Eskişehir Kahve Festivali, 30-31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde bir kez daha binlerce misafire kapılarını araladı.

Her geçen yıl daha da kurumsallaşan, neredeyse bir Eskişehir klasiği hâline gelen bu festivali görünce; izlenimlerimi kaleme almak, emeği geçenleri takdir ve teşekkürü borç bilmek zaruret oldu.

En büyük alkış, hiç şüphesiz, bu işin mimarı Ahmet Can Akdemir’e...

Onlarca sanatçı, yüzlerce katılımcı firma, binlerce konuk...

Biri çıkıyor, şehrin en büyük festivalini tertip ediyor ve yukarıda adını andığım her bir insanın yüzünde tebessüm uyandırmayı başarıyorsa, bu her şeyden evvel yürek ister.

Festival vesilesiyle Ahmet Can’ın birçok ekip arkadaşıyla da tanışma fırsatım oldu. Zeki, idealist ve genç bir kadro. Dilerim, bu güzel ekip daha uzun yıllar Eskişehir’e güzellikler katmaya devam eder.

Kendisini ve ekibini gönülden tebrik ederim.

Bir alkış da Ayşe Ünlüce’ye...

Bu takdir yalnızca festival alanını temin ettiği için değildir. Hayır.
Asıl takdir, yere düşmüş bir cevheri eğilip yerden aldığı, tozunu silip eski ihtişamına kavuşturduğu içindir.
Doğma büyüme bir Gökmeydanlı olarak bana “Meğer ne büyük cevhermiş Kentpark...” dedirttiği içindir.

Yapay plajı, restoranları, at binme alanları, oyun grupları ve yüzme havuzlarıyla Kentpark, her daim şehir için kıymetli bir nefes alanı olmuştur. Lakin şimdi çok daha fazlası...

Evvela sosyal kütüphane açıldı; şehrin dört bir yanındaki gençler sessiz ve huzurlu bir çalışma ortamına kavuştu.
Sonra Kent Lokantası açıldı; bilhassa emekliler ve emekçiler yeni bir yaşam alanı buldu.

Ve şimdi...
Ayşe Ünlüce, Kentpark’a yeni bir kimlik, yeni bir hüviyet kazandırdı. Artık burası, yirmi bin katılımcıyı ağırlamış, kendini ispat etmiş bir festival alanıdır.

Artılar saymakla bitmez. Alanın geniş ve ferahlığı, tramvay ve otobüs seferleriyle ulaşımın kolaylığı, çevre yolu bağlantısı, trafik sıkışıklığı ve park problemi yokluğu, şehir dışından gelenler kolayca otogara ulaşım imkanı, yakınında sesten rahatsız olacak konutların bulunmayışı...

Dilerim Kentpark’ta kalıcı bir festival alanı inşa edilir ve herkesin dilinde bir temenni gibi dolanan “Eskişehir bir festivaller şehri olacak” sözü, Ayşe Ünlüce ile yaşam bulur.

Velhâsıl, Eskişehir’in ruhunu yansıtan bu güzel teşebbüsler, yalnızca birer etkinlik değil; şehrin hafızasına işlenen izlerdir. Gönlümüzden geçen odur ki, bu izler derinleşir, kökleşir ve Eskişehir'i bir adım daha geleceğe taşır.