Bir gün, New York’ ta bir grup iş arkadaşı, öğle vakti yemek molasında dışarıya çıkarlar. Grup içerisindekilerden biri Kızılderili’dir.

Yolda yürürken Kızılderili, onca insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında “Kulağıma neşeli bir cırcır böceği sesi geldi. Onu arayacağım” der.

Arkadaşları, bu kadar kalabalığın, gürültünün arasında cır cır böceği aramasına gülerler, bu hareketine pek anlam veremezler. Kızılderili’ye “Bu kadar gürültünün arasında böyle bir ses duyman mümkün değil” derler ve yollarına devam ederler.


Kimse inanmasa da içlerinden biri, Kızılderili’yi yalnız bırakmamak için onunla kalır.

Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da peşinden. Az sonra gökdelenlerin gölgesindeki bir tutam yeşilliğin ortasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.

Arkadaşı, Kızılderili’ye “Senin insanüstü güçlerin mi var. Bu sesi nasıl duyabildin” diye sorar.

Kızılderili “Bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya lüzum yok”  “Beni takip et, sana nasıl olduğunu göstereyim..” der.

Kalabalık bir kaldırıma gelirler. Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırıma atar..
Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, ceplerinden para düşürüp düşürmediklerini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına döner.

Önemli olan, neye kıymet verdiğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin!

Şimdi bu hikâyedeki Kızılderili Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek, cırcır böceği ise Eskişehirspor dersem ne anlatmaya çalıştığım tahmin ediyorum ki anlaşılır.

Çünkü Eskişehir garip bir şekilde bazı seslere, bazı sorunlara ve olup bitenlere karşı kulağını kapatmış.

Şehirde bana göre saçma sapan dedikodular bile gündem olurken, siyasi ve kişisel taarruzlar bile olması gerekenden fazla gündeme gelirken, haber değeri olup olmadığı tartışılır işler manşete çıkarken Eskişehirspor ilgili dertler, sorunları kimse duymuyor.

Fazlaca sebep aramıyor, neden diye sorgulama gereği hissetmiyorum artık.

Çünkü bu duyarsızlık ve yalnızlık beni kara kara düşündürüyor.

Artık o çok eleştirilen baklava, börek ziyaretleri bile kesildiğine göre aklımıza da ister istemez Kızılderili’nin o manalı sözü geliyor…

Önemli olan, neye kıymet verdiğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin!

Sevgiler Eskişehir!