Partiler ne hikmet ise kitle partisi oluncaya kadar demokrasiyi, ilkeleri, parti tabanının önemini konuşur ve adaylarını hep demokratik yollarla belirleme eğilimine girer. 

Ancak parlamento’da koltuk sahibi olunca, biraz palazlanınca bu parti içi demokrasi ile ilgili söyledikleri ve kendilerine göre tabana, teşkilatlara olan bağlılıklarında eskisi gibi davranmazlar. 

Dikkatinizi çekmiştir AK Partiyi sürekli eleştiren ve biat partisi diye kulp takan muhalif partilerin hemen hepsi aday belirlerken genel başkanın iki dudağı arasına bağlı kalır ve eleştirdikleri şeyin kendisine dönüşürler. 

Son günlerde Eskişehir özelinde CHP ile başlayan ama uzun soluklu olamayan “ön seçim” beklentisi ile birlikte aklıma diğer partiler geldi. 

CHP İttifak ile girilen seçimlerde “ön seçim yapılmaz” diye zorlama bir tüzük eklentisiyle bu işi çözdü, konuyu kapattı. 

AK Parti en fazla temayül ve kamuoyu yoklaması yapar, orada aday belirleme ile ilgili bir ön seçim adeti ve beklentisi de olmadı. 

MHP’de de durum çok farklı değil. Soyadı Sazak olanlar yarışa 1-0 önde başlar ama son kararı genel başkan verir. 

Peki, İYİ Parti ön seçim yapacak mı? Yapabilir mi? 
Bu sorunun üzerine biraz konuşmak, değerlendirmeler yapmak mümkün. 

Çünkü parti özellikle Eskişehir’de içine düştüğü cendere ve söylentilerden başka türlü kurtulamayacak gibi gözüküyor. 

Son günlerde partiden söz aldığını söyleyerek gezen çok isim olduğunu duyuyoruz. 

Bahattin Şeker, Nebi Hatipoğlu, Hakan Kaymak en sık duyulan isimler. 
Ancak perde arkasında sanayi dünyasından, diğer partilerden ve siyasetle düne kadar en ufak alakası olmayan isimlerden de bahsediliyor. 
Onlar bu isimler kadar ayyuka çıkmadığı için pek yer verme taraftarı değilim. 
Ancak Ankara’dan dahi buranın 1. sırası için “tamam” diye söz aldığını söyleyenler varmış. 

Yani yeniden parlamentoyu inşa edelim diye yola çıkan, genel başkan Akşener’in liyakat diye diye dilinde tüy bittiği bir partide oluşan algıya bakın. 

Belki bu isimlerin tamamı söylenti, belki gerçekle alakası yok ama oluşan algının altını çizmek istiyorum. 

Şu an sanki partiyle ilgisi olmayan ama parası olan ve bağış yapabilecek, artık yaşı kemale ermiş ama parti içi bağlantıları olan eski siyasetçi ya da genel merkezde tanıdığı olan ama bugüne kadar parti mücadelesinde hiç olmamış birileri kolayca söz alabiliyor, hem de vekillik için. 
Bunun böyle olmadığını, İYİ Partinin bu kadar çantada keklik bir parti olmayacağını ispatlamak zor değil. 

Üye bazında bir ön seçim yapılır ve sandıktan çıkan sonuca saygı duyulur. 
Bu hem partililerin hoşuna gidecek ve itiraz edilmeyecek hem de bu algıyı kıracak yegane yöntemdir. 

O yüzden ön seçim konusunda daha doğrusu demokrasi konusunda hazır bu kadar yıpranmış ve AK Parti ile farkı olmayan parti varken, İYİ Partiden ezber bozmasını bekliyorum.