Eskişehir Atatürk Stadyumunun yıkıldıktan sonra yenisinin inşa edilmesi ve isminin yıllarca konulmaması ne yazık ki Eskişehir’in yüreğine dokunan bir mesele haline geldi.

Çünkü ben bunu artık sadece bir isim değişikliği hikâyesi değil; bir şehrin hafızası, değerleri ve vicdanıyla oynama meselesi olarak görüyorum. Eskişehir’de Atatürk Stadyumu’nun ismi, yıllarca sürüncemede bırakıldıktan sonra Fethi Heper adıyla değiştirildi.

Evet, Fethi Heper değerli bir spor adamı, önemli bir Eskişehirli, üstelik de kişisel olarak söyleyeyim benim de hocam. Önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi ama konu bu değil.

Üstüne bir de bu karara tepki gösterenlere, AKP Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun verdiği ilginç cevap, ve savunma açıkçası vicdanlarımızı daha da kanattı. Adeta işin tuzu biberi oldu.

Nebi Bey, tepkilere karşılık şöyle bir örnek vermiş: “CHP’li yerel yönetim, geçmişte Hasan Polatkan Bulvarı’nın adını Atatürk Bulvarı yaptı. Hasan Polatkan kim? Eskişehir’in yetiştirdiği, Maliye Bakanlığı yapmış, 27 Mayıs darbesinde Adnan Menderes’le birlikte idam edilmiş bir devlet adamı. Şimdi ben çıkıp CHP’lileri darbecilikle, demokrasi düşmanlığıyla mı suçlayayım? Onların mantığına göre önceki isme bakılır, yerine gelenin kim olduğuna değil. Bu ne kadar akıl dışı, sorumsuzca olur, değil mi?”

Kimse kusura bakmasın; Nebi Bey, ama bu örnek, tarihle oynamaktır.

Hadi gelin Hasan Polatkan’ın adının Eskişehir’de nasıl korunduğunu, nasıl yaşatıldığını bir hatırlayalım. 2000’li yılların başında, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, şehir meclisiyle bir karar aldı.

Dedi ki: “Bir kentin en büyük bulvarı, her zaman Atatürk’ün adını taşımalı. Zamanında Eskişehir’in en büyük caddesi Atatürk’tü. Ama yıllar içinde Hasan Polatkan Bulvarı büyüdü, şehrin ana damarı oldu. Bu yüzden bu bulvarın adını Atatürk Bulvarı yapalım. Ama Hasan Polatkan’ı da unutmayalım. Onun adını, doğduğu yerdeki Atalar Caddesi’ne verelim.”

Ve öyle yapıldı. Hasan Polatkan’ın adı silinmedi, tam tersine, siyasi nezaket ve etik kurallara uygun bir şekilde başka bir caddeye taşındı. Eskişehir, Polatkan’a vefasını gösterdi, onun hatırasını yaşattı.

Peki, Atatürk Stadyumu’nda ne oldu?

Eski stadyum yıkıldı, yerine yenisi yapıldı.

Ve Atatürk’ün adı?

Poof!

Bir anda yok oldu. Sadece silindi. Bu mu sizin “aynı mantık”?

Hasan Polatkan’ın adını yaşatan bir belediye ile Atatürk’ün adını tamamen ortadan kaldıran zihniyeti nasıl bir tutarsınız?

Bu, Eskişehir’in tarihine, ruhuna yapılmış bir saygısızlık değil mi?

Eskişehir, Atatürk’ün adını stadyumunda, caddesinde, yüreğinde taşımış bir şehir. O stadyum, sadece beton yığını değildi; gençlerin hayalleri, taraftarların coşkusu, bir şehrin ortak hafızasıydı. O ismi kaldırmak, sadece bir tabelayı değiştirmek değil, bir milletin kurucusuna, bir şehrin kimliğine dokunmaktır. Nebi Bey’in verdiği örnek, bu gerçeği değiştirmez.

Eskişehirli, Hasan Polatkan’a da sahip çıkar, Atatürk’e de.