Odunpazarı’nın trafiğe kapatılması meselesi halen gündemini koruyor.

Kararı destekleyenler de var karşı çıkanlar da…

Kararı uygulayanlar ise, meselenin Burhan Sakallı dönemine dayandığını söylüyor.

Sakallı’nın Odunpazarı Belediye Başkanlığı döneminde aldığı kararın ancak bugün uygulandığı ifade ediliyor.

+++

Dediğimiz gibi, mesele tazeliğini korurken, Odunpazarı’da bu kez farklı bir gelişe daha yaşandı.

Müzeler Kenti olan Eskişehir, Hamam Kültürünü de müzeleştirdi.

Şehri gezmeye gelen turistlerin hizmetine, kentin yüzyıllar içinde tanıklık ettiği bu kültürün anlatılması adına açıldı bu müze.

Açılışta ise, Eskişehir’in, termal turizm fırsatını nasıl değerlendiremediği Yılmaz Büyükerşen tarafından anlatıldı.

Rektörlüğü döneminde sıcaksularda yaptığı kamulaştırmanın nasıl da siyasete alet edildiğini hatırlattı Yılmaz Hoca.

Sıcak sular için hazırlanan o planların daha sonra Afyon tarafından sahiplenildiğini;

Ve bugün ortaya çıkan “Afyon termal turizminin” o planlar sayesinde olduğunun altını çizdi.

+++

Şimdi bu iki olayı birleştirdiğimiz enteresan bir tarihsel süreç daha ortaya koyabiliriz.

Şöyle ki;

Sakallı zamanından bugüne sadece Odunpazarı’nın yayalaştırılması kararı kalmadı!

Aslında Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve ekibinin büyük uğraşlar ile ön ayaklık ettiği bir başka proje daha var.

Hatırlarsanız;

Ataç’ın şehrin Kızılinler’deki termal kaynaklarının söz konusu hidroterapi merkezilerine dönüşmesi için harcadığı büyük mesai vardı.

Tam 525 hektarlık bir alan planlandı bunun için.

Odunpazarı Belediyesi de bundan yola çıkarak, bölgenin kendi kısmında kalan tarafında bir planlama yaptı.

Adına da ESOPYA, yani “Eskişehir Odunpazarı Termal Yaşam Alanı” dediler.

Daha sonra hazırlanan bu planlar onaylanmak üzere ilgili bakanlığa gönderildi.

+++

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.

Büyük emekler, mesailer ve kaynaklar harcanarak hazırlanan o planlardan bir daha ses çıkmadı!

İşin daha kötüsü, bu planların hayata geçirilmesi anlamında şehri yönetenlerin ağzını nedensiz biçimde bıçak açmadı.

Oysa hazır planları olan, su kalitesi Dünya Sağlık Örgütünün bile aradığı kıstaslara tam uyan bölgeyi hatırlayan olmadı.

Ne bakanlık ne şehrin iktidar aktörleri ne de diğer yerel yöneticileri bir kez olsun bu planları anımsamadı…

Oysa ne büyük hayaller vardı.

Kür merkezleri yabancı turistlerle dolup taşacaktı…

Porsuk ile Kızılinler arasında bot seferleri yapılacaktı.

Ülkenin en değerli sıcak suları Eskişehir’e döviz akıtacaktı.

+++

Kısacası;

Sakallı’nın döneminden uygulanması için sadece Odunpazarı’nın yayalaştırılması işi kalmadı.

O dönemden bu günlere Kızılinler termal alanlarının planları da kaldı.

O halde geçmiş yıllardan uygulanacak kararlar noktasında sadece bölgeleri trafiğe kapatmakla yetinilmemeli.

Şu işin ucundan tutacak irade de ortaya konulmalı.

Yoksa Eskişehir, küçük bir alanın trafiğe kapatılması gibi sığ bir gündem içinde kendisine turizm kenti yakıştırmaları arasında kaybolup gitmeye mahkûm bir şehir halinde kalmaya devam edecek.

Bölgedeki iller, termal kaynakları ile şehirlerine milyonlar yağdırmaya devam ederken;

Biz Odunpazarı’nda araç olsun mu, olmasın mı diye birbirimizi siyaseten yiyip bitirmeye devam edeceğiz.

Güzel şehrin güzel değerlerini heba etmeye bu sayede devam edeceğiz, ediyoruz.

Yazık, sahiden yazık…