968 yılında Garett Hardin’in çalışmaları ile gerçekleşir. Peki, küreselleşmeyi nasıl tanımlayabiliriz? Küreselleşme üzerine çalışan birçok akademisyen ve uzman küreselleşme kavramını farklı biçimde ve farklı noktalardan tanımlamışlardır.

Küreselleşme, pazarların dünya çapında bütünleştiği süreçtir. - Michael Spence

2001 yılında George A. Akerlof ve Joseph E. Stiglitz ile birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Harvard ve Stanford Üniversitesi akademisyenlerinden Michael Spence yukarıdaki sözüyle esasında küreselleşme kavramını bizlere çok güzel bir şekilde özetliyor. Küreselleşmeyi basit ve genel bir tanım ile fikirlerin, bilginin, ürün ve hizmetlerin tüm dünyaya yayılması ve paylaşılması şeklinde tanımlayabiliriz. Küreselleşme, ülkelerin birbirleriyle olan ilişkileri ve bu ilişkilerin ekonomi ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve teknoloji alanlarında da etkili olmasını anlatır. Küreselleşme kavramı tabiri caizse dünyanın küçülmesi, ülkelerin beraber geliştirdikleri çalışma ve projelerin artması, iletişim ve teknolojideki yüksek gelişmelerin yaşanması ile her konuda yaşanan karşılıklı bağlılıkların artmasıdır. Bu bağlamda, küreselleşmenin ortaya çıkmasında teknoloji ve iletişim konularından yaşanan gelişmeler, ülkelerin birçok sektörde yaşadığı hammadde ve kaynak ihtiyacı, ticaret ve ekonomide yaşanan ilişkiler etkili olan faktörlerin başında gelir.

Küreselleşme yaşanan bir ekonomi yapısında ülkeler, kendilerine özgü ve avantaj yaratacak ürün ve hizmetleriyle diğer ülkelere karşı bir fark yaratmaya çalışırlar. Başka bir deyişle daha verimli, etkili kaynak kullanımı avantajıyla pazar paylarını ve ekonomilerini güçlendirerek diğer ülkelere karşı başarı yakalamaya çalışırlar. Küreselleşme kavramı, bu konu üzerinde çalışan uzmanlar tarafından farklı boyutlarda incelenir. Bu boyutları Ekonomik, Siyasi, Sosyo-Kültürel, Teknolojik, Coğrafi/Ekolojik olarak sıralayabiliriz. Küreselleşmeye genel ve basit bir örnek vermemiz gerekirse, birçok ülkenin katılımıyla birçok spor etkinliğinin bir araya geldiği Olimpiyat Oyunlarını gösterebiliriz. Küreselleşmenin birçok olumlu yönü olduğu gibi olumsuz yönleri de bulunuyor ve günümüzde birçok kişi tarafından bu yönler halen tartışılıyor. Olumlu yönleri arasında birçok ülkenin karşılıklı ticaret yapması, hammadde ve sanayi ile ilgili paylaşımlar, birçok konuda verimlilik sağlanması ön plana çıkarken olumsuz yönleri arasında işgücündeki istikrarsızlıklar, ekosistemlerin zarar görmesi, hammadde ve ekonomik nedenlerle bağlantılı olarak yaşanan ülkeler arası problemler ve kültür erozyonu gibi unsurlar ön plana çıkıyor.

Daha önceden sizlere belirttiğim gibi, küreselleşme kavramı özellikle son 20 yıldır gücünü daha çok arttırarak birçok konudaki etkilerini bizlere daha fazla hissettirmeye başladı. Teknoloji, endüstri ve iletişim konularında yaşanan gelişmeler ile bu kavramın gün geçtikçe daha fazla ilerleyeceğini ve güçleneceğini düşünüyorum. Özellikle teknolojik gelişmelerin küreselleşme kavramında bir itici güç olacağını da iletmek isterim. Küreselleşme kavramında, yapay zekâ (AI), nesnelerin interneti (IoT), Blok zinciri (Blockchain), iletişim ve otomasyon teknolojilerinin gün geçtikçe çok önem kazanacağını düşünüyorum. Başka bir deyişle, birçok sektörde teknolojik yeniliklere uyum sağlamak hatta kendi teknolojilerini yaratmak bir şirket için hatta bir ülke için küreselleşme konusunda önemli bir rol oynayacaktır. Günümüz ticaret dünyasında önemli olan hususun ileri bir teknolojiye sahip olan bir ürün ve hizmeti doğru pazarlama ve iletişim kanalları ile satabilmek olduğunu belirtmek isterim. Bunu sağlayabilen ülkelerin kendi kültürel yapılarını ve kaynaklarını da koruyarak bizleri bekleyen gelecekte her konuda başarıyı yakalayabileceklerini düşünüyorum. Ayrıca, küreselleşme kavramını daha fazla araştırmak isteyenlere ve ilgi duyanlara Pulitzer Ödüllü yazar Thomas Friedman’ın Lexus ve Zeytin Ağacı: Küreselleşmenin Geleceği isimli kitabını okumasını öneririm.

Bir Sonraki Yazıda Görüşmek Dileğiyle…