Günümüzde çaya mutluluk diyen Şair ve Yazarlar var. İnceleme ve analizlerime göre çayın, kahve kadar kıdemi yok.
Türkiye'den ne zaman emekli olur bilmiyorum ama çaya hayranlık duyan insanlara şaşırıyorum.
Her gün demlikten yudum yudum hasret içiyorlar.
Dünya çay günü bile var. (15 Aralık)
Anlayamıyorum, bu insanların çaya verdiği değeri.
Her Şair ve Yazar birkaç ufak sözde olsa çay hakkında yazarlar. Hatta kimi şarkıcı şarkılarında yer verip keyifle söylerler.
Bazı örnekler...
***
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan
Dakika düşelim senelik paydan
(Necip Fazıl KISAKÜREK)
***
Çekti ayakların kahveye vardı
Açtı tabakasın, sigara sardı
Daldı. Neden sonra garsonu gördü
‘Çay’ dedi, yutkundu, eğdi başını.
(Abdurrahim KARAKOÇ)
***
Çay henüz her şey bitmedi demektir.
(Cezmi ERSÖZ)
***
biz, çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz.
(Oğuz ATAY)
***
Çay bardağında, Bırakılan dudak payı
Kadar bile, Uzak kalamam Gözlerine
(Sunay AKIN)
***
çay içiyoruz
mutlu bir sessizlik içinde.
(Cevat ÇAPAN)
...
Çayın Aşk’la alakalı bir bağlantısı olduğuna, kırılmış kalplere faydası olacağına inanıyorlar.
İnanmayan tek Yazar benim galiba.
(Bir yazar) şöyle demiş;
“ Yar Aklımın bir yanına sahip.
  Fikrimin dermanı çaya ait.
  Sevabım, Günahım, Çayım.
  Sabrım, Küfrüm, Çayım.
  Alkolüm, Sigaram, her şeyim.
  Ab-ı hayat iksirimdir. O benim”
Nasılda abartmış değil mi?
Altı üstü sadece bir demlik çay işte…
Abartılacak neyi var sanki.
Size fikrimi söyleyeyim.
Çay beni ilgilendirmez. Ya da beni rahatlatmaz. Ya da onun gibi bir şey sağlamaz.
Çay için satırlarca yazı yazılmasına sıcak bulmuyorum.
Şairlerin ve Yazarların çay hakkında üç beş kelimede olsa bir şey yazmaları, Çayın önemli olduğunu göstermez.
Bana göre yaptıkları sadece vakit kaybıdır.
Peki sizce ben ne mi yapıyorum? Kesiklikle doğru tahmin. Çay hakkında yazıyorum. Ama tekrar söylüyorum. Ve yine söylüyorum. Benim için çayın pek bir önemi yok.
“ÇOK” bir önemi var.
Çay bize geçmişimizi, günümüzü ve yarımızı hatırlatır.
Çay bize sevdiklerimizi anımsatır.
( bir yazar)