Sevgili Sedat Aydoğan dün belli ki yazacak bir konu bulamamış ve CHP ile ilgili yazdığım yazıyı alıntılayarak benim tespitlerim üzerinden bazı değerlendirmeler yapmış.

Bir de konuyu ne yapıp ne edip  ”Çarpışma” programına getirerek “Sevgili Soner’in “AK Parti’de 50 tane isim sayarım ama CHP’de o liste için sayacağım 5 kişi yok!” tezi ortaya çıkıyor. Ve bunun doğruluğunu anlatabilmek için de bas bas bağırıyor. Oysa biraz dinlese, benim de kendisine katıldığımı duyacak ama sesini kısmasını bilmediği için kimseyi de duymuyor.” demiş.

Bir an kendimden şüpheye düştüm. Programı açarak tekrar izledim. Acaba bağırdım da hem de bas bas bağırdım da benim mi haberim yok dedim. Yoo, bağırma, çağırma yok. Gayet net bir şekilde yazımda da belirttiğim düşünceleri ifade etmişim.

Ancak Sedat Aydoğan idrak yollarında bir hasar olmuş olacak ki, bırakın programdaki ses tonumu, yazım bile kendisine yüksek sesli gelmiş.

Tabi bu benim ancak hoşuma gider…

Karşılıklı atışmaları fikirden çok uzak ise sevmem, tarzım değildir. Ancak Sedat hem hafızası güçlü hem de iyi bir meslektaşım olduğu için cevapsız bırakmak istemedim.

Fakat bu konuda Sedat’ın yazdıkları beni ikna etmiyor. Fikrimi değiştirecek somut bir bakış açısı göremedim.  O yüzden kendisinin tezine katılmıyorum. Ancak bu tez “saçma, absürt” demeyeceğim. Bir gazeteci arkadaşımın yazısına “saçma” demek benim için yakışık olmaz.

Sedat Ak Parti’de 50 isim var ama ben 5 tanesini vitrine koyarım, diğerleri vitrine girmez demiş. Büyük konuşmuş.  

CHP’de sayıp, sıralayabildiğimiz 5 ismin Ak Partiye bedel olduğunu ima ederek fazlası nitelik değil nicelik olur demiş. Aslında CHP’yi küçültmüş ve koskoca parti 5’ten büyük değildir, demeye getirmiş ama farkında değil.

Bir yandan Soner’e katılıyorum demiş diğer yandan katılıyorum dediği kısmı farklı bir tez ile çürütmeye çalışmış. Ama olmamış.

Yani bir taş atmış, 2 kuş vurayım derken ağaçtan sektirip, kendini vurmuş.

Yahu Sedatcım bir kahve iç, kendine gel.

Ben zaten nicelik değil nitelikten bahsediyorum.

CHP’de de en az 40 isim kalkacak ve aday adayı başvurusu yapacak.

Ancak şu an diğer partilerde konuştuğumuz isimler sayıca fazla olmasına rağmen nitelikli isimler olduğu için CHP’ye bu öz eleştiriyi yapıyorum.

Bu yüzden kendini bu kadar zorlama, 5 kişi ile bu iş olur demeye getirme.

Vekil listesi bile 6 kişiden oluşuyor Sedatçım, yapma!

CHP siyasi kadro üretemiyor, siyasi kadrolarını her seçim döneminde bir bir harcıyor. Ahde vefadan yoksun ilerleyen süreçler CHP’de siyaset yapma hevesinde olanları uzak tutuyor.

Bir bak şehrin sosyal demokratlarına,  içlerinde kızgın, küskün, dışlanmış, engellenmiş, çocuk muamelesi yapılmış kimler kimler var…

O yüzden bunu kişisel bir atışma gibi uzatmayacağım. Eleştirimin arkasındayım.

Partilerin bir görevi de siyasi aktör ve kadro üretmektir. Yerelde iktidar olmuş bir parti sorunlara palyatif çözümler getirerek halı altına süpürülen meseleler ile artık yüzleşmelidir.

Şayet Belediye Başkanlarını çıkarırsan bu partide kalacak özgül ağırlık nedir?

Bu soruyu bir cevaplayın. Sonra belki yeniden konuşuruz.