Eskişehir siyasetinde en sık, en çok konuşulan şey başlıkta yazan Büyükerşen ve sonrasına dair.

Çünkü Büyükerşen ben devam ediyorum dediği sürece kimse adaylıkla ve sonrasıyla ilgili somut bir hamle yapamaz.

Büyükerşen devam ettiği sürece karşısına çıkacak ve onunla yarışacak aday bulmak da pek mümkün olmaz.

Hiçbir parti genel merkezi, neredeyse partisinin oyu kadar fazladan oy alan bir isme “sen aday olmak istesen de artık olma” diyerek riske giremez.  

Hele ki bu parti CHP ise ve genel merkez Hoca sonrası ortaya çıkması muhtemel kaosu çok iyi biliyorsa…

Demem o ki Hoca ve sonrasını konuşmak için Eskişehir’de herkes Yılmaz Büyükerşen’in ağzına bakıyor. O devam derse kimseden ses çıkmayacak, ancak tamam derse, işte o zaman şehir tarihinin en hararetli yerel seçimlerinden birine tanık olacağımız aşikar.

Hocadan sonra aynı iddiayı ve partiler üstü etkiyi göstermek kolay değil. Ancak bu iddiayı en iyi taşıyacak ismin Ahmet Ataç olduğu aşikar.

Yıllardır Tepebaşı’nda elindeki dar imkana rağmen vizyon işler ortaya koymuş ve her partiden insanın oyunu almış Ataç’ın Büyükşehir adaylığı muhtemelen şehirdeki pek kişiye göre de adil ve yerinde bir tercih olur. Bana göre olası bir kaosa karşı en yerinde tercihte olabilir.

Ahmet Ataç nasıl Hoca varken önünden geçmem diyebiliyorsa, Kazım Kurt’da Ahmet Ataç varken ben Odunpazarı’nda bir dönem daha aday olabilirim derse kimse garipsemez.

Çünkü öyle tahmin ediyorum ki bugün Büyükerşen var diye rakip olarak karşısına çıkmak istemeyen nice isim Büyükerşen olmazsa bu seçime iddialı bir şekilde girecektir.

Ak Parti’de, İYİ Parti’de, DSP’de, Saadet Partisi’de, Demokrat Parti’de yani genel seçimde iddialı olmasa bile yerelde yıldız bir isimle Büyükşehir’i alabilirim diye düşünen her parti Eskişehir’de iyi aday çıkartma yarışına girecektir.

Başta ekonomi yönetiminde yer alan isimler Celalettin Kesikbaş, Metin Güler, Nadir Küpeli ve hatta yönetim kurullarındaki dikkat çeken isimler dahil potansiyel aday olabilir.

Hatta biraz iddiayı artıralım artık vekilliği bırakmış Nabi Avcı ya da Dündar Ünlü, Osman Yüksel gibi isimlerin adaylığı bile söz konusu olabilir. 

Yani Büyükerşen olmazsa bu seçimde cesaret kazanıp aday olması muhtemel çok ama çok isim var.

O yüzden bir ismin sadece CHP’den aday olması seçimi kazanır anlamına gelmiyor.

Hoca gibi bir çizgiye, parti işlerine pek müdahil olmayan ve kendi seçiminde standart üstü farklar atan bir adaya ihtiyaç olduğu aşikâr.

Bu açıdan düşününce de ister istemez aklan gelen tek ismin Ahmet Ataç olduğunu kimse inkâr etmeyecektir.

Ancak yine belirtmekte fayda var.

Şu an her mecliste, 3,5 kişinin toplandığı her masa ve siyasi sohbetlerin hepsinin merkezinde bu konu olduğu için yazma gereği hissettim ama yerel seçime daha çok var. Hele ki yerel seçimden önce önemli bir genel seçim olduğunu unutmamak lazım.

Yılmaz Hoca’da kararını vermek için bence genel seçimi bekleyecektir.

Ha ben artık görevi devredeceğim derse illa ki onun işareti, onun aday göstereceği isim de genel seçimin sonuçlarına göre şekillenecektir.

Seçimin sonucu hatta bölgesel genel seçim sonuçlarını da es geçmeyelim.