Politik vuslat, sakil raksını Çankaya koridorlarında sergilerken Eskişehir hudutları açık kayıplara hazırlanıyor. Yankı korosunun boğuk ezgisi heybetli odaları hakikâte kapatmış; insanımızı ve yarınları silmek üzere. 

Gözler gerçeğe kör, mantık dışlanmış, yürek yok. Şehir surlarının içine fiyasko fırlatanlara, ilk hutbenin tepesinden seslenmek istiyorum: 

Atatürk’e sırtını çevirip ardını Şeyh Sait’e dayamak size yakışırdı. Yaptınız. Şehidin bayrağına dokunamayan eliniz, kan emicinin mikrofonlu elini gayet de tutardı. Yaptınız. 
Derdiniz Cumhuriyetin özlü ruhu, derdiniz 19 Mayıslardaki hıncahınç kalabalık, meseleniz bozkırın kıta aşan namı! 

Çünkü

Sabah ayazında bisikletini demiryoluna süren işçiler, tayyare fabrikası bıçkınları, Kırım’ın Tatarı, Razgrad’ın basma etekli kızçesi, Selanik’in çakır gözlü göçmeni, Bozan’ın kasabı, Hamamyolunun esnafı, Beylikova’nın sütçüsü, Sarıcakaya’daki tülbentli emektar, Odunpazarı’nın mistik havasını soluyanlar… Ikın ya da sıkın yörenin sempatisi, ne partilere ne de haris gruplara. 
Eskişehir’de tüm sevdalar Atatürk’le sınanır. Tereddütü olan teşebbüste bulunsun. 

Sözü Mustafa Kemal Atatürk’e bırakalım:

“Eskişehir’i ve Eskişehirlileri çok iyi tanırım. Millî Mücadele yıllarında büyük vatanseverlik ve üstün bir cesaretle mücadelemizin daima dört yanında olmuş, bu mücadeleye çok geniş yardımlarda bulunmuşlardır. Askerî hareket icabı olarak ordumuz Eskişehir ve Eskişehir halkına bir fedakârlık yüklemek mecburiyetinde idi. Bu bütün millet için fedakârane bir hareket idi ve bu şehir halkı ona göğüs gerdi. Tebrik ederim. Gördüğüme göre halk aydın ve faaldir. Toprak verimlidir. Az zamanda zayiatı telafi ve fedakarlıklarıyla iftihar edecektir.”


Akçeli işin muhterisleri, bürokratik rant emiciler ve siyasetten ticaret devşirenler yanlışları doğrulara ikame ededursun, sandık asıl tavrını sonuç saati bildirecek. Anlaşılan o ki Türkiye, CHP’nin iktidar olamamasına alışmışken muhalefet olamayışını da kabullenecek. İşaret fişeğini Eskişehir’le atmak isteyen parti zümresi, rulet silahındaki son tetik hakkını belediyelerde kullanıyor. Ancak bu kez namlunun bağrı dolu. 

Gençliğin objektif kriterlerinde değişmez konumunu koruyan il, haklı rozetini yakasından çıkarmak istemiyor. Cumhuriyet değerlerine yaptığım sık atıflar boşuna değil. Onulmaz hatalar, CHP açısından belediyelere eksi bir yazmakla sonuçlanacakken halk açısından sosyal yaşamdaki maliyetine nakit yetmeyecek. Silinmeye namzet değerleri bekletmeden silecek ekipler, kapının önünde hazır kıta bekliyor.

Savulunacak siper ya da direnç mekanizması kalır mı, o çelik irade kim tarafından sergilenir? Aksini iddia, güçlü karakterlerin yokluğuyla bir çırpıda çürütülebilir. Vaziyetin özeti aleni. 

Aramızdaki farkın okkası ağır. Siz siyaset istiyorsunuz, Eskişehir Cumhuriyet istiyor. Sizin bahsiniz yaş, kentin gerçeği arkasındaki gençlik. Ve gençlik, coşkulu nakaratın tekrarını istiyor. Fütursuz homurtular, kötülük şebekesinin Lut Kavmi misali helak sesleri.  

Unutkanlık çekenin hafızasını biraz şerbetlendireyim.

Eski gömleğin astarından dikilen kravatın hikâyesi hepinizden büyüktür. Vatan dediğin uğruna harcanmış ömürdür. 

Halka direnen yeniden değişir!