Bu yazı bir “Ulaş Entok güzellemesi” değildir. Bu yazı, başarıyı sadece maddi kaynakla ölçenlere karşı, gerçek gücün birleştirici olmaktan geçtiğini hatırlatma yazısıdır.

Bir Ulaş Entok yazısıdır bu…

Müdür,

Sana katılmıyorum. Hem de hiç…

Geçtiğimiz gün gazeteci dostum Cihan Yıldırım çıktı, bir programda, bir de sosyal medyada, açık açık tarafını belli etti: “Halil Ünal’ı destekliyorum,” dedi. "Sebep?" dedik. “Kaynak, fon, para…” diye sıraladı. Ardından bir de çentik attı:

“Eskişehirspor için Kazım Kurt’un düzenlediği festivaller var ya – festival demeye dilim varmıyor da – işte onlardan her gün yapılması lazım, yoksa Ulaş Entok kalamaz!”

Müdür, biz seninle bu kulübün Behiç Funda’sını da gördük, Skibbe’sini de… Ne günlerdi! Toko’yu hatırlarsın değil mi? O “inanılmaz” Toko'yu (!), Ediz’i, rahmetliyi… Ama şimdi sana bir soru soracağım, yanıtını yüreğinden ver:

Seninle birlikte Eskişehirspor’un son 25 yılına, çeyrek asırlık tarihine mesleki olarak şahitlik ettik. Söyler misin bana hangi başkan için, hangi yönetim için böyle bir “festivallerle kaynak bulma” çabası gördük? Hangi başkan döneminde şehir yekvücut oldu?

Hadi söyle… Hangi dönemde sağcısı, solcusu, AKP’lisi, CHP’lisi, tribünde aynı sloganı haykırdı: “Es-Es!”

Bu tesadüf mü Müdür?

Bak, parası olan çok başkan geldi geçti bu kulüpten. Ama bazı insanlar vardır ki, ceplerinde beş kuruş olmasa da selamı ile duruşuyla, “güven” denen o soyut ama her kapıyı açan güçle yürürler.
Ben sana demiyorum ki Ulaş Entok bu kapıları tek başına açtı. Ama söylüyorum:

Hangi başkan döneminde CHP’li milletvekiliyle AKP’li vekil, CHP’li belediye başkanıyla AKP’li başkan aynı masaya oturdu da sadece “Eskişehirspor” dedi?
Söyle Müdür… Cevap ver!

Bak, Ulaş Entok’un başarısını sadece saha skorlarıyla anlatma. O, bu kentin futbol hafızasında siyaset üstü bir isim olarak yer etti.
Ne demiş her yönetime, neredeyse kendisine bile muhalif kıdemli tribüncü Melih Çavdarkardeşimiz sosyal medyada?

“Ulaş Başkan, kapalı gişe oynamak bize nasip oldu demişsiniz. Katılmıyorum. Size nasip olmadı, sizin sayenizde oldu. Kimseyi ayrıştırmadınız, siyaseti kullanmadınız, insanları kırmadınız ve şampiyon yaptınız.”

Müdür, ben sana bir örnek daha vereyim…

Manavgat-Antalya-TFF lobisinin gücünü bilen bilir.

Sahada ezip geçen bir takım vardı o gün…

O takımın başında Ulaş Entok vardı!

Bak, ben romantik değilim. Futbol artık sadece saha işi değil. Finans, lobi, strateji, ilişki yönetimi… Ama inan bana başarıyı sadece cebindeki para belirlemiyor. Öyle olsa Ali Koç’un Fenerbahçe’si 7 yılda 7 defa şampiyon olurdu…

O para olmadan da, doğru isimlerle, güçlü birlikteliklerle, sarsılmaz bir inançla dağlar delinir Müdür!

Ulaş Entok bu kente bunu gösterdi.

Müdür, sana bir kez daha söylüyorum:

Sana katılmıyorum.

Ulaş Entok’un adı, bu şehrin vicdanına yazılmıştır.

Ve bazı isimler vardır, parayla ölçülemezler.