Size önce kısa bir bilgi vereyim. Daha sonra bu ihtiraslı gün hakkında düşüncelerimi söyleyeyim...

Sevgililer günü her yıl birçok ülkede kutlanan özel bir gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan, Valentine ismindeki bir din adamı için ilan edilen bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. 
Aslında kökleri “Luepercalia” adı verilen, üç gün devam eden bir pagan festivalden alındığı rivayet edilir.
Buna göre doğurganlık tanrısının şerefine gerçekleşen festival şubat ayının ortasına denk gelir ve baharın resmi başlangıcını müjdeler.

Kutlamaların parçası olarak erkekler bir kutunun içine atılmış kağıtlardan kızların ismini çekip, festival boyunca bu eşleşmede bir araya gelen çiftler sevgili olur, hatta bazen de evlenirlerdi.

Daha sonraki yüzyıllarda kilise pagan kutlamalarını bitirmek istemiş olsa da başarılı olamayıp, şenlikleri Aziz Valentine adında kutlamalara dönüştürdü.

Peki kimdir bu Aziz Valentine? 
Hristiyanlara göre Roma azizlerinden biridir. 269 yılı civarında öldürüldüğü sanılmaktadır.  Valentine, "Aşıkların Azizi" olarak bilinmektedir. 


Kutlandığı gün olan 14 Şubat, eski dönemlerden günümüze kadar süregelen bu geleneği temsil eden bir değerdir. 
Türkiye’de ve Dünyada Sevgililer Günü olarak bilinen 14 Şubat en ihtiraslı gün olarak bilinir. 
Bu anlamlı günde sevdiklerinizi mutlu etmek, sizin de mutlu olmanızı sağlayacaktır. 14 Şubat Sevgililer Günü hatırlanması ve sevgiliniz olarak gördüğünüz özel kişiye hatırlatılması gereken bir gündür. Küçük bir demet çiçek, hediyeler ve sürprizler ile sevdiğinize hoş bir anı yaratabilirsiniz. 
Uzak mesafe ilişkilerinde bile küçük bir hediye, oldukça mutluluk verir. Fiziksel olarak yan yana olamasanız da hayatınızda olan kişinin yüzünde tebessüm oluşturmak büyük öneme sahiptir.


"Sevmek"


Sevmek kelimesi çeşitli yerlerde farklı durumlarda maddi manevi şeylere kullanılır. Basite indirgediğimiz bu kelimeyi doğru ve yerinde kullanmamız gerekir. Peki ya doğru yerde kullanmaz ve ağzımıza sakız edersek ne olur? 
Etkisini kaybeder. Sıradan olur. “Seni Seviyorum” cümlesini alışkanlıklarınıza eklemeyin. Gerçek ve doğru zamanlarda kullanmayı bilin. 


“Seni Seviyorum” cümlesini çok kullanıyoruz diye dudaklarımız aşınmaz. Fakat söylemek istediğim asıl durum, neye ne kadar kullanmamız gerektiğidir. 
İnsan oğlu nefsini terbiye edemeyen yoksun yoksul bir karakterdir. Ne kadar değer verirsen daha fazlasını ister. 
Bu nedenle verilen değerin dozunda ve sürekli olması gerekmektedir. Ne eksik hissettirmek ne de bu konuda insanı boğup zorlamak doğru değildir. İçten gelen bir tevazudur.

"Sevmek"


Her sene düzenlenen sevgililer gününde hep bir kademe daha fazlası olduğunu görüyorum. Takip ettiğim zaman şu garip sıralama oluşuyor.


İlk sene bir kart ve çiçek. 
Sonraki sene kart, çiçek ve çikolata, 
Daha sonraki sene kart, çiçek, çikolata ve hediye. 
Bir sonraki sene kart, çiçek, çikolata, hediye ve hediyeler... 
Bu ilişkiler besledikçe büyüyor. Ama sevginin adı artık verilene bağlı olarak kalıyor. Sürekli talepler artıyor. İlişkiler çıkar ilişkisi haline geliyor. 


Hediye almayın demiyorum. 
Tonla para verilmiş çiçekler bir iki gün sonra çöplerde yerlerini alıyorlar. Daha kalıcı, hatırası daha güçlü bir şeyler alın. Tabi amacım çiçekçilerin işine balta vurmakta değil.  
Sevgilinize ya da eşinize canlı çiçekler alabilirsiniz. Onlarda o çiçekleri aşkınızın meyvesi gibi ölmelerine izin vermeden bakarlar. 


Herkesin sevgililer gününü kutluyorum. 
Sevgiliniz olmasa bile sevdiğiniz insanları sevindire bilirsiniz.
Gidip, Annemi ve teyzemi sevindirmek için küçük birer hediye alayım. Kalın sağlıcakla…