Günümüzde malesef kanser hastalığı çok yaygınlaştı. Tedavi yöntemleri gelişti iyileşen hasta sayısı azımsanamayacak kadar çok. Kanser hastalığının biyolojik tarafının yanı sıra psikolojik yönü de bulunmaktadır. Bu yazımda sizlere kanser hastalığını psikolojik açıdan ele aldım.

Hastalık; her bireyin yaşamının her döneminde deneyimleyebileceği bir gerçektir. Kanser hastalığı bireyde kaygı, korku umutsuzluk, suçluluk, muhtaç olma korkusu, ölüm gibi duygu ve düşünceleri getirir.

ELISABETH KÜBLER ROSS, ciddi bir hastalık tanısı alındığında verilen tepkileri şöyle açıklamıştır:

- İnkâr: Kişi hastalığı kabul etmez. Duymuyormuş, bilmiyormuş gibi davranır.

- Öfke: Kişide ''neden ben?'' sorusuyla birlikte çevreye, aileye, sağlık çalışanlarına yönelik öfkeli davranışlar görülür.

- Pazarlık: Kişide isyan görülür. Yaptığım iyiliklerin karşılığı olarak iyileşeyim ya da oğlumun evlendiğini göreyim şeklinde pazarlıklar yapılır.

- Depresyon: Tedavi süreçleri, zorluklar hastayı suçlu hissetmeye ve kedere sürükler.

- Kabullenme: Kişi önceki evreleri yardım alarak atlatabildiyse. Hasta savaşını bitirir beklemeye girer. Bu evrede hastanın yakınları da psikolojik destek almalıdır.

Kanserli hastanın hastalığa uyumunda biyolojik faktörlerin yanı sıra psikolojik ve psikososyal faktörler de önemlidir.

KANSER HASTALARINA ÖNERİLER:

 - Hastalığın Algılanışı: Ben bu hastalığa ne yaptım da yakalandım. Kesin öleceğim.'' Bu düşünce olumsuz ve yanlıştır.

  '' Bu hastalık herkesin başına gelebilirdi benim başıma geldi. İyileşmek için elimden geleni yapacağım.'' Daha olumlu ve doğru bir düşüncedir.

-  Hastanın kişiler arası ilişkileri: Hastanın bu dönemde enfeksiyondan sakınarak; kişiler arası ilişkilere devam etmesi oldukça önemlidir. Bireyin ailesiyle ve arkadaşları ile olan ilişkisi devam etmelidir. Sorunlarını güvendiği insanlarla paylaşmalıdır.

- Hastanın sağlık çalışanları ile kurduğu iletişim: Sağlık çalışanları ile etkili iletişim kurabilen kişilerin, tedavi kurallarına daha iyi uyduğu ve daha çabuk iyileştikleri gözlemlenmiştir.

- Hastanın Stresle başa çıkma biçimi: Birey, kendisini strese sürükleyen düşüncelere kapıldığında düşünceyi başka yöne çevirmeli ve kendi ile kurduğu diyologta olumsuz ve mantık dışı olmak yerine olumlu ve mantıklı olmalıdır.

-Doğru nefes alma tekniklerini öğrenin, gevşeme egzersizleri yapın.

- Kendinizi yormayan egzersizlere yönelin.

- Olabildiğince sevdiğiniz aktiviteleri yapın.

- Uykunuza ve beslenmenize dikkat edin.

- Hastalanmak sizin suçunuz değil.

- Pozitif düşünün, kendinize inanın.

- Bedeninizdeki güçlü yönlere odaklanın.

- Gerektiğinde psikolojik destek gruplarına katılabilirsiniz.

- Hayattaki sorumluluklarınızı ertelemeyin.

- Çaresiz değilsiniz. Sizinle ilgilenecek birçok sağlık çalışanı mevcut.

KANSER HASTASI YAKINI OLMAK:

Tanı ilk alındığında aile bireyi hem kendi gerginliği ile baş etmeye çalışır hem de sağlık personellerine ulaşarak doğru bilgiye ulaşmaya çalışır. Kişi kendi karmaşasının içindeyken hasta olan bireye de bakım ve destek vermek zorundadır. Aile bireylerinde öfke, suçluluk, inkâr gibi duygular görülmektedir.

Ailenin işini kolaylaştırmak için, stres yaratan faktörlerin kontrol edilmesi, gereksinimlerinin karşılanmasına yol gösterilmesi, tedavi planlarının nasıl uygulanacağının gösterilmesi, hasta bakımında tek kişinin görevlendirilmemesi, görev paylaşımı yapılması önemlidir.

Hasta yakını sınırlarını bilmeli kendini kurtarıcı olarak görmemelidir. Yakını için sağlık çalışanlarına güvenip elinden geleni yapmalıdır. Aile bireyi hasta yakınıyla ilgilenirken kendini unutmamalı kendi ihtiyaçlarına da yönelmedir. Hastanın kendisi kadar hasta yakını da baş edemediğini düşündüğünde psikolojik desteğe başvurmalıdır.

 TÜM HASTA VE YAKINLARINA SEVGİLERİMLE...

HER ŞEY GİBİ BU DA GEÇECEK.

SAĞLIKLA...