Kerameti kendinden menkul ifadelerden hep kaçınmışımdır. Bu kez tartışmaların cilvesine alet oldum. Ne Eskişehir ne de siyaset keskin çıkışları kabul etmese de Nebi Hatipoğlu ve Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığı olmayacak dua. Nedeni Hatipoğlu’yla ilgili içsel dinamikler değil, dışsal koşullar. 

Meraklısına, Erdoğan’ın düşünce sistematiği anlaşılabilir nedenler ihtiva ediyor. Erdoğan’ın önemseyeceği düzeyde bir transfer üç özellik taşımalıdır: Oy potansiyeli, kullanışlılık ve parti politikalarına hızlı adaptasyon. 

Er meydanına gümbürtülü çıksa da Hatipoğlu’nun oy potansiyeli meçhul. 14 Mayıs’a giden iklimde ivmelenmiş bir İyi Parti (muhalefet) varken oy oranındaki payın ne kadarı Hatipoğlu’na yazılabilirdi? Eskişehir’de Türkiye ortalamasının üzerinde alınmış oylar kayıtlarda duruyor. Benzer durum, milliyetçi oyların taliplisi Sinan Oğan ve Zafer Partisi için de yaşandı. Alınan yüzdeleri, kişilerden ziyade o dönemin şartlarına bağlamak daha akılcı olur. 

Erdoğan’ın gözünde, Nebi Hatipoğlu’nun elini güçlendiren kriter sanayici kimliğine sahip olması. Yatırım programları ve proje üretimi konusunda kullanışlı bir portre çizebilir Hatipoğlu. Fakat bu noktada eski bakan Fatih Dönmez ön planda. İcracılık kampanya vurgusu olacaksa Hatipoğlu yalnızca destekçi misyonunda kalabilir. 

Parti politikalarına hızlı ve içten uyum ise beklentileri en zor karşılayacak başlık. Partiye uçtan eklenen vekil, eski partisine karşı duyduğu memnuniyetsizlik sonucu, kısacası düz argümanlara dayanarak transferini tamamladı. Geçiş süreci yapay olarak mı inşa edildi, aylar öncesinden kurgusu hazırlanmış bir oyun mu sahnelendi o kısımları epey karaladılar. Pas geçiyorum. 

Camiaya gönülden ısınıp hemen teşkilatçılığa soyunacak profil Hatipoğlu’ndan çıkar mı? Çıkacağını varsaysak dahi partinin kökleşmiş kurmayları arasında kendisine köşe tutabilir mi, buna izin verilir mi? Zamanın bileceği iş…

Yine de parti kültüründen gelmemek düşündürücü bir etken. Parti politikalarına göstereceği mecburi özen kadar kişisel ajandası da kabarık biri Hatipoğlu. Kaldı ki Ak Parti semalarındaki sevinç, Hatipoğlu’nun kapıdan girişi değil milletvekili sayısının eşitlenmesinden kaynaklanıyor. Coşkulu gülüşlerin yanında, yarım ağızlı tebessümlerin de olduğunu belirtmeliyim. 

Aykırı hareketlerde bulunma ihtimali her zaman mevcut. Kısa sürede popülerliğe kavuşmak, izlenme ve tık sayısı bakımından aldatıcı cazibe yükledi Hatipoğlu’na. Siyaseten kavgacı, husumeti kaşıyan yönü belki Erdoğan tarafından takdir alabilir ancak Ak Parti, yerel seçimler öncesi makas değişikliğine gidiyor. Diğer mahallelere sempatik gözükeceği ulusalcı makyaj, öfke siyasetini bir süreliğine erteliyor. Kürsü ateşi harlı olmamak zorunda.

Sonuncu ve en kırmızı madde, Eskişehir mahallinde parti içi mücadelenin verebileceği patlak. Hatipoğlu aday ilan edilirse, il ve ilçe teşkilatlarına karışarak diğer adayları belirlemede ölçüsüz bir yetki isteyemese de beklenti içerisine girecektir. Bilhassa Tepebaşı ve Odunpazarı adaylarının yakın çevresinden seçilmesi adına büyük çaba gösterecektir. Adaylıkla anılan isim bolluğunun yanında ve yılların partililerinin karşısında bu arzu nasıl sonuçlanır? 

Muhakemesi müşkül.