Çok değil bundan 1,2 ay önceye gidecek olsaydık eminim seçim tahminleri hem ülke hem de şehir adına çok farklı olurdu.

En azından pek çok kişi rahat rahat hem iktidarın hem Cumhurbaşkanının değişeceğini ya da en kötü iki seçimden birini muhalefetin alacağını iddia edebilirdi.

Zira iktidar ekonomi yönetiminde, mülteci sorunu çözümünde, eğitim, işsizlik, liyakat, toplumsal kutuplaşma gibi pek çok konuda ciddi puan kaybı yaşadı.

Hatta iktidarın en iyi olduğu “yol” konusunda bile başta Eskişehir olmak üzere büyük zafiyetlerine tanık olduk.

Eskilerin deyimiyle “evdeki tencere” başta olmak üzere iktidara tepki gösteren çok fazla insana rastlıyorduk.

Ancak bugünlerde 2 ay önceki iddiayı, iktidar kesinlikle değişir, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kez kaybeder söylemini daha az duyuyor, iddialı konuşanların sayısının daha da azaldığına şahitlik ediyoruz.

Peki neden?

Ekonomi mi düzeldi? Hayır.. Bilakis kış başlayacak ve daha da kötüleşeceğine eminiz.

Mülteciler geri mi yollanıyor? Hayır… Daha da gelen gelene

Öğretmenler mi atandı, EYT mi çözüldü, kamuda liyakatli insanlar göreve mi alındı?

Ya da artık aynı isimlere ihale verilmiyor? Sağlıkçıların dertleri çözülüyor mu?

Değişen, 2 ay önceye göre somut olarak iyiye giden bir şey var mı? Bence hayır.

O zaman neden insanlar bu iddiadan, iktidarın değişeceğine dair inançtan bir parça uzaklaştı?

Çünkü muhalefet başka bir deyişle altılı masa şu an bekleneni karşılamaktan çok ama çok uzak.

İktidar eksiğini biliyor ve karşılığı tartışılır bile olsa sürekli hamle yapıyor.

TOKİ’den ev vaat ediyor

İcraya düşen dosyaları ödeyeceğini vaat ediyor.

Teknolojik ürünlerde ÖTV’yi kaldıracağız diyor.

Doğalgaz desteği, elektrik desteği diye sürekli vaatler sıralıyor.

Peki, altılı masa ortaklığı ne yapıyor?

Bir kere ortak bir söylemi yok.

CHP köprü ve otoyollarla ilgili ödeme yapmayacağız diyor, İYİ Parti hukuksal olarak vermek zorundayız diye genel sekreter düzeyinde açıklama yapıyor.

Davutoğlu ayrı bir cemiyette farklı açıklamalar yapıyor, Babacan başka bir yerde başka şeyler konuşuyor.

Yani ortak bir söylemleri, disiplinli bir eylemleri yok.

Kılıçdaroğlu aday olmak istiyor ve partililerinden destek istiyor. İYİ Parti buna sıcak bakmıyor olacak ki üstü kapalı mesajlar veriyor.

Yani altılı masa kendi içinde hem Cumhurbaşkanı adayı hem de illerden çıkarılacak vekillikten, belediye başkan adaylarına kadar başka bir pazarlık içinde algısı var.

İktidar bu kadar eksik, bu kadar zayıf, bu kadar vatandaşın tepkisini almışken niye hala güçlü?

Çünkü insanlar ortaya iddia koyabilmek için gerekli doneyi muhalefetten alamıyor.

Çünkü insanlar sadece iktidar değişsin ile ilgilenmiyor. Sorunlar çözülmeyecek, sıkıntılar bitmeyecek, dertler aynen devam edecekse “iktidar değişmese de olur” kafasında şu an.

Adamla konuşuyorsun, başlıyor şikâyete.

Kiradan, marketten, içkiden, tatilden her şeyden yana sıkıntısı var. Eski hayatını yaşayamıyor, kahvaltılık alırken zorlandığını söylüyor. Bundan hükümeti sorumlu tutuyor ama yine Ak Partiye oy vereceğim diyor.

Çünkü kendisini ikna edecek, peşine takılıp hayalini bile kuracağı bir vaat göremiyor karşıda.

Şayet değişik bir sonuç istiyorsanız, aynı şeyleri dayatmaktan vazgeçip bir zahmet konuşmaya ve bir şeyler söylemeye başlayın.

Mültecileri göndereceğiz.

TOKİ’den asgari ücretin 5’te biri sabit ücretle ev vereceğiz.

Varlık fonuna devredilen borçları yüzde 10’unu ödeyerek bitireceğiz.

Temel gıda ürünleri için ihtiyacı olan her haneye destek vereceğiz.

Elektrik şirketlerinin harami düzenini yıkacağız.

Sağlıkçılara şunu, öğretmenlere bunu yapacağız.

Fahiş fiyat politikası güdenleri ağır cezalandıracağız deyin…

Aslında ne olduğunun önemi yok, yeter ki bir şeyler vaat edin.

Bir şey söyleyin, bir şeye ikna edin insanları …

Ama sırf iktidar değişsin diye insanların sizi defalarca yaptığı gibi tek dayanak görmesini kendinizin mucizesi olarak görmeyin artık…