Her Bilginin Dijital Bir Yansıması Vardır. - Edward Fredkin

Ünlü bilim insanı ve fizikçi Edward Fredkin’in yukarıdaki sözünden yola çıkarak, bilgi kavramının bir yandan her sektör için daha değerli olmaya başladığını bir yandan da bu bilgilerin dijital ortama geçişinin bütün hızıyla sürdüğünü belirtebilirim. Sanırım hepimizin son yıllarda en çok duyduğu kelimelerin başında dijital ve dijitalleşme sözcükleri geliyor. Dijitalleşme kavramı biz kabul etsek de etmesek de hayatımızda daha fazla yer almaya başlıyor. Birçok devlet, uluslararası şirket ve yönetici bu kavramları geleceğin anahtarı olarak görüyor ve geleceğin dijital dünyada ilerleyeceğini düşünüyor. Peki, herkesin üzerinde bu kadar çok durduğu ve önem verdiği dijital ve dijitalleşme kavramları nedir? Dijital kelimesini esasında birçok anlamda kullanıyoruz. Kelime anlamı olarak Dijital, verilerin elektronik bir ortamda sunulması demektir. Başka bir deyişle, bir bilginin elektronik formatta işlenerek aktarılması diyebiliriz. Ayrıca, dijital’in diğer bir anlamı ise sayılarla ilgili olan demektir.

Dijitalleşme ise en sade haliyle bir bilginin analog versiyonundan dijital hale yani elektronik sanal bir biçime dönüştürülmesidir. Dijitalleşme, bilgilerin dijital olarak veriye dönüşerek aktarılması ve çıkan sonuçların birçok farklı alanda kullanılması için sunulmasıdır. Basımı yapılmış olan bir kitabın, e-kitap olarak internet ortamında yer alması dijitalleşmeye verilebilecek basit bir örnektir. Bu tanımlara ek olarak, tüm belgelerin ve bilgilerin kaydedilerek depolandığı ortamları da dijital ortam olarak tanımlayabiliriz.

Dijitalleşmenin birçok konuda önemli avantajları bulunuyor. Bunların başında veri ve bilgi kaybının en aza indirilmesini gösterebilirim. Bu kavram, tüm veri ve bilgilerin elektronik/sanal ortamlarda kopyalanmasına ve birden fazla yerde depolanmasına imkân tanıyarak bilgi kaybını önlemede büyük yarar sağlıyor.  Buna ek olarak, Dijitalleşme birçok konuda iletişimi oldukça hızlandırıyor. Örnek vermem gerekirse, hepimizin kullandığı e-posta hesaplarımızı ve bu platformları söyleyebilirim. Sizlerin de bildiği gibi, e-postalar mektuplara ve dilekçelere göre, ilgili işletmelere ve kişilere daha pratik ve hızlı bir şekilde ulaşabildiğinden ilgili durumun sonucuna da daha hızlı ulaşılabiliyor.

Dijitalleşme dönemi hayatımızdaki tüm konularda hızlı ve farklı bir değişime neden oluyor. Birçoğumuz birden fazla sosyal medya platformunu kullanıyoruz. Bu platformlarda kişisel bilgilerimizden fotoğraflarımıza, hobilerimizden işimize kadar birçok bilgi bulunuyor. Doğal olarak, bunu birçok kişi ile de paylaşmış oluyoruz. Bu vesileyle, bu paylaşımların olumlu ve olumsuz yönlerinin bulunduğunu sizlere hatırlatmak isterim.

Fiziksel dünyada bir müşterinizi mutsuz ederseniz bunu 6 kişi ile paylaşır. Dijital dünyada bir müşterinizi mutsuz ederseniz bunu 6000 kişi ile paylaşır. – Jeff Bezos

 

Dünyanın en değerli markalarından birisi olan Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un bu sözü bizlere dijital dünyanın ne kadar etkili ve güçlü olduğunu daha iyi anlatıyor. Yukarıdaki söz daha çok işletme ve kurumları ilgilendiriyor gibi gözükse de bunun bireysel örnekleri de bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda birçok ülke konsolosluğu vize için başvuran kişilerden sosyal medya platformlarında olan hesap bilgilerini ve e-postalarını istedi. Bundaki amaç ise dijital profillerinizin vize başvurusu için incelenebilir bir durum haline gelmesiydi. Ayrıca, günümüzde birçok işletme ve kurumun insan kaynakları departmanlarının işe alımlarda kişilerin sosyal medya profillerini incelemeye almasını da başka bir örnek olarak vermek isterim. Bahsettiğim bu örnekler üzerinde düşünecek olursak, sosyal medya profillerinizin yurt dışı için vize onayınızı hatta işe alım sürecinizi etkileyen birer faktör olarak karşınıza çıkabileceğini belirtmek isterim.

Diğer yandan, dijital dünyada yeni oluşan platformlar, birçok insan için yeni bir gelir kaynağı oluşturarak dijitalleşme sürecinin hızlanmasına ve gelişmesine de imkân veriyor. Dijital dünyanın birçok farklı ve ilgi çekici alan yarattığını hatta birçok sektörü de kendisine bağladığını söylersem yanılmış olmam sanırım. Peki, bu bir yarar mıdır yoksa yarardan fazla zarar mı vermektedir? Dijital dünya bizlere daha fazla iş olanağı mı yaratmıştır yoksa birçok sektörü olumsuz mu etkilemiştir? Sosyal medya platformlarının insan ilişkileri ve psikolojisi açısından olumlu ve olumsuz yönleri karşılaştırıldığında karşımıza çıkan temel sonuç nedir? Bu sorular üzerinde halen araştırmalar, tartışmalar devam ediyor ve cevaplarını ilerleyen zamanlarda daha net alacağımızı düşünüyorum.

Ben, günümüz dünyasında özellikle bireyler için belirli bir düzeyde dijitalleşmenin önemli olduğunu hatta bir ihtiyaç durumuna dönüştüğünü düşünüyorum. Tüm dünyada birçok konuda yaşanan son gelişmeler, bu söylediğimi destekleyici bir şekilde dijital dönüşüm sürecinin hızlandığını ve dijitalleşme konusunda kaçınılmaz bir sürece girildiğini gösteriyor. Bunlara ek olarak, dijital dünyaya karşı bir merak ve ilginiz varsa, 2010 yılında vizyona giren The Social Network – Sosyal Ağ, 2015 yılında vizyona giren Steve Jobs, 2002 yılında vizyona giren Minority Report – Azınlık Raporu filmlerini izlemenizi ve kitap olarak Thomas M. Siebel’in Dijital Dönüşüm kitabını okumanızı öneririm.