Bir süredir Eskişehir’de cereyan eden asayiş olayları dikkat çekiyor.

Silahlı çatışmalar, öldürülenler, bıçaklananlar, hırsızlık, gasp, kavga diye sıralanan ve geçmiş yıllara kıyasla fazlalaştığını düşündüğümüz vakaya tanığız.

Son olarak İş İnsanı Serkan Zengin bu duruma dikkat çekti ve “İnternet oylaması ile güvenli şehir olunmaz” diyerek Eskişehir özelinde ara ara yaptığımız bu tartışmaya yeni bir alan açtı.

Siyaset, kişisel polemikler, özel açıklamalar elbet gazetecilik adına bereketli ve reytingi yüksek konular lakin bu konuyu es geçmememiz mutlaka gündeme almamız gerekiyor.

 

Eskişehir Güvenli mi, Değil mi?

Buna net bir cevap vermek mümkün değil!

Güvenli Şehir olması için ne olması, nasıl bir istatistik oluşması gerekiyor bunu bilmiyoruz.

Elimizde Eskişehir adına güncel bir veri yok. Basın ile Emniyet Müdürlüğü arasında da eskisi kadar yakın bir iletişim olmadığını söyleyebilirim. Bu sebeple elimize rakamları alıp diğer şehirler ya da Türkiye ortalaması ile Eskişehir’i kıyaslayamıyoruz.

Rakam veremiyoruz tamam ama son yıllarda bizleri tedirgin eden, rahatsız eden, eskisi kadar iyi hissettirmeyen bir sorun olduğu aşikâr.

Geçmişte yaşananlara paralel olduğu için savunulabilir olan bu anketler şu an boşa çıktı.

Yaşanan bu gerçeklik ile bir internet sitesi oylamasından çıkan sonuç birbiriyle çelişir ve askıda kalır bir durumda.

Kadınların bile gece 4’te rahatça dolaştığı şehir diye avunduğumuz klişeyi üzgünüm ama artık bir gerçeklik olarak öne atamayız. Bırakın kadını ben bile belli noktalarda bir bela ile karşılaşmaktan endişe duyuyorum.  

Türkiye’de 4 milyona ulaşan ruhsatlı silah sahibinin bir kısmı Eskişehir’de yaşıyor.

Eskişehir sosyal donatıları nedeniyle çevre illerden gece hayatı için her gün yığınla insan misafir ediyor.

Barlar Sokağı kuruluş amacının çok dışında ve kompleks eğlence kültürünü ne yazık ki kaldıramayan bir noktaya geldi.

Ekonomik sıkıntılar, sürekli artışta olan gerginlik ve buhran tüm ülkede olduğu gibi bu şehri de es geçmiyor ve önüne geçilemeyen bir madde sorunu var.

Özellikle genç nüfusun yani hedef kitlenin Eskişehir’de fazla oluşu, kimyasal uyuşturucu dediğimiz bu zehirli ve öldürücü maddenin nispeten ulaşılabilir ve alkole göre daha ucuz oluşu, sonunu düşünmeyecek kadar bilinçsiz olanların bu tehlikenin farkında olmaması bizi yani genç potansiyeli yüksek bir şehri epey zorluyor.

Bakıyoruz Emniyet Müdürlüğü ekipleri sürekli operasyon yapıyor.

Her operasyonda yakalama kararı olan, üzerinde kaçak silah ya da uyuşturucu ele geçirilen nice insan yakalanıyor.

Ancak haftada 3 gün operasyon yapılsa dahi bu yakalamaların sayısında bir azalmaya pek rastlanmıyor.

Burada ceza kanunu yaptırımları da işi zorlaştıran bir etken diye düşünüyorum.

Zira ufacık bir hakaret, bir twit yüzünden hapis yatanlar ya da çok büyük bedel ödeyenler varken uyuşturucu ya da adam yaraladığı için ertesi gün salıverilenler fazlaca...

Yani sorun sadece Eskişehir özelinde kalmıyor.

Güvenlik ülkede her şehrin ve insanın sorunu olarak dikkat çekiyor.

Ancak bizlerin önemli bir eksiği var.

Hepimiz sorunu tespit ediyor, az ya da çok diye notunu veriyoruz.

Ancak çözüm noktasında ele alınır, gerçekçi önerilerden uzağız.

Ne yapabiliriz, nasıl bir yol izleyebiliriz, sorumluluk noktasında kim ön almalı ve paydaşları kimler olmalı diye bir sıralama yapmamız lazım.

Güvenlik sadece Emniyet Müdürlüğü’nün omuzlarındaki sorumluluk değil.

Şehrin aydınlatılması ve suça teşvik edici alanların azaltılması, spor ya da çeşitli eğitimlerle gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durması, sosyal donatılara ruhsat verilirken bazı tehditlerin öngörülmesi, özel iletişim ve rehberlik ofisleri diye sıralanıp giden yerel yönetimden, gençlik ve spor hizmetleri il müdürlüğüne kadar herkesi ilgilendiren bir eş güdüm olmasın mı?

Sonuç olarak tüm önerilerin temelinde iletişim ve iş birliği karşımıza çıkacak.

Bu tüm sorunları çözmeyecek ama çözülmesi için iyi bir merdiven olacaktır…