Eskişehir medyası aylardır kim aday olur, olacak, olmalı gibi aynı kısır döngü içinde kendini tekrar ediyor.

Naçizane bende bu döngünün çok dışında, çok uzağında kalamıyorum.

Belki çevrem, belki siyaseti öne almış olan alışkanlığım belki de şehrimizin ruhumuza sinmiş kasaba alışkanlığı ve dedikoduları buna etken oluyordur. Bilemiyorum.

Fakat Eskişehir özelinde konuşmamız, gündeme almamız gereken fazlaca sorun var.

Küçük, büyük diye sınıflandırmadan, her birinin toplumun bir kısmı için öncelikli olduğunu düşünerek bunlara da yer vermemiz lazım.

Biraz yaş almış birisi olmama rağmen teknoloji ile aram fena değildir. İş yerime 2006 yılında o zamanlar şehirdeki ilk kartlı giriş sistemini getirtmiştim. Şimdi bile çok yerde olmayan sistem için Çekya’ya kadar bizzat gitmişliğim var. Bize ne senin teknoloji merakından demeyin lütfen, sadede geliyorum.

Yıl olmuş 2023 biz hala evimize, iş yerimize su yüklemek için aynı anda 2 banknot alamayan, kredi ya da banka kartı kabul etmeyen su bankomatlarına gitmek zorunda kalıyoruz. İnternetten ya da herhangi bir uygulama üstünden su yükleme konforunu Eskişehir’de yaşayamadık. İçilebilir su kalitesini geçtim, su yüklerken eziyet çekiyoruz.

Şehrin bir başka sorunu ise asfalt ve asfalt uygulamalarındaki bariz hatalar.

Ara sokaklar yani ilçe belediye sınırlarına giren yerler oto tamircileri için bulunmaz nimet. Bisiklet, motosiklet gibi küçük tekerlekli araçlar için ise kazaya açık davet.

Çukurdan, hendekten geçilmediği gibi düzensiz, doğru almayan yama uygulamaları ile daha da içinden çıkılmaz bir hale gelen sokaklar var.

İnşaat yapan yolu mahvediyor, öylece bırakıyor. İnternet şirketi geliyor istediği gibi kazıyor ve doğru dürüst kapatmadan gidiyor. Diğer kurumlarda herhangi bir arıza, bakım çalışmasında aynı nizamsızlığı rahatça uyguluyor.

Belediye’ye bağlı müteahhit firmalar ise gelişi güzel yama yapıyor. Üzgünüm ama gereken asfalt atılmadığı, koordine kurulmadığı gibi gerekli denetim de bir türlü yapılamıyor. Ben bu sorunun önemsenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Sevgili dostlarım bir başka sorun ise özgürlük anlayışı ile alkol kullanımı arasındaki ince çizgide saklı. Elbette kimsenin alışkanlıklarına bir dahlimiz söz konusu olamaz. Zira ben ve ailemde alkol kullanan ve yasaklardan haz almayan insanlarız.

Lakin şehrin her sokağında, parkında, yeşil alanlar içinde isteyen herkesin rahatça alkol alması, özel bir mekânda oturuyor gibi o yeri saatlerce zapt etmesi ve piknik masası kuruyor gibi bir düzen almasını doğru bulmuyorum. Özellikle kalabalık gruplar ve sesi sonuna kadar açılmış hoparlörler ile yapılan şey bir grup için eğlence olsa dahi çevre sakinleri için aynı anlama gelmiyor.

Başta Eskişehir Emniyet Müdürlüğü olmak üzere EBB yetkililerini de bu konuda göreve davet etmek istiyorum.

Kentin sorunlarını ara ara dillendirmeye, siyasetin dışında da bazı başlıkları gündeme getirmeye devam edeceğim. Bugünlük bu kadar diyelim.