Yerel Tohumdan Ekonomiye Katkı
Park ve Bahçeler Dairesi’ne bağlı Tohum Merkezi’nde, Türkiye’nin dört bir yanından toplanan tohumlar çoğaltılıyor. Bu sayede hem gelecek nesillere aktarılacak yerli tohum rezervi oluşuyor hem de üreticiler yüksek maliyetli ithal tohumlara bağımlı olmadan üretim yapabiliyor.
Merkezde bu yıl ilk domates hasadı gerçekleştirildi. Ayrılan tohumlukların ardından kalan mahsuller, geleneksel yöntemlerle domates sosuna dönüştürüldü. Bu dönüşüm sayesinde hem israf önleniyor hem de belediyenin üretici marketlerinde vatandaşlara uygun fiyatlarla ürün sağlanıyor.
Katkısız ve Uygun Fiyatlı Ürün
Domates sosundan pul biber ve turşuya kadar farklı ürünler, Üretici Marketler aracılığıyla tüketiciye ulaştırılıyor. Belediyenin kendi üretimi olduğu için aracı maliyetleri ortadan kalkıyor, bu da fiyatların piyasaya göre daha düşük olmasını sağlıyor. Vatandaş, hem cebini zorlamayan hem de katkısız, güvenilir gıdaya erişmiş oluyor.
Üretici ve Tüketici İçin Kazan-Kazan Modeli
Tohum Merkezi Sorumlusu Sena Karatepe, 46 çeşit yerel türün üretimini yaptıklarını belirterek, “Mahsullerimizden elde ettiğimiz ürünleri işleyerek hem israfı önlüyoruz hem de güvenilir gıda sunuyoruz” dedi.
Bu model, üreticinin tohuma yüksek bedel ödemesinin önüne geçerken tüketiciye de ekonomik gıda sağlıyor. Böylece yerel ekonomi destekleniyor, döviz çıkışı azalıyor ve tarımsal üretimde sürdürülebilirlik güçleniyor.
Sofralara Bereket, Cebe Rahatlık
Yerel tohumdan sofralara uzanan bu süreç, belediyenin üretici marketleriyle birlikte “halk için üretim” anlayışının somut örneği oldu. Vatandaş, uygun fiyatlı ve sağlıklı ürüne ulaşırken, üretici emeğinin karşılığını alıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bu modeli, ekonomik sıkışıklığın arttığı bir dönemde hem sofralara bereket hem de aile bütçelerine rahatlık getiriyor.
