Türkiye’nin dört bir yanında alevlerin göğe yükseldiği, ormanların yandığı, ciğerlerimizin kavrulduğu günlerden geçtik. Umarım bir daha da yaşamayız. Ama hepimizin içi yangınlarla kararmışken Anadolu Üniversitesi’nden gelen bir haber, adeta bu karanlığa yeşil bir ışık düşürdü.

Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in öncülüğünde başlatılan “Her Öğrenci Bir Fidan” projesi, bana göre üniversitenin bugüne kadar açıkladığı ihaleli, bina ya da beton odaklı projelerden çok daha kıymetli bir adım. Çünkü bu girişim, taş ve demirin değil, hayatın, doğanın ve nefesin yanında duruyor.

Binalar Yıkılır, Ağaçlar Kalır

Üniversiteler zaman zaman yeni fakülteler, modern laboratuvarlar, devasa tesisler açarak gündeme gelir. Kuşkusuz bunların da değeri vardır. Ama bir üniversitenin öğrencisiyle birlikte toprağa fidan dikmesi, hem sembolik hem de kalıcı bir mirastır. Her öğrenci adına dikilecek ağaç, yalnızca bir çevre yatırımı değil; aynı zamanda yeni bir hayat yolculuğunun simgesidir. Üniversiteler, ister katılın ister katılmayın her öğrencinin aslında karakterini, kültürünü şekillendiren ve hayat boyu izlerini taşıdığı en büyük ‘ocak’tır.

Kişinin duruşu, tavrı, hayata bakışı, olayları yorumlayışı aldığı diploma sayesinde değil okuduğu Üniversitenin kültürü ile şekillenir. İşte bu yüzden dikilen bu fidanlar, bu kültürel yolculuğun da simgesi olarak şimdiden anlam kazanmıştır.

Bu yıl üniversiteye kayıt yaptıran yaklaşık 5 bin öğrenci, Anadolu Üniversitesi Ormanı’nda kendi adlarını taşıyan bir fidana sahip olacak. O fidan büyürken, o gençler de hayat yolculuğunda büyüyecek.

İşte bu bağ, hiçbir bina ya da proje ile kurulamaz.

Yangınların Ardında Gelen Umut

Rektör Adıgüzel’in de işaret ettiği gibi, bu proje aslında son aylarda yaşadığımız orman yangınlarından önce planlanmış. Ne acıdır ki, alevlerin göğe yükseldiği, yüzbinlerce ağacın yok olduğu bu dönemde, “Her Öğrenci Bir Fidan” çok daha anlamlı hale geldi. Yanan ormanlarımızın ardından dikilen her fidan, yalnızca doğaya değil, toplumun moraline de ilaç olacak. Belki kaybettiklerimizi geri getirmeyecek ama yeni bir başlangıç yapabilmenin umudunu verecek.

Sosyal Bir Miras

Bu proje, Anadolu Üniversitesi’nin topluma bıraktığı en önemli sosyal miraslardan biri olmaya aday. Çünkü öğrenciler mezun olup hayat yoluna devam etseler bile, Eskişehir’de adlarını taşıyan bir ağaç büyümeye devam edecek. Bu, yalnızca çevreye değil, aidiyet duygusuna da katkı sağlayacak.

Üniversitelerin görevi sadece diploma vermek değil; gençlere yaşanabilir bir gelecek bırakmaktır. Bu proje de tam olarak bunu yapıyor: Hem öğrenciyi hem de doğayı aynı anda sahipleniyor.

Kimi zaman üniversitelerin açtığı devasa binalar, açılış törenlerindeki şatafat ya da bütçe tabloları gündeme gelir. Ama günün sonunda, binalar yıkılır, laboratuvarlar eskiyebilir. Toprağa dikilen fidanlar ise nesiller boyu yaşar.

İşte bu yüzden “Her Öğrenci Bir Fidan” projesini Anadolu Üniversitesi’nin son yıllarda attığı en önemli adım olarak görüyorum. Çünkü bu adımın gölgesinde, hem öğrenciler hem de bu şehir nefes alacak.

Umuyorum bu proje gelenekselleşir ve her yıl uygulanır.