Eskişehir = Türk Dizileri

Eskişehir gündemi ile klasik Türk televizyon dizileri arasında fazlaca benzerlik var.

Bir kere şehir gündemi aynı dizilerdeki gibi hep aynı senaryolar etrafında dönüyor. Aktörler değişse bile konular aşağı yukarı hep aynı…

İkincisi aynı diziler gibi gereksiz uzuyor, ağır çekim işliyor ve seri üretimden kaynaklı olarak estetik veya sinematik değiller.

Üçüncüsü diziler gibi şehrin bazı başlıkları da sahici değil. Kurgular, rüyalar, sanrılar gibi başka bir düzlemde ilerliyor.

Şehrin gündemindeki aktörlerin aynı dizilerdeki gibi kimi akıl oyunları ile hareket ederek rakiplerini tuzağa düşürüyor.

Kimileri bir dizide şirketi ele geçirmek isteyen aynı aile bireylerinin entrikalarıyla ilerliyor.

Kimi geçmişten gelen intikam duygusuyla öcünü alacağını günü bekliyor.

Kimi ise hesapta hiç yokken yurt dışından eğitimini alıp gelmiş, düzeni, adaleti sağlayacak esas oğlan gibi balıklama dalıyor gündemin içine…

Diziler gibi şehir gündemini de aylarca izlemeyin, değişen pek bir şey olmuyor. Aylar sonra istediğiniz bölümden başlayıp hiç bir şey kaçırmıyorsunuz.

Yine diziler gibi şehrinde sezon finalleri var…

Bir sonraki sezonu büyük umutla bekleyen, işler değişecek diye aylarca beklentiye girenler var.

Yine dizilerdeki gibi yeni sezonla birlikte diziye yeni katılanlar gibi gündeme ortak olan yeni isimler ve bazı değişimlere tanık oluyoruz.

Pek çok diziye sürpriz bir zamanda dahil olan ve kuralları alt üst eden güçlü ve zengin adamları es geçmemek lazım. Eskişehir gündeminde de var.

Garip ama sadece bir kaç bölüme konuk olan konuk oyuncular gibi şehire konuk oyuncu olarak dahil olan sonra esamesini görmediğimiz isimlerde var.

Ve biz Eskişehirliler o dizilerdeki figüranlar gibiyiz.

Kim iyi, kim kötü zaman zaman şüpheye düşüyor. Zaman zaman geçmişi kötülüklerle dolu insanları affedip kahraman yapıyor zaman zaman ise en masum olan aktörü kötü ilan etmeye çalışan gelgitler yaşıyoruz.

Unutmadan dizi yönetmenleri ile oyuncular arasında yaşanan gerginlikler ve kopuşları ya da dizide oynayacak aktör seçimlerinde torpil yapan menejerleri es geçmeyeyim.

Yetenekli olanı kapı dışında bırakan yeteneksizi sırf kendine yakın diye kadroya en cafcaflı yerden dahil eden yönetmenlerimiz de var değil mi?

Ve son olarak diziler gibi uzadıkça gazı kaçan ve sonunun nasıl bittiğini anlayamadığımız sadece zaman geçirdiğimiz finallere dönüyor şehir gündemi.

Şahsen ben böyle düşünüyorum, ne dersiniz sizce de öyle değil mi?